Sevgili okurlarım, 1887 yılında Ruslara savaş tazminatı yerine verilen Kars’ın 42 yıllık esarette yapılan züllümü, baskıyı, öldürülmeyi ve de yakılmayı unutmadık ve de unutmayacağız. Esaret yılları içinde Kars, Ardahan, Artvin ve Batum illerinde yaşayan halkımıza yapılan zalimce davranış ve baskılardan haberdar olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Halkımızı bu zulüm ve vahşetten kurtarmak için, Türkiye Büyük Millet Meclisine, önergesini sunuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinden alınan kararla Kars, Ardahan, Artvin ve Batum illerinin geri alınması, Erzurum’da bulunan üçüncü ordu Komutanı Kazım Karabekir Paşaya bildiriliyor. Bu karar üzerine Kazım Karabekir Paşa derhal harekete geçerek, emri Halit Paşa’ya bildiriyor. Halit Paşa Komutasında bulunan ordumuz, 30 Ekim 1920’de Kars’ı Ermeni mezaliminden kurtararak, Türk topraklarına katmış oluyor. Böylece 42 yıllık esaretten kurtulan Kars, daha sonra Ardahan ve Artvin yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Misak-ı Milli sınırları içine alınmış oluyor. Kars’ın kurtuluşu olan 30 Ekim 1920 tarihini unutmadık ve de unutturmayacağız. Bu nedenle Kars hakkında genel bir bilgi sunmak üzere, siz okuyucularımla Kars’la ilgili tarihi bir yolculuk yapmak istiyorum.
Sevgili okurlarım, Kars’ın tarihi geçmişini incelediğimde, M.Ö. üzerinde yaşayanların Karsaklılar olduğu ve Kars adını da bu milletin adından aldığı akla gelmektedir. Kars, Türkiye’deki illerimizin içinde en eski Türkçe il adı olması unvanına da sahiptir. Kars M.Ö. 5000 yılların da HURİLER tarafından Karsaklılar’a açılan savaş sonrasında, işgal edilmiştir. Huriler, MÖ. 4000 yılına kadar Kars ve bölgesini yönetmişlerdir. Daha sonra yine M.Ö. 4000 yılında Urartuların istilasına uğramıştır. Urartular işgalleri sonrası Kars ve yöresi M.Ö. 665 yılına kadar yönetimlerini sürdürmüşlerdir. 665 tarihinden sonra Kars ve bölgesinde gözü olan İskitler M.Ö. 665 yılında Urartuların egemenliğine son vererek, M.Ö. 145 yılına kadar, Kars’ı ve bölgesini yönetmişlerdir. M.Ö. 145 yılında sahneye çıkan Parsaklılar, İskitlerin egemenliğine son vererek, Kars’ta KARSAKLI BEYLİĞİ kurulmuş oluyor. Bu beylik M.S. 430. Yüzyılına kadar hüküm sürmüştür. M.S. 430 yılında Sasaniler tarafından Karsaklı Beyliğinin hükümranlığına son verildikten sonra, uzun bir süre Bizans ve Arap istilasına ve savaşlarına maruz kalmıştır. Kars, 1071 Malazgirt Savaşını müteakip, Anadolu’da kurulan Selçuklu Devletinin egemenliği altına giriyor. Selçuklu devletinin yıkılması sonucunda, 1239 yılında Moğolların egemenliği altına giriyor. Bu egemenlik 1406 ya kadar devam etmiş oluyor. Moğol Devletinin yıkılması sonrasında, bu kez de 1406 yılından 1467 yılına kadar Karakoyunlu Devleti, 1467 den 1535’e kadar Akkoyunlu Devleti himayesinde kalıyor. 1535 yılında ise Osmanlı Devletinin genişleme dönemi sonrasında, bu kez de Osmanlı topraklarına katılmış oluyor. Osmanlı Devletinin Balkanlar’da başlatmış olduğu savaşta yenilgiye uğraması sonucunda, 1878 de, Ruslara savaş tazminatı olarak veriliyor. Savaş tazminatı olarak verilen Kars’ın haricinde, Ardahan, Artvin ve Batum ileri de verilmiş oluyor.
Sevgili okurlarım, Kurtuluş Savaşını Başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kars’ta meydana gelen, Ermeni ve Gürcü çetecilerin zulmünü duyması üzerine, Kars’ın bu mezalimden kurtarılması gereğini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunması sonucunda, Türkiye Büyük Millet meclisinin almış olduğu karar gereğince, Kars 30 Ekim 1920 tarihinde bu işgalden kurtarılmış oluyor. Bu önemli kurtuluşu gerçekleştiren, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu kurtuluşta görev alan silah arkadaşlarına, gazilerine ve şehitlerine minnet ve şükran borçluyuz. Onların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
30.10.2021
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair






















