Kırşhehir’de 300 koyunun telef olması Gürcistan’dan kaçak hayvan geçişini ortaya çıkardı!
Gürcistan’dan Kurbanlık İçin Getirilen Kırşehir’in Mucur İlçesi’ne bağlı Yeşil Köyü’nde hayvancılık yapan
Ramazan Kaya’nın Gürcistan’dan ithal ettiğini söylediği koyunlarından 300’ü telef olduğu haberiyle ilgili bir kaçak hayvan skandalını Çiğ Süt Üreticileri Grubu ortaya çıkarıldı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gürcistan’dan canlı hayvan ithalatının yasak olduğunu teyit etti.
Çiğ süt üreticileri grubu üyeleri Gürcistan’dan getirilen hayvanların telef olduğu haberleri basında yer alır almaz Gürcistan’dan hayvan ithalatının yasak olup olmadığını Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan sormaları üzerine bakanlık vermiş olduğu cevapta Gürcistan ve Kafkas Ülkelerinin yasak kapsamını koruduğunu bildirdiler.
Gürcistan sınırında Sarp ( Kemalpaşa) gümrük kapısının Artvin Valiliğine bağlı olması nedeni ile bu konuda Artvin Valisine ulaşamayan Grup Üyelerinin araştırmasında,Gürcistan ile Düzenlenen Sınır Ticaretindeki ithalatta da ‘’ Sınır Ticaretine İzin Verilen Mallar Listesi ’’ nde Canlı Hayvan, küçük veya büyük baş hayvan ismi geçmediğini Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü yetkililerinden teyit edilmiştir. Bu durumda bu koyunların ülkemize kaçak girmesinden başka alternatif yok.
300 koyun Ülkeye Nasıl Girdi
Kırşehir’in Mucur İlçesi’ne bağlı Yeşil Köyü’nde hayvancılık yapan Ramazan Kaya’nın Gürcistan’dan ithal ettiğini söylediği koyunlarından telef olduğunu söylediği koyunlar Gürcistan’la Sınır Kapımız olan Sarp (Kemalpaşa) kapısından araçla ‘’ sallama ‘’ denilen yöntemle mi girdi, yoksa Gürcistan ile olan dağlık sınırdan mı girdiğinin tespiti Artvin Valiliği veya Gümrük Bakanlığı, Muhafaza Genel Müdürlüğü’nce yapılacak soruşturma sonucuna bağlı! Artvin Valiliği veya Gümrük Bakanlığı’na bağlı Muhafaza Genel Müdürlüğü’nün de bu konuda idari veya adli soruşturma için harekete geçip geçmediği bilinmiyor.
Hayvanları telef olan Ramazan Kaya Koyunların tanesinin 325 liradan alındığı ve hem kulaklarının Küpeli olduğu hem de veteriner kontrolünden geçtiğini söylemesi karşısında kaçak giren hayvanlara Hangi Vilayetimizden, Hangi kurum veya yetkili tarafından küpe takıldığı, da araştırılması gereken konular arasında! Artvin’den Kırşehir’e kadar bir çok Vilayeti aşarak gelen kaçak koyunların yüklemeden önce küpelendiği ve Ramazan Kaya’nın kendisinin direkt Gürcistan’dan ithalat yapmadığı aracıdan veya aracılardan kaçak hayvanları satın aldığı tahmin edilmektedir. Umarız yapılacak soruşturmada bu aracı veya aracılar, küpeleyiciler bulunur!
Hayvanların telef olması ile ilgili Ramazan Kaya’nın müraacatını değerlendirerek Koyun Vebası koyan Kırşehir il, Mucur ilçe Tarım Müdürlüklerinin ‘’Gürcistan’dan canlı hayvan girişi ‘’ nin yasal olmadığı bilmeleri gerekirken Ramazan Kaya’nın medyaya ulaşan demecindeki ‘’ Gürcistan’dan ithal ‘’ sözleri üzerine Kırşehir İl, Mucur İlçe Tarım Müdürlüklerinin adli makamlara ‘’ hayvan kaçakçılığı’’ konusunda suç duyurusu yapıp yapmadıkları da bilinmiyor!
1999 yılında da böyle olayların Van ve diğer sınır illerimizde görülmesi ve yurt içindeki besicilerin ekonmik kayıplara uğraması neticesinde zamanın Tarım Bakanı Van ve diğer sınır illerindeki Valiler, Tarım İl Müdürleri, İlgili Sınır Jandarma Komutanları, emniyet müdürleri ile bir toplantı yapmıştı. Yapılan toplantıda sınırdan kaçak hayvan girişlerinden başta, sırasıyla sınır güvenliğini korumakla yükümlü İl, ilçe jandarma komutanlarının, kaçak hayvanı küpeleme veya nakliye belgesi veren İl Tarım Müdürlüklerinin, karayollarında hayvan nakil belgesi kontrolünü yapmayan emniyet müdürlüklerinin sorumlu olduklarını ifade ederek bu sorumluğa riayet etmeyen görevlilerin görevine son verileceğini ısrarla söylemiştir.
