Bizler, umarken korkmayı, korkarken de umudu korumayı tavsiye edilen bir ümmetiz.
Allah’ın azabından emin olmak ve rahmetinden ümit kesmek bize yakışmaz. Ve aslında kişi basiretle baktığında; bu ikisinden sadece birisiyle yaşanacak hayatın, monotonlaşacağını da görecektir. Kazanma umudu ve kaybetme korkusu, zaten bunlardır hayata anlam katan.
Eskiler/Selef, buna Havf ve recâ diyorlardı. “Beynel Havfî ve’r Recâ!”
Dünya ve ahiret hayatımızın mutluluğunu sağlayan temel iki kavram: Havf ve recâ. Allah’ın rahmetini ümid ederek iyilik üzere yaşamak; Allah’ın azabından korkarak tüm kötülüklerden el-etek çekmek.
Aslında bu, yaşadığımız evrenin tüm hastalıklarını/sorunlarını ve huzursuzluklarını çözümleyebilecek reçete hükmünde bir manifestodur.
Havf; korkmak, bilinen veya hissedilen bir işaretten dolayı irkilmek, bir tehlike karşısında ne olacağı endişesi içinde olmak, gelecekte hoşlanmadığı bir şeyle karşılaşma düşüncesiyle kalbin yanıp üzülmesi anlamına gelir. Recâ ise; ummak, ümit etmek, arzu etmek, iyi bir beklenti içinde olmak anlamına gelir.
Dini anlamda ise; insanın dünya ve ahirette Allah’ın rıza, rahmet, nimet ve sevabını umması; azap ve cezasından uzak olması, af ve mağfiretine mazhar olmayı arzu etmesi demektir.[ İslam Ansiklopedisi, TDV. Havf md.]
Korkunun ifrat, tefrit ve itidal olmak üzere üç şekli vardır. İnsanı ümitsizliğe düşüren korku, ifrat derecesinde korkudur ki, bu yerilmiş bir korkudur. Zira ümitsizlik şu ayete ters düşmektedir. “Allah’ın rahmetinden(ümidinizi) kesmeyiniz. Allah bütün günahları bağışlar.” Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler ümit keserler 39/53; Ankebut/23; Yusuf/87; Hicr /56”.
Bu bağlamda; Allah’ın azabından emin olmak ve rahmetinden ümit kesmek küfre götürür denilse de yeridir. Rasulüllah (s.a.s.) bir gün son anlarını yaşamakta olan bir gencin ziyaretine gider. Ona; “Kendini nasıl hissediyorsun?” diye sorar. Genç; “Ey Allah’ın Rasulü, Allah’tan ümidim var, ancak günahlarımdan da korkuyorum” der. Bunun üzerine Rahmet Peygamberi (s.a.s.); “Bu durumda olan bir kulun kalbinde ümit ve korku birleşti mi, Allah o kulun ümit ettiği şeyi mutlaka verir ve korktuğu şeyden de onu emin kılar.” [Tirmizi,……..


















