Uykunun yarı mahmur uyuşukluğunun etkisini, üzerinizden yorgan gibi atmaya çalıştıkça hissetmek, soğuk ürpertinin kucağında bulmak kendinizi.Bu da diğerleri gibi rüyanın el değmemiş, uzaklaşan renklerinden kalma bir gökkuşağıysa eğer.
Ateşe yaklaşmaya çalışan demircinin korkusuzluğuyla dokunmak, var olmayana duyulan kızgın kor alevin suçu değil.
Gitmiyor yolunda gitmiyor, tahmin edilen düzenin dışına çıkarılmaya çalışılan güdülmüş insanoğlu, kalıpların içinde kalan baskıya karşı durmuyor, ağrıya dayanmaya alıştırılan bir milletin zoruna gitmiyor yaşadıkları.
Kabullenmek öylesine sıradanlaştırılmış ki, günlük okunan mürekkep baskısı sahte, gözü yaşlı dizilimlere gebe bırakılmış zorlanarak aşağılık tecavüzlerle fikirler, duyulan, izlenen suskunluk doğurmuş, hiçbir çarpışmaya gücünüz olmadan zorda olsa sindiriliyorsunuz.
Sesler duyulmuyor mu? Bir halk titreşim özelliğine mi almış kendini yoksa milletçe kanserli beyinlerin içe kapanan yüzleri geçiyor mu idare gücünde makamlarım akıllarından şüpheli.
Boşluğa dokunmak öyle buhranlı bir sıkıntı ki, kim dokunmak istese bir sorunun yüzüne, depresyon zincirinin bir halkası oluveriyor, uzaklaşmaya çalıştıkça sırtından bıçaklayan katil zanlısı olmuş karar.
Tüm olumsuzlukların içinde gülme cesaretinden güç alanlar, pişkin güçlüler, zayıfların sırtından intikam planlarını gerçekleştirirken, cennet kara toprağının üzerinde kimsenin eşit olmadığı gerçeğini kanıtlayan şerefsiz pişkin tedarikçiler el sıkışma çabasında.
Boşluğa dokunmak için biçimlendirilmiş karamsarlığın rapsodisini anımsattığında yaşadıklarınız, gelecek kaygısının namluda ki son kurşunun, namlu ucundan çıkışına yön vermesine kararla, eldeki işaret parmağını durdurmaya her an gücünüz vardır.
Ateş etmeyin kimseye, yaşadığınız toprak parçalanmaya değil bütünleşmeye ihtiyaç duyar, ayrılarak açılmak büyümek gelişmek değildir
Büyümek, gelişmek, ilerlemek, bilimle dans etmek boşluğa dokunmaktır, kitleleri harekete geçiren enerjinin temelinde bilim olmalıdır.
Tek başına güç bir özgürlükmüdür? Sınırların olmadığı bir ulusta, her şey özel prodüktörlerle senaryolaştırılıp servislendiğinde, Hükmetmek sandığınızdan daha kolaydır.
Tıpkı doğal felaketler sonrasında, kutudan görünen yüzlerin tüm yaralar sarılacaktır mesajı gibi duygusuzca.
