Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Fuat AKPINAR

Analiz

Fuat AKPINAR Yazar Fuat AKPINAR
28 Haziran 2019
Fuat AKPINAR
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bu yazımda biraz sistemi anlatıp birde birkaç kavram üzerinde duracağım. Sistemden bahsederken kastım yalnızca Türkiye değil. Türkiye de yaşanan olayların benzeri üç aşağı beş yukarı her ülkede yaşanıyor, çünkü sistemin arkasındaki güçler aynıdır.

 

Başlığın “analiz“ olması bu yazının “analiz“ olacağı anlamına gelmez, “analizin“ başında “Anal“ var, devamını siz düşünün. Bu kavram öyle tesadüf olarak ortaya çıkmamıştır. Af edersiniz masonların ahırından yetişen yazarlar veya yorumcular hep “analiz“ kavramından bahsediyorlar, bu bilgisizler ordusunu açık adlandırdığım için rahatsız oluyorlar. Olabilirler, onları da anlıyorum, bu konunun daha iyi anlaşılması bakımından açmak gerek.

 

Bu adaletsiz sistem bize yüzlerce ve hatta binlerce yıldır hiçbir konuda doğru söylememiştir, insanları manupüle etmek için ellerinden ne geldiyse yapmışlar ve halende yapmaya devam ediyorlar. En somut örnek 1859 da Charles Darwin’in ortaya atmış olduğu evrim teorisidir. Bu konuya başka bir yazımda detaylı değineceğim, sistemi bir bütün olarak sorguladığımızda korkunç manzaralarla karşılaşırız, bütün dünyada yapılan savaşlar ve devrimler yalan dolan üzerine yapılmıştır. Sistemin batıdaki adı demokrasidir, fakat faşizmi o kadar gizli ve sinsi uyguluyorlar ki hiç kimsenin sesi çıkmıyor, geri kalan kıtalara ve devletlere çeşitli adlandırmalar bulmuşlar, sistemi elinde tutan güçlerin hepsi batıda yaşıyorlar, bunların bütün dünyada taşeronları var.

 

Bugünkü tıbbı bize sağlık sistemi diye yutturmuşlar, devlet, özgürlüğü garanti eder diye yargı sistemini de bize adalet diye yutturmuşlar; sistem, maneviyatı yok etmek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. En büyük sorun insanlar konulara hakim olmadığı için inanıyorlar. Ayrıca teknik kavramlarla dili çok mükemmel manupüle etmişler. Örnek vermek gerekirse; bugün bütün dillerde ”normal” sözcüğü kullanılır “normal“ kelimesinin İbranice karşılığı HASTA demektir. Artık gerisini siz düşünün, bu kelimenin gerçek anlamını Googlede aramayın, bulamazsınız. Eğer Friedrich Weinreb “Leiblichkeit – Unser Körper und seine Organe als Ausdruck des ewigen Menschen.“ (tr. Vücudumuz ve organları ebedi insanların ifadesidir) kitabını okumasaydım bende “Normal“ kelimesinin ne anlama geldiğini bilmezdim.

 

 

Sistem bize yararlı olan hiçbirşeyi öğretmez kendimizi iyi yetiştirmek ve insanlık için yol bulma yeteneğinizi felç etmiştir, sistem bizim başarılı olmamızı engellemiştir, onun yanında çok iyi köleler haline getirmiştir. Bu bağlamda alfabe adlı belgesel filminin bütün anne baba ve çocuklarıyla seyretmelerini öneririm, bu filmde çocuklar ve gerçek bilim adamları konuşuyor.

Kaynak: http://www.alphabet-film.com/

 

Türk kızı Yakamoz Karakurt okul sistemini yerdenyere vuruyor:

 

“Lisede, kendi düşüncemizi oluşturmamız öğretilir, ancak onu nasıl ifade ettiğimiz ve fark yaratacağımızdan değil. Birşey sizi rahatsız ediyorsa, başkası için ne kadar küçük olursa olsun, ona karşı durmamız gerek. Bazılarına abartılı gelebilir ama okul sahip olduğum en önemli şeyi benden alıyor: çocukluğumu…“

 

Yakamoz Karakurt okul için yazdığ bu mektup Almanya’nın en önemli gazetesinde yer alır. Kaynak: Die Zeit Gazetesi.

 

http://www.zeit.de/2011/34/P-Schule

http://www.zeit.de/2011/34/P-Schule/seite-2

 

Alman bilim adamı nörobiyolog ve beyin araştırmacısı Prof. Dr. Gerald Hüther aynen şöyle diyor; “çocukların %98’i çok yetenekli okulu bitirdikten sonra sadece %2 kalıyor“

 

Bu korkunç bilanço sistemin verdiği çarpık eğitimden kaynaklanıyor, sistemi sorgulayın, A partisiyniş B partisiyniş üzerinde durmayın, bunlar sistemin suni tasarımlarıdır.

