Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Serdar VURAL

Özgürlük ve İnanç

Mehmet Serdar VURAL Yazar Mehmet Serdar VURAL
19 Ocak 2009
Mehmet Serdar VURAL
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

 

Mehmet Serdar VURAL

MAVİNİN GÖLGESİ

Bilirsiniz, toplum olarak biz vicdanımıza düşkünüzdür. Duygusal yönü ağır basan bir toplum olduğumuzdan olsa gerek, bizi duygu sömürüsü yaparak yönlendirmek çok kolaydır. Hele bir de karşımızdaki zalimin eline düşmüz mazlum ise, yardım için elimizden geleni yapmakla kalmaz, zalime dersini vermek, zalimliğinin faturasını ödetmek ve mazlumun öcünü almak için elimizden geleni yaparız. İşte bu sebeplerden dolayı çok iyi bilinirki eğer Türkiye’de  erki elinizde tutmak istiyorsanız insanların duygularını sömüreceksiniz, yani, zalime karşı savaşan mazlum veya mazlum yanlısı olmalısın ama bunu yaparken de şeytan olsan bile bunu iyi gizlemelisin.
 
Bu sömürünün en geçerli olduğu toplumlar karşısındakinin gerçekten mazlummu yoksa mazlum postu giymiş şeytanmı olduğunu ayırt edemeyenlerdir. Türk toplumu bu ayırımı yapabilecek eğitim düzeyine ve bu düzeyin gerektirdiği özgür, korkmadan soru sorma, inançlar başta olmak üzere her konuda korkmadan fikir yürütebilme birikimine sahipti. Bu birikim 1923’de başlayıp, 1950’ye kadar kesintisiz devam ettikten sonra, 1950’de yavaş yavaş sekteye uğratılıp her 10 – 15 senede bir daha da güçsüzleştirilerek bugüne yani yok edilme aşamasına getirildi.
 
Artık devlet üniversiteleri ve Milli Eğitim okulları veya izlencelerinin hiçbir önemi yok. İlk kez 1950’li yılların başlarında üniversitelerin Devlet Planlama Teşkilatı ile ilişiği kesilmiş, daha sonra ise akademisyenlik günden güne devre dışı bırakılarak idealsizleştirilmiş ve günümüzdeki gibi, içinde yaşadığı tpluma akademik anlamda yardımcı olmak – hizmet vermek amacıyla değil de  sadece daha rahat çalışma koşulları ile biraz daha fazla para kazanmak için bir etiket haline dönüştürülmüştür. Öğretmenliğin durumunu ise hiç konuşmasak daha iyi. Günümüzün “hoca” sı, hiçbir işiş beceremeyip, o yüzden “bari” öğretmen olduğu varsayılan, öyle zannedilen “ kutsal” kişi !
 
Tüm bu sonuçların oluşmasını sağlayan planlama çok uzun zaman öncesine dayanır. Osmanlı!nın son zamanlarında ortaya çıkan biraz “ öc alma”, biraz bu nimetten biz de yararlanalım”, biraz “işte düştün ocağıma”, biraz “Müslümanlık düşmanlığı” nın karışımı, yani biraz ondan biraz bundan birsürü gerekçe ile bu topraklar üzerinde yaşayan insanların hiçbir zaman ve hiçbir gerekçe ile “bilinçli” veya “birtek bakış açısının esaretinde değil de çoklu düşünce ve etiketsiz yaşama”sı engellenmiş, engellenegelmiştir.
 
Şimdilerin “benim Mustafam”ı Atatürk, bu zinciri kırmayı kısmen başarmış, zaten o yüzden de dünya tarihinin belki de kendisine karşı en nankör davranılan lideri olmuştur. Şimdilerin erki elinde tutan odakları, küçük bir kuşak farkı ile, o azman yapmak istediklerini bugün rahatlıkla yapabilecekleri ortam bulmaktadırlar. Ve tabiki bunu yaparken “zalim”e karşı savaşıyor olmaları için “mazlum” olmaları şarttır. İşte bu yüzden bugüne değin Türk insanının en zayıf olduğu yön, en acımasız haliyle kullanılmaktadır; inanç!
 
1980 faşist saldırısından sonra zaten iyice bilgisizleştirilmiş ve sığınacağı tek güç olarak inancına sarılmış Türk insanı, öncelikli olarak inanç açısından, daha sonra ise  tarih ve kültür açılarından yanlış yönlendirilmiş, batı düşman seçilmiş ( gerçekte öyle olduğu yönler de vardır zaten), Türkiye’de yaşanan tüm olumsuzluklar önceleri komünist* sonraları batı uşağı olarak gösterilen “sistem” e maledilmiştir. Aslında M.Kemal ve Kemalist düşünceyi savunanlar denemediği için “ sistem” denmiştir.
 