O zamanki Tarım Bakanı’nın kesin kararlı tutumu sayesinde İran üzerinden Yeni Zelanda, Avustralya orijinli küçükbaş, büyükbaş ve diğer orijinli kaçak hayvan geçişleri son bulmuştu.
Ramazan Kaya’nın 300 hayvanı telef olmasa bu kaçak hayvan girişi de ortaya çıkmayacaktı..
Yasal Hayvan İthalatında Durum!
Yasal hayvan ithalatında veterinerlik kontrol tüzüğünü Tarım Bakanlığı 2010 Nisan ayından önceki uygulamaların aksine ithalatçıların lehine tüketicilerin aleyhine değiştirdi. Son düzenlemeye göre yasal ithal edilen hayvanlar veteriner hekimler tarafından göz ile muayene edilecek, hayvan kesildiğinde hayvandan numuneyi ilgili firma alıp muayene analizini Bakanlığa verecek! Bakanlıkta yurda girerken gözle muayenede sağlam , et, kan, beyin, analizinde çürük (deli danalı) veya başka hastalıklı çıkan hayvanın etlerini tüketicilerin midesine indikten sonra toplatma kararı verecek. Deli danalı hayvanlar bu hastlıkla ilgili belirti de göstermeyebiliyor olması tüketici ve hayvan sağlığını tehdit edecek bir unsurdur.
İki yıldır yapılan canlı hayvan,besi danası, kasaplık hayvan, damızlık sığır veya düve ithalatı esnasında hastalıklı hayvanlar ile ilgili resmi bir açıklama henüz yok!
Yakın Zamana kadar Deli Dana riski taşıyan Almanya ve Fransa’nın ülkemiz nezdinde lobi faaliyetlerinin başarısı sonucu artık Türk Tüketicilerinin Deli Dana Riski taşıyan canlı hayvanları beslenme proğramına alınması da ülkemizce kararlaştırıldı.
Karsta hayvan fiyatları artmıyor!
Çiğ Süt Üreticileri Grubu yaptığı araştırmalarda Kars ilimizde hayvan fiyatları ile ülkemizin diğer bölgelerindeki fiyatlar ile aralarındaki uçurumu koruması da ilginç bulunuyor. 2008 yılında çiğ süt fiyatları şimdikinde olduğu gibi süt sanayicileri tarafından dibe vurdurulduğunda ( 2008, 39 kuruş, 2011, ocak’ayından bu yana çeşitli illere göre 45-55-65 kuruş) buzağı damızlık üreticilerinin zarar etmeleri karşısında 400 TL’ ye satılan buzağılar şimdi Kars ilimizde de 400 TL’den satılmakta oluşu Kars İlimizde de kaçak hayvan geçişlerinin yaşandığını göstermektedir.
Ya Hatay?
Bu ilimizde de sınır geçişlerinde yakalanan canlı hayvanlar buzdağını görünen ancak ön yüzü. Hatay sınırından kaçak giren hayvanlar Çukurova’daki yerli hayvan fiyatlarını düşürüyor. Yerli hayvan sahiplerinin mallarını satmak için ahıra çağırdığı hayvan tüccarları ( celepler); Üretici, hayvanlarına yüksek! fiyat istediğinde Suriye’deki canlı hayvan fiyatları referans olarak göstermektedirler. Orta Anadolu’ ve diğer bölgelerdeki büyük besicilerin celepleri Suriye’den ve diğer sınır illerden kaçak gelen hayvanları temin ettikleri yaşanan vakıalardır. Sıfır faizli yeni hayvancılık yatırımcılarını geçtiğimiz yıl getirilen küpe affı kurtardı!
Suriye’de, İran’da yeterli Hayvan mı var?
Hatırlanacağı üzere 2008 yılına kadar İran ve Suriye’den kaçak hayvan girişleri olmakta iken 2008 yılında geçici olarak durum tam tersine dönmüş ülkemizden canlı yasal veya yasadışı geçişler o ülkelere başlamıştı. 2008 yılında İran’ın hayvancılığa yüksek destekleme politikaları izlemesi, sınırlı olarak da damızlık hayvan ithaline izin vermesi, küçükbaş hayvan ithalatında gümrük vergilerini sıfırlaması sonucunda ülkede hem hayvan sayısı arttı ve bir diğer ülkelere, Türkiye’ye yasadışı, Irak’a yasal ihracata başladı. İran, Türkiye için yasadışı reexport (ithal edip tekrar ihraç) ülkesi haline geldi. İran’da durum bu olsa da İran’da henüz hayvancılıkta kendi kendine yeterli bir ülke değil.
2008 yılına kadar hayvancılıkta gümrük duvarlarını koruyan, ham deri bile ihraç etmeyen Suriye’de de 2008 yılında baş gösteren hayvancılık krizinin ardından hayvancılıkta gümrük vergilerini sıfırlayarak Avustralya ve Yeni Zelanda’nın küçükbaş, büyükbaş hayvanlarını ithal eder durumda ve bu ülke de İran’ın olduğu gibi Türkiye için de reekport ülkesi durumunda!