 

Die Welt gazetesi 2013 de özelikle gençler üzerinden araştırmaları olan Viyanalı bilim adamı Bernhard Heinzlmaier soruyor: Bay Heinzlmaier “Gençliğimiz ne kadar aptal?“

 

Bernhard Heinzlmaier: “Gençliğimiz en iyi mutlak şekilde aptal olma yolundadır, eğitim ve öğretim sistemimiz yalnızca OECD ve Pisa‘nın ekonomik yönlerine göre çalışmak zorundaysa gençlerin iyi bir şansa sahip olmasını beklemiyorum.“ Kaynak die Weld gazetesi sayfası;

 

https://www.welt.de/vermischtes/article118147140/Auf-dem-besten-Wege-in-die-absolute-Verbloedung.html

 

Avrupada hal böyleyken Türkiye‘de durum dahada vahimdir. Okul sisteminin amacı itaatkâr insanları yetiştirmektir, üniversiteler artık ucu açık ilime dayalı değil ideolojik odaklıdır. Amerikalı filozof matematikçi ve aktivist Bertrand Russel okul sistemi ile ilgili şu tespiti yapıyor:

 

“Eğitim sistemleri gerçek bilgileri iletmek için değil halkı yönetenlerin iradesine uydurmak için geliştirmiştir, okullarda zekice bir aldatma sistemi olmadan demokrasinin belirsizliğini korumak imkansız olurdu, ortalama bir vatandaşın bağımsız düşünmesi arzu edilmez çünkü bağımsız düşünenlerle başa çıkmanın zor olduğuna inanılır, sadece seçkinler düşünmeli geri kalanlar koyun sürüsü gibi liderlere itaat etmeli veya onları takip etmelidir. Bu doktrin demokraside bile tüm devlet eğitim sistemini tamamen mahvetti“

 

Hayatta bazen acı veren deneyimler vardır ve umutsuzca çıkmak istediğiniz derin bir çukura düşersiniz fakat sağlıklı bir özgüvene sahip olmak herşeyin üstesinden gelmeyi kolaylaştırır.

 

Kendini sistemin sahibi gösteren sözde seçkin soylu ve elit diye adlandıran özde ne idüğü belirsiz soysuzlar, onlar için çalışanlara, bunlar bizim “Analistlerimiz“ ve bize “analiz“ yapar derler, yani kısacası kendileri için çalışanları “Anal” olarak görüyorlar. Tabi bu kelimenin gerçek anlamanı bilmeyenler çok hatta hiç yok desem daha iyi olur, onlar tamamen saf ve iyi niyetli bir şekilde “analizden“ bahsederler, ben bunu yazıp bilmenizi istedim, bundan sonra bu kavramı kullanır veya kullanmazsınız sizin bileceğiniz iştir.

 

Sistem hokkabazları evrenimizi şuana kadar korkunç bir hale getirdiler, bu zavallılar bile mutlu değiller; çünkü onlar onarılmaz bir şekilde hastalar.

 

Partileri ve ideolojileri olmayan evreni yaratmak daha güzel olacaktır, Dünyada bütün halklar bunun için mücadele etmeli, benim mücadeledeki kastım kavga gürültü patırtı değildir, hatta ben yürüyüş yapmayı bile doğru buluyorum. Yapılan her aktif eylem sistemin işine yarıyor. Eylem yapmadan iş yapmak lazım, bütün insanlar bir ay işe gitmediğinde veya bir kere seçime gitmediğinde sistem çöker. İnsanlar hiç birşey değiştiremeyeceğine inanır, ancak eğer korkunuzu yendiyseniz çok şey değiştirebilir, koşullara uyum sağlayarak çok şey yapabilirsiniz. Gerçeklere uyum sağlamak zorunda değiliz, gerçek bize uymak zorundadır. Ne zaman bunu kavrarsak o zaman başarılı oluruz.

 

Şimdi size iki kavramı daha anlatacağım.

1- kavram partinin gerçek anlamıdır. ABD 1776 da kurulduktan bir süre sonra masonlar devleti sadece Cumhurbaşkanlığıyla uzun vadede yönetimeyeceklerini, ondan dolayı çok kıvrak bir zeka ile parti kavramını ortaya çıkartırlar. Parti terimi Latinceden “pars” tan geliyor. Pars bölmek anlamına gelir, Partis parçalama anlamına geliyor. Konunun daha iyi kavranması bakımından hatırlatmak için, Türkiye de kardeşler akrabalar arasında araziler bölüşüldüğünde bu senin parselin bu benim parselim diye bölüşürler, işte partide böl ve yönet demektir. Bu kadar açık ve net. Bundan dolayıdır ki partiler hiç bir dönem kamuoyu yararına çalışmazlar, siz onların yalanlarına bakmayın, zaten parti yasalarında yalan söylemek serbesttir, yapılan bütün çalışmalar da yüzeysel ve göstermeliktir. Örneğin hiç duydunuz mu bir parti vaadini yerine getirmediği için ceza almıştır diye? Öyle bir şey asla olmaz, eğer biz bu ülkeye faydalı olmak istiyorsak herşeyden önce gerçek anlamda ulusal Birliği sağlayıp partileri ortadan kaldırmak gerek.

