Beklenen gün geldi, 7 Güzel Adam dizisi TRT ekranlarında arz-ı endam etmeye başladı. İlk tepkilere bakılırsa bu dizi, bütün ülke çapında teveccüh göreceğe benziyor. Umarım senaryonun sonuna kadar seyirciyi ekran başında tutacak bir seyirle devam eder.
Bu projede altı çizilmesi gereken en önemli husus, başta tanıtım olmak üzere şehrimize yapması beklenen katkıları tekstil, dondurma, biber v.d. gibi bir meta’ veya sanayi faaliyeti üzerinden değil, doğrudan insan, kültür, düşünce ve edebiyat üzerinden yapacak olmasıdır. Bu bakımdan bu projeyi son derece yerinde ve isabetli buluyorum. Düşünen, emeği geçen herkese ve her kuruma teşekkür etmeliyiz. Bu 7 Güzel Adam’dan hem halen hayatta olan ve sağlıklı uzun ömür dilediğimiz üstadlarımıza ve hem de aramızdan ayrılan rahmetle andıklarımıza bir kadirşinaslık ve vefa örneği olması bakımından da ayrıca takdire değer olduğunu belirtmek gerek.
Bu dizi beklenenin çok üstünde ilgi görse ve bu yolla Maraş’ı coğrafi ve diğer fiziksel yönleriyle geniş kitlelere tanıtsa, 7 Güzel Adam’ın hayatından kesitlerle yeterince bilinmeyen değerlerini biraz daha günyüzüne çıkarsa bile bu sonuç bizi rehavete sevketmemeli; aksine buradan devşirilecek şevkle “daha ne yapabiliriz?” sorusunu yeniden yeniden sorup küçük büyük demeden yeni projeler üretmeye devam edilmelidir.
Mesela tekstil sektörü ve dondurma, biber gibi birkaç unsurun Maraş’ın adının daha çok anılmasına sebep olduğu tartışılmaz. Fakat sadece bunların koskoca bir şehrin kalkınma, tanıtım ve marka olma yükünü taşımaya yetmesini beklemek hayalcilik olur; yetmediği de ortada zaten. Bu itibarla bu şehrin katma değer üretmeye aday her alandaki birikimini enine boyuna irdeleyerek “büyük” olmayı sağlayacak birer yapıtaşı olarak yerlerini almaları sağlanmalıdır.
Bazı şeyler vardır ki, farklı bir bakış açısıyla ele alındığında içinde umulmadık fırsatlar barındırdığı görülür; asıl amacından herhangi bir sapma olmadan ilave faydalar sağlamak hiç de zor değildir. Böylece çok küçük gayretlerle sıradan bir faaliyeti, mesela, tanıtım amacına hizmet eder hale getirmek mümkün olur. İki kurumdan iki örnekle meramımı daha açık ifade etmeye çalışayım.
Bir merakla Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin ve Sütçü İmam Üniversitesi’nin aylık yemek listelerine baktım. Sonuç; Belediye’nin listesinde Maraş’a has yemekler daha fazla iken, KSÜ’nün yemek listesinde nâdirattan denecek kadar az sayıda yer alıyor. Doğrusu, yurtiçi ve yurtdışında üniversite tanıtım gayretlerini takdirle takip ettiğim KSÜ tarafından burada bir fırsatın gözden kaçırıldığını düşündüm.
Halbuki, yurdun dört köşesinden ve hatta dünyanın çeşitli yerlerinden toplamda onbinlerle ifade edilen öğrencisi ve çalışanı olan bir kurumun yemek çeşitlerini planlar veya planlatırken yöresel yemeklerimize gereken ağırlığı (bıktırmayacak ölçüde) vermesi mutfak kültürümüzün ve damak zevkimizin daha geniş kitlelere tanıtılması için iyi bir fırsat olabilirdi.
Maraş mutfağı ve yemek kültürünün, özellikle ‘tencere yemekleri’ sözkonusu olduğunda hatırı sayılır bir yeri olduğunu biz biliriz de, Maraş’ın dışına çıkıldığında bir avuç meraklı veya hasbelkader bu bilgiden nasiplenenler dışında kim bilir?!
Henüz geç kalınmış da sayılmaz. Bundan sonra mümkün olan en kısa sürede gerekli düzeltmeler yapılabilir. Üstelik, sayısı onbinlerle ifade edilen bu kişilerin bir kısmının her yıl yenileniyor olması, bu tanıtımın sürekliliğini de sağlayacaktır.
Hasıl-ı kelam; tanıtım, gündemde kalma ve marka olma bahsinde bir atımlık barutlarla süreklilik arzeden sonuçlar almak mümkün olmuyor. 7 Güzel Adam projesi hem hayırlı olsun hem de -mahalli deyişimizle- “üstü gelâanli” olsun! İrili ufaklı yeni adımların öncüsü olsun!
Meraklısına not: ‘üstü gelâanli olmak’, arkası/devamı gelmek, sürekli olmak, yeni ilavelerle beslenmek… anlamındadır.
