Sayın dekanım, değerli hocalarımız, Sayın İstanbul Siyasal Vakfı yöneticileri, Sayın İstanbul SBF Mezunlar Derneği yöneticileri, Sayın İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi idareci ve mensupları ve pek değerli sevgili İstanbul Siyasal mezunları ve aileleri ve de sevgili İstanbul SBF öğrencileri 4. Mezunlar Buluşması gününe hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Biliyorsunuz ki bir kurumun, oluşumun kalıcı olabilmesi için geleneklerinin köklü, kurumlarının sağlam olması gerekir. İşte buradan hareketle yola çıkan fakültemiz dernek ve vakıf yöneticileri, bugün de, başlattıkları bir geleneğini yaşatmak ve sürdürülebilir kılmak için mezunlar buluşmasının 4’sünü düzenlemektedir. Bu gelenek dekanlık, vakıf ve dernek işbirliği ile yürütülmekte ve buna geleceğin mezunu öğrencilerimizde dâhil edilmektedir. İşte bu üçlü, yani mensup-mezun ve öğrenciler bir araya geldiğinde İstanbul Siyasal Camiasını oluşturmaktadırlar. Bu camia 30 yıldır verdiği mezunlarıyla Türkiye’nin kamu veya özel tüm kurum ve kuruluşlarında, akademik çevrelerinde İstanbul Siyasalın adını, san ve şanını saygın bir hale getirmişlerdir.
Her alanda önümüze çıkan başarılı bir İstanbul Siyasallının var olması artık bizleri şaşırtmamaktadır. Bu benim gibi, 30 yıl önce mezun olmuş birisinin, o zamanlar düşleyemediği bir şeydi. Bugün olağan sayılmaktadır. Gelinen noktada siz mezunlarımızın her birinizin payı vardır, sizin İstanbul Siyasal Camiasını sahiplenmeniz payı vardır. Sizlere müteşekkiriz.
Değerli İstanbul Siyasal Camiası, bireysel başarı öyküleri birey olarak her birimizi mutlaka tatmin eder. Düşlediklerimize sahip olabilir, kariyer, unvan, makam koltuklarına yerleşebiliriz. Lakin unutmamak gerekir ki “tatmin” ile “mutluluk aynı şeyler değildir. Ve kimse tek başına mutluluğu yakalayamaz. Çünkü mutluluk ancak paylaşmayla oluşabilecek bir sosyal faydadır. Tatmin olmakla mutlu olmanın ayırdında olan toplumlar, empatisi yüksek, insana saygılı, demokrasiyi içselleştirmiş toplumlardır. Ve mutluluğu yakalayabilmek için insanları sevmek gerektir. İstanbul Siyasal camiasında sevebileceğiniz binlerce insandan oluşan bir camiadır, geçici tatminleri değil belki ama uzun vadeli mutlulukları bulabileceğiniz bir camiadır.
Değerli genç İstanbul Siyasallılar! Tecrübe bir yerde, kitapların yazmadıklarına/yazamadıklarına şahit olabilmektir. Okulda kitapların yazdıklarını öğrenirken, mezun olmuş büyüklerinizin de tecrübelerinden yararlanacaksınız. Küreselleşmenin nimetleri yaşantılarımızı kolaylaştırırken bizleri sentetik ve sanal ortamlarda yalnızlaştırmaktadır.
Yine tatmin ve mutlulukla açıklayacağım; tatmin “ben” ve “an” ise, mutluluk “biz” ve “zamandır”. Mutluluk biz ve insan, biz ve çevre, biz ve toplumdur. Tecrübelerimle söylüyorum, ben ve devlet mücadelesinde dahi “biz” olamazsanız, devletin altında ezilirsiniz!
Değerli İstanbul Siyasallılar; şu anda bir akademik kurumun, bir bilim yuvasının içinde, bu bilim yuvasının kurucu dekanının, değerli hocam ve hocamız T.Z. Tunaya’nın adını taşıyan amfide bulunuyoruz. YÖK kurulduğunda ben henüz İstanbul Siyasaldan mezun olmamıştım.
YÖK’ün ilk icraatlarından benim aklımda yer eden, bazı hocalarımızın 1402’lik diye okuldan uzaklaştırılması, okulda kalan bazı hocalarımızın da, bizler için artık sembol olmuş sakallarını kestirmeleri olmuştu. Hadi o zamanlar 12 Eylül cuntası vardı. Ama görüyoruz ki aradan geçen 30 yıldan fazladır, bilim yuvaları üniversitelerin merkezi yönetim altında, bir o iktidarın bir bu iktidarın suyuna göre bilim yapmaları istenmektedir. Bilim yuvaları üniversitelerin, hala daha özerklikleri dillendirilmektedir. Değerli İstanbul Siyasallılar, 21 yy da artık bilim yapabilmek için üniversitelerin özerkliği yetmeyecektir.