1945’den sonra Anadolu’da Ragıp Gümüşpala, Adnan Menderes, Celal Bayar gibi önemli isimler, İsmet İnönü ve CHP’ye karşı güç kazanabilmek için, Atatürk tarafından kapatılmış tarikatların ve derneklerin, vakıf adı altında tekrar açılmalarına önderlik etmişler, gerekli maddi desteği ise zamanın özel sektörünü oluşturan toprak ağalarından sağlamışlardır. Bu tarikatların “sohbet” toplantılarında, İstiklal Mahkemeleri kanalıyla yapıldığı varsayılan “ zulüm” en ince ayrıntısına kadar gözyaşları içinde anlatılmış ve bu “ sistem”in mutlaka yerle bir edilmesi gerekliliği kalben desteklenmiştir. “Sistem”i yok etmek için yapılacak herşey, Allah’a ibadet olarak sayılagelmiştir. Yerle bir edilecek bu sistemin yerine ise kimilerine göre Türkiye İslam Cumhuriyeti,  kimilerine  göre ise Osmanlı Devlet’inin kurulması gerekliliği, her yaş ve eğitim grubuna ama özellikle de çocuklara ezberletilegelmiştir. Son 35 yıl boyunca bu harekete en yüksek ivmeyi kazandıracak ve bu hareketi “mazlum” gösterecek “bayrak” ise hazırdır; türban !
 
İşin iliginç tarafı, günümüzde neredeyse tüm kurumlarıyla bu düşünceye hizmet eden Türkiye Cumhuriyet’inde türban yasağının neden HALA kalkmadığı çok önemli bir soru işaretidir. Öyle ya, artık bir “sistem” veya onu oluşturan birimler olmadığına göre bu yasak neden hala devam etmektedir?  Yoksa yasak kalkarsa büyü bozulacak, takke düşecek ve kel mi görünecektir?
 
Duygusal tabanlı siyasi sömürünün tavan yaptığı şu son yıllarda artık kimin neyi sömüreceğini tahmin edemez olduk. Kimisi yıllardır karşı çıktığı belli bir giyiniş biçimini, kimisi, belki de misilleme olsun diye, yıllardır uğraşıldığı halde bir türlü kaldırılamayan belli yasakları ( özellikle belli isimler üstünde) bir çırpıda kaldırarak birbirlerinin oy potansiyellerini ele geçirmeye uğraşıyor. İşin garibi toplum öyle bir hale geldi ki her türlü sömürüyü sindiriyor. En etkileyici olay dahi en fazla 15 gün içinde tarihe karışıyor. Hiçkimse soru sormadığı için de bu çark 1800 lerin sonlarında yapılan hesapların hedefine Türkiye’deki gönül dostları sayesinde adım adım ilerliyor. Ama bu kez ne yüreği ile aklının bilgeliğini birleştiren bir “Mustafa”, ne “geldikleri gibi giderler” diyen bir “Kemal” ne de bu topraklardaki özgürlüğü, herşeyden önce bu topraklardaki insanların beyninde ve yüreğinde bulmaya çalışan bir Atatürk var.
 
Yaratan ile arandaki bağ, hiçbir erkin ulaşamayacağı bir sırdır; özgürlüğün ise bu sırrın sonsuza kanat çırptığı gökyüzüdür.
 
İstesen bir kez daha düşün !
 
Mavi günler
 
 
*komünüst: Türk halkının çoğunluğunun bildiğini sandığı anlamıyla; Tantı inancı, namus anlayışı olmayan, ayyaş, şehvet düşkünü, iradesiz, zorba, yani “zalim”
Paylaş
Etiketler: dinEğitiminançözgürlükpolitikaSiyaset
Önceki Yazı

Severek Ölür Şairler

Sonraki Yazı

İçsesim

Mehmet Serdar VURAL

Mehmet Serdar VURAL

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Mehmet Serdar VURAL

Şarkının Adı “Acıtır”

23 Ağustos 2012
5k
Mehmet Serdar VURAL

Türban ve Sorular

14 Kasım 2010
5k
Mehmet Serdar VURAL

Dinin Dili

02 Ekim 2010
5k
Mehmet Serdar VURAL

Terbiyeli Fazıl

27 Ağustos 2010
5k
Sonraki Yazı

İçsesim

Yorumlar 1

  1. Burcu says:
    17 yıl önce

    “Yaratan ile arandaki bağ, hiçbir erkin ulaşamayacağı bir sırdır; özgürlüğün ise bu sırrın sonsuza kanat çırptığı gökyüzüdür” ü biz ne zaman anlayacağız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap