Yer sofrasında yemek yemeyi, masa ve sandalyede yemekten üstün tutan… Peygamber zamanında tank top yoktu, savaşta da tank top kullanmasana… Sen YOBAZSIN. Peygamberimize sevgimizden, onu anmak ve hatırlamak için “Yer sofrasına”otur. Sadece bu ülküyle otur, bu oturuşun bile ibadettir ama masada oturmanın faydalarını reddetme. Mesela misvak kullan efendimizi hatırlattığı için sadece bu amaçla kullan, diş macunu ve diş fırçasının faydalarını inkar da etme… Peygamber zamanında ki zuhurat esma’nın o günkü tecellisidir. Esma’nın tecellisi değil mi… Sanki, bu günkü tezahürat…
Sen yobazsın… Peygamberini Allah terbiye etti. O yönlendirdi… Seni ise yobazlığın yönlendiriyor bari aklı kılavuz seç… Seni Allah yönlendirmiyor ki… Peygamberimiz çok cömertti ama peygamberin izinde olduğunu iddia eden sen sadece milletten zekat topluyorsun…. Peygamber köleliği kaldırdı sen kapitalizmle barışıksın… Özelliklerin, sıfatların, eylemlerin, ülkülerin örtüşmüyor…
Sen yobazsın, iyi ki seni dinleyen yok, hesap dışısın iyi ki, “Hocanın dediğini yap” denilmiş ama dediğini de yapmaz oldular… HİKMETLİ olan gerçekleşir çünkü bu varlığı hikmetli olan idare ediyor sen değil… Bidatdır dersin selaya karşı çıkarsın… Mevlit okunmasına karşı çıkarsın sen şekilcisin ama dinin şeklini korumak mı özünü korumak mı Allah’a ibadettir…
Sen yobazsın, şu varlığı Allah var etti ve esma’nın tecellisidir her şey, kaderin sana boyun eğdirmesi bile… Müslüman ülkelerin güçsüz kalmasında alınacak dersler yok mu… Doğru dersleri almayalım mı… Ey Sen Kader diye bir şey yok diyen, “Ol” dedi ol dedikleri oluyor. O şerleri hayra tebdil de eyler, sabrı öğren… Şükrü öğren diye oluyor olan bir çok şey… “Ol” diyen HAKİMDİR… Sabret, gece hep gece kalmayacak, gündüze de sıra gelecek… Allah’ın dediğinden başka bir şeyin vuku bulması mümkün mü… Hakim olan o, sen mi kaderini belirleyeceksin… Sendeki cüzzi iradeyi veren de o… Onun dediği oluyor. “OL” dedikleri oluyor… Senin ol dediklerin mi olur sanıyorsun.
Bu varlığı ALİM olan var etti ve o idare ediyor, sana bırakmaz insanları da o yönlendirir, yani devre dışısın… Kur’anı korumak adına yaptığın da yanlış… Varlık Allah’tan, Kur’an Allah’tan… İkisinde ki ilim de Allah’ın ilmi… İkisindeki öğreti de… Kur’anı korumak adına sınır koydun, ilme ve bilme… Engel oldun ilme ve bilme… Engel oldun her teknolojik alete… Sen YOBAZSIN… Her varlığın fıtratında ki öğretiler vahyedilen öğretilerdir… “Arıya vahyettik” buyuran Allah her canlıya muhtaç olduğunu vahyetti… Doğumdan önce bedenen ve ruhen anne anneliğe hazırlanıyor…
Sen yobazsın, kur’anın sunduğu bilgi, bir mezheple sınırlanacak kadar dar bir bilgi değil, mezhepler bir damla ışıktır… Kur’an bir derya… Senin dinin teknolojik icatlara engel… Mesela bu günkü telefonlar bu denli yararlı hale gelmeseydi… İyi mi olurdu… Allah’ın şefkatinin ürünü, tezahürü bu telefondaki gelişme, Amerika’ya gönderdiğin oğlundan, kızından canlı bağlantıyla haber alıyor ve rahatlıyorsun…
Kuyudayım Yusuf Gibi
Medet ey Allah’ım medet
Kuyudayım Yusuf gibi
Elinde Kur’anla gel
Yüzü güneş olan sevgili
Gecede bir yıldız görsem
Her seferinde ben seni ararım
Göremesem ölmek isterim
Ölmek isterim bu kuyuda
Kuyudayım Yusuf gibi
Kaç bahar geldi- geçti ömrümde
Baharlar seni hatırlatır
Bahar gelince
Her yıl
Yenilenir bahçeler
Çiçeklenir sevgim
Çiçeklenir bahçem
Çiçeklenmez ise bahçem kahrolurum
Ölmek isterim o bahçede
Yolu bahar olan sevgili
Bahar bekliyorum Eyyüp gibi
Gönlü pınar olan sevgili
Yağmurlar düştükçe toprağıma
Her damlada ben seni düşünürüm
Bulamazsam kahrolurum bu çölde
Yanında Aliler Ömerler, Osmanlar Ebubekirler…
Gül yüzünle rüyalarımı süsle
Öleyim bu çölde
Gel gül yüzünle rüyalarımı süsle
Güleyim bu çölde
Çöldeyim Adem gibi
Gel ey nebi gel
Kuyudayım Yusuf gibi





