Ya Irak?
1990’lı yıllarda birinci körfez savaşı, Irak’taki büyükbaş hayvan sayısını azalttı. 2002 yılındaki ABD tarafından işgali hem büyükbaş hem küşükbaş hayvan sayısını oldukça azalttı! Irak, İran ve Suriye’nin canlı hayvan pazarı haline geldi. Kuveyt’te üslenen ABD güçleri Irak içine stratejik malzeme taşıma konvoylarına Uluslarası et şirketlerinin kamyonları da katılarak Irak Pazarına satmak için dondurulmuş, kesilmiş taze et taşıdılar.
Dolayısı ile birbirinden kaçak, yasal geçişler olsa da İran, Suriye, Irak, Türk vatandaşları artık çok uluslu şirketlerin hayvan, et pazarı haline getirildi.
Gündemi Açlıkla İşgal eden Somali’de Hayvancılık
1980 yılından önce Somali Arap Ülkelerinin canlı hayvan ithalatının % 75’ini karşılayabilen ülke iken bugün Somali’de hayvancılık bitmiş ve Açlıktan ölümlerin görüldüğü bir ülke! Yardım elleri sadaka olarak uzanıyor ama nereye kadar? Fasülye, nohut, buğday, canlı hayvan üretmelerinin yeniden sağlanması çalışmaları başlatılması gerekirken Uluslar arası yardım kervanına ülkemiz de katılıyor. Evet, önce karınlarını doyuralım ama onların tekrar tekrar canlı hayvan üretip ihraç eder konuma getirilmeleri ile ilgili bir çalışma da ne uluslar arası gündem de ne de ülkemizin Tarım Politikacılarımızın gündeminde yok. Gerçi kelin saçı olsa başını kaşır misali bizim politikacılarımız mı hayvancılığı onlara öğretecek! ABD’nin Somali’ye 105 Milyon Abd doları gönderecek olması, Türkiye’nin veya başka ülkelerin parasal yardımları Somali’de açlık sorununu kalıcı olarak çözmeyecektir.
Somali’yi hayvancılıkta terbiye eden batı, 2010 yılında başlatılan canlı hayvan ithalatı ile ülkemizi yerli politikacılar vasıtası ile terbiye ediyor. Terbiye edilen, hayvancılıktan elini ayağını çekecek olan şimdilik Üreticilerdir. Ama ya sonrası? Somali gibi açlık çukuruna ilk düşürülen bölge ülkesi bakalım İran, Suriye, Türkiye’mi olacak hep birlikte göreceğiz.
Üreticiler olarak canlı hayvan, besi hayvanı, damızlık hayvan, küçükbaş hayvan ithalatının son bulmasını istiyoruz. 2 yıldır sürdürülen, canlı hayvan, et, damızlık ithalatı tüketiciler lehine şimdilik gözükse de ülkemiz tüketicilerinin yabancı ülke çiftçilerini finanse eder durumundan kurtulamayacağız.
Gürcistan’dan Kurbanlık İçin Getirilen Kırşehir’in Mucur İlçesi’ne bağlı Yeşil Köyü’nde hayvancılık yapan
Ramazan Kaya’nın Gürcistan’dan ithal ettiğini söylediği koyunlarından telef olan 300’ünün ülkeye nasıl girdiğini Yüce Devletlu’larımız çözse de hayvancılığımızı ülke için yeterli hale getirmek için çiğ süt fiyatlarını olması gereken seviyelere getirme politikalarını ortaya koymaya, cesaret etmedeki en büyük engel olan süt sanayicilerini aşamayacaklardır. Hayvancılığımızın can damarı çiğ süt fiyatlarının, kendilerinin dışındaki bir rakibin ki o devlet de olsa belirlemesine asla müsaade etmeyeceklerdir. Çünkü Süt Sanayicileri artık devlet olmuştur! Süt Endüstrisi Kurumu Kapatıldıktan sonra Çiğ Süt Üreticileri, Kutu Süt ve Süt Ürünleri Tüketicileri Modern Maraba, Kendileri ise Modern Ağa oldular.
Süte Müdahale Kurumu Kurulacakmış! Süt Sanayicilerinin müsaade ettiği ölçüde müdahale edeceğinden emin olunuz. Çiğ Süt fiyatlarının üreticiye maliyeti 75-80 kuruş iken üreticiye zararına üretim yaptırılır iken İstanbul Menkul Kıymetler Borsa’sına kayıtlı bir süt sanayicisi firma 2010 yılının ilk dokuz ayında % 68 kazanç elde edebilmektedir. Hayvancılık politikaları süt sanayicilerini hızlı bir şekilde kalkındırırken ülke hayvancılığını batırdıkları gözden kaçırılıyor.
Hayvancılıkta çiğ süt üretiminin kazançsız bir şekilde sürdürülen bu politikalar devam ettiği müddetçe kaçak, yasal canlı hayvan ithalatından kurtulamayacağız. Güvenlik tedbirlerinin sıklaştırılması sadece kaçağın miktarını azaltacaktır!