Üniversitelerin ve akademisyenlerin AKADEMİK DOKUNULMAZLIĞI zorunlu hale gelecektir. 19 yy askerlerin dokunulmazlığı yüzyılı idi, 20 yy siyasilerin dokunulmazlığının yüzyılı oldu.. 21 yy ise bilim insanı ve sanatçıların dokunulmazlığının yüzyılı olacaktır. Bilim insan ve sanatçılarına bu dokunulmazlığı sağlayamayan toplumlar, kötü bir taklitçi, dogmatik bir nakilci olmaktan öteye gidemeyeceklerdir. “Gerçekleri söylemekten korkmayan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bir nesil için AKADEMİK DOKUNULMAZLIK şarttır. Küreselleşmenin dili ile söylersek, teknik, toplumsal, ekonomik, sosyal alanda inovasyon (devrimci yenilik) için akademik dokunulmazlık olmazsa olmazdır.
Bizim kuşak yani 1970’ler kuşağı mutluluğu pek yaşayamadılar. Sağımızda yasaklar, solumuzda yasaklar, hayata dümdüz at gözlüğü ile bakmamızı istediler bizden. Şimdilerde duyuyoruz ki üniversitelerde bildiri dağıtma yasağı başlamış. İnsanlara kendilerini ifade edecek alanlar bırakmazsanız, toplum filozoflaşamaz. İnsan-ı kâmil yetiştiremeyen toplumlar maalesef bir birlerine düşmekten kurtulamazlar. Umarım üniversite yönetimleri bu yanlıştan dönerler.
Bir söz vardır; “ Bir yıl sonrayı düşünürsen tohum ek, on yıl sonrayı düşünürsen ağaç dik, yüz yıl sonrayı düşünürsen insanı eğit!” der. Buna bir ilave yaparsak atasözü daha anlamlı olur, “Bin yıl sonrasını düşünürsen bilim insanı ve sanatçı yetiştir..” Toplumun aynası olan sanatçı ve yazarlarımızın eserlerini de tanıtmak amaç ve hedeflerimiz arasındadır.
Değerli İstanbul Siyasallılar! Yine bir söz vardır ; “Şiirle âşık olursunuz, nesirle düşünürsünüz…” Bu güzel sözü şöyle tamamlayabiliriz: Aşka emek verirseniz sevmeyi öğrenirsiniz, düşünceye emek verirseniz filozoflaşırsınız. Her ikisine de emek verirseniz “insan” olursunuz! Hemde mutlu bir insan olursunuz.. Mutluluğu arama mücadeleniz hiç eksilmesin!
Değerli İstanbul Siyasallılar! İSBF Mezunlar Derneği olarak iki önemli hedef koyduk önümüze; birincisi çalışmaları tamamlanmış olan fakültemizin belgeseli bitirmek. Belgesel değerli okuldaşımız Gala Film’in sahibi Oğuz Turan Can’ın sorumluluğunda olup montaj aşamasına gelmiştir. Belgesele maddi ve manevi katkıda bulunan arkadaşlarımızın isimlerini belgeselin sonuna eklenecektir.
Böylece belgesel yaşadığı sürece bu arkadaşlarımızın isimleri de yaşayacaktır. Buradan hareketle belgeselin tamamlanması için tüm mezunlarımızın katkılarını da bekliyoruz. Bağış şeklinde katkıda bulunmak isteyen arkadaşlar derneğin Banka hesabına havale çıkarabilirler.
İkinci önemli hedefimiz ise, derneğin bültenini sanal ortama taşımak ve böylece daha kolay ulaşılabilir, daha rahat okunabilir kılmaktır. Bülten aracılığıyla da mezun-mensup ve öğrenciler arasında networkü sağlam tutmak arzumuzdur. İstanbul Siyasallı her camia üyesinin sosyal, siyasal, sanatsal, iktisadi her konuda söyleyecek bir sözü mutlaka vardır. Bu amaçla da mezun, mensup ve öğrencilerimizden gelecek yazı, yorum, görüş ve makaleleri bültende yayımlanmak üzere bekliyoruz. Özellikle işadamı, profesyonel yönetici, sanatçı, akademisyen ve kamu görevlisi arkadaşların yaşam ve iş deneyimleri İstanbul Siyasal camiasıyla paylaşmalarını çok önemsiyoruz.
İstanbul Siyasal Camiası büyüdükçe, genişledikçe yaşamın bir gerçeği olarak aramızdan ayrılan hocalarımız ve mezun arkadaşlarımızda çoğalmaya başladı. Ebediyete göç eden hocalarımızı ve mezunlarımızı da burada rahmetle anıyorum. Daha nice Mezunlar Buluşmasında görüşmek dileğiyle bir kez daha anılarınızın tazeleneceği nostaljik bir gün geçirmenizi diliyorum. Sevgiyle kalın!…
Asım SES