Diyanet İşleri sayesinde, bir şok daha yaşadık. Haram para ile Hacca gidilebileceğini(?) öğrendik.
Bunlar, ne biçim, ne akıl almaz, inancımıza sığmaz, fetvalardır. Amaçlanan nedir?(Halkımıza doğruları anlatmak, günahlardan kaçmasını öğütlemek, olmadığı açıktır.)Ülkeyi, daha fazla dejenere etmek midir? Haram- helal kavramlarından iyice uzaklaştırmak mıdır? ABD’nin light İslam projesine hizmet etmek midir?
1- Haram paranın kaynağı, neler olabilir? Fuhuş, Kadın-Uyuşturucu-Alkollü içkiler ticareti-Hırsızlık, yolsuzluk, dolandırıcılık, gasp, şantaj-her türlü hile-Kamu malı yağması-Rüşvet, irtikap, ihtilas, zimmet-Faiz-Kaçakçılık-Kalpazanlık, vs. vs.
- a) Bu yollardan elde edilen para ile, o Mübarek Beldelere gidilebilir mi? Gidilse bile, Cenab-ı Hak(cc) o haccı kabul eder mi? Hele hele, kul hakkı günahını, af eder mi?
Bu paralarla, her yıl Hacca gidilse; Her ay da umre yapılsa; bir yararı olur mu?
- b) Bu ne biçim kargaşa ve dejenerasyondur? Cübbeli Hoca, kalkar, Kıdem tazminatına karşı çıkar.(Ama, gerçek haram ve günahlardan bahsetmez. Hatta en iğrenç sapıklığa adete icazet verir. Yanmaz kefen satar.)
Bir başkası, “asgari ücretle yaşama mücadelesi verenlere” sabır duası öğretmeye kalkar. (Kendi astronomik gelirine bakmaz.)
- c) En iyi müftü, insanın kendi vicdanıdır. Kalbe soğuk gelenden kaçınmak; sıcak gelene uymak gerekir. Kaldı ki ; bizim bu, vehhabi ve Şia kaynakları fetvalara ;Cenab-ı Hak’tan değil de, saraydan korkanların, akıllarına ihtiyacımız yoktur. Elimizde, Kur’an- Kerim; örnek olarak da, sevgili Peygamberimiz(SAV) vardır. Destek ararsak; İmam-ı Ebu Hanife ve İmam-ı Maturidi yeter. Taklit edecek olursak; 4 Büyük Halifemiz-İmam-ı Yesevi, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Hz. Mevlana, Emir Sultan Hz., Üftade Hz., Aziz Mahmud Hüdai Hz., Somuncu Baba, M. Emin Tokadi Hz., Şeyh Yahya Efendi, vb. yüzlerce (Anadolu’nun manevi mimarı ) çok değerli insanlarımız, bize kafi gelir. Sonradan yetmelere, ihtiyacımız yoktur.
2- Mübarek Ramazan, sona eriyor. Hutbe ve vaazlarda, dişe dokunur; Gerçek İslamı anlatan; İlmi- araştırmayı- tefekkürü teşvik eden; Haksızlıklara karşı çıkmayı-hukuka, adalete sahip olmayı; Dünya çıkarları için, ahireti feda etmemeyi; Kula kul olmamayı, şirk günahından kaçmayı, öğütleyen; Kul hakkının ne büyük ve affedilmez bir günah olduğunu; şirk- yalan- iftira- dışlama- hakaret suçlarının vebalini; dile getiren konuşmalar duymadık. Ancak, iç ve dış politika ile ilgili, iktidarın hoşuna gidecek, yaranma arzusu taşıyan konuşmalara şahit olduk.
Ve karşımızda, Sarayın dışındaki tüm konuşmalara, tenkidlere, tavsiyelere, kulağını kapamış; Camilere siyaset sokmanın ne büyük vebal olduğunu kabul etmeyen, bir Diyanet işleri mevcuttur. Haksızlıklara, hukuksuzluklara, zulümlere, baskılara, insanların ekmeği ve haysiyeti ile oynanmasına; karşı suskundur. Yolsuzluklardan, rüşvetten, gurur – kibir- inaniyetten , vb. günahları dile getirmekten, çekinmektedir.
Rabbim(cc) halkımızın, Ülkemizin ve ( tümü, birbiriyle boğuşan, cehalete- hukuksuzluğa- anti/demokratik düzenlere mahkum edilmiş) İslam Âleminin, yardımcısı olsun. Gerçek bayramlar lütfetsin. Basiret ve feraset versin.