 

2-kavram ise; faşizm kavramıdır, faşizm kelimesi İtalyanca “fascio” veya Latince “fascis” demektir. Çoğul olarak Fasces içine balta yerleştirilmiş bir çubuk demektir. Fasces roma imparatorluğunun en yüksek yöneticilerin resmi sembolü idi. Kısacası faşizm kelimesinin tam anlamı balta demektir. Şimdi siz okuyuculardan bir ricam var, kendiniz bakınız. ABD kongresinin genel Kurulunda sağında ve solunda birer büyük baltalı sembol vardır, ortada ise ABD bayrağı mevcuttur, işte o baltaların kelimenin tam anlamıyla ABD‘nin faşist bir devlet olduğunu kabul etmektir.

 

Bizdeki bilgisizler ordusu ABD deki demokrasisinden dem vururlar, şimdi çok merak ediyorum bundan sonra sözde batı demokrasisine hayran olanlar ne derler?

 

Medyamız çöp dolu bilgilerle donatılmıştır, sistem insanları neredeyse 24 saat boyunca doğal olmayan şeylerle meşgul tutmayı başarmıştır.

 

1888 Senesinde John Swinton New York Times Gazetesinin Eski Editörü, gazeteden ayrılmadan önce yaptığı konuşma bugünü de yansıtıyor:

 

“Hiç biriniz düşündüklerinizi olduğu gibi yazmaya cesaret edemezsiniz, bunu yapmaya kalktığınızda yazdıklarınızın basılmayacağını önceden bilirsiniz, çünkü çalıştığım gazetede bana düşüncelerimi açıkça yazmak için değil tersine yazmamam için haftalık bir ücret ödüyorlar, içinizde benzer biçimde benzer ücretler alan başkaları da vardır, düşüncelerini açıkça yazacak kadar salak olan herhangi biri sokaklarda başka bir iş arıyor olacaktır, gazetemin herhangi bir sayısında gerçek düşüncemi yayınlamaya kalksaydım 24 saat dolmadan işimden atılırdım.

 

Gazetecilerin işi gerçeği yok etmek düpedüz yalan söylemek saptırmak, kötülemek, servet sahiplerine dalkavukluk etmek, kendi günlük ekmeği uğruna yurdunu ve soyunu satmaktır, bunu sizde biliyorsunuz bende. Öyleyse şimdi burada ‘bağımsız özgür basının‘ şerefine kadeh kaldırmak saçmalığı da nereden çıktı? Bizler sahnenin arkasındaki zengin adamların oyuncakları kullarıyız, bizler ipleri çekilince zıplayan oyuncak kuklalarız, yeteneklerimiz olanaklarımız ve yaşamlarımız hepsi başkasının malı, bizler entelektüel fahişeleriz”

 

Tabi bu Jonh Swinto‘nun görüşü, ben Türkiye‘de hala sayısız namuslu dürüst gazetecilerin olduğuna inanıyorum. Bu adaletsiz sistem sadece nefret korku politikasından oluşur, bu sistem ekonomik gücün politik güce dönüştürüldüğü mekanizmalar yarattı, ayrıca sürekli toplumda başka düşüncede olan insanlara karşı nefret ve korku üretiliyor, esas tehlikeli olanda budur, insanların düşüncelerini bir sürü bahaneler üreterek bastırılıp engelleniyor. Demokrasi terimi bugüne kadar tüm düşünme olanaklarını ortadan kaldırdı, kara propaganda yoluyla insanların istekleri ve özgüvenleri bozuluyor, gerçekler ve düşünme olanakları görülmez hale getiriliyor. Endoktrinasyon sistematik olarak implante edildi. Televizyon haberlerine baktığınızda mahalle ve sokakların kavgasını göstermekten zevk alıyorlar, bu olacak iş değil.

Paylaş
Etiketler: analizeğitim sistemleriEndoktrinasyonenteklektüel fahişeeylem yapmadanimplanteJohn Swinton New York Times GazetesiLatinceparsYakamoz Karakurt
Önceki Yazı

Siyasette Rasyonalite Olur mu?

Sonraki Yazı

Yaşar Nuricilik…

Fuat AKPINAR

Fuat AKPINAR

İlişkili Yazılar

Fuat AKPINAR

Organ Bağışı Vahim Bir Hata IV

11 Ocak 2020
5.1k
Fuat AKPINAR

Organ Bağışı Vahim Bir Hata III

01 Ocak 2020
5.1k
Fuat AKPINAR

Organ Bağışı Vahim Bir Hata II

21 Aralık 2019
5k
Fuat AKPINAR

Bizi Zehirliyorlar!..

02 Aralık 2019
5.1k
Sonraki Yazı

Yaşar Nuricilik...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap