Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ahmet AY

28 Şubat

Ahmet AY Yazar Ahmet AY
02 Mart 2011
Ahmet AY
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Darbelerle bir türlü kendine gelemeyen ülkemiz en son 1997’nin buz gibi soğuk bir gecesinde yeniden darbeyle sarsıldı.

28 Şubat 1997 günün ilk dakikalarında yayımlanan MGK bildirisinde (Cengiz ÇANDAR tarafından postmodern darbe olarak adlandırıldı) sürecin 1000 yıl süreceği ilan edilmişti. Sonraları darbeyi gerçekleştirenlerce altı kalın çizgilerle çizilecek şekilde ifade edilmişti;

İrtica iflah olmaz bir suçtu! Anayasanın askere verdiği “kollama” görevini yerine getirmede hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayacaktı.

Israrla “irticaın kangren olduğunu söylüyorlardı ve bununla mücadelede yılgınlık, bıkkınlık ve dalgınlık yaşanmamalıydı”. Çünkü “su uyur ‘düşman’ uyumazdı”. Bu sebeple sürekli teyakkuz halinde olunmalıydı ve ancak böylece post modern darbe “1000 yıl sürecek”ti…

Ülkelerin “asıl sahipleri” kendilerinden olmayan “dışarıdan” birilerinin ülke yönetiminde söz sahibi olmasına asla tahammül edemezlerdi. Hele hele bu “birileri” dindar bir gelenekten geliyorlar ise tahammülsüzlük 10’a katlanırdı.

İşte bu “sahip”lerimiz 1996 yılında SUSURLUK kazasında “suçüstü beraat” ile büyük bir fırsat yakaladılar. Az önce vefat haberini aldığımız Necmettin ERBAKAN (Allah rahmet eylesin) bu büyük suçüstü durumu “fasa fiso” deyip geçiştirince postmodern darbe süreci hızlandırıldı. Gerekçe ise kendilerinin Refah-Yol hükümetini engelleyememiş olmaları ve onların (Refah-Yol’un) iktidar olduğu bir dönemde derin devletin “kirli ilişkilerinin” deşifre olmasıydı. Bundan sonra SUSURLUK vak’ası ile ilgili hiçbir bilgi bu “gerici” iktidarın eline geçmemeliydi. Bunun da tek yolu vardı;

Darbe…

Nasıl olsa bu ülkede darbe yapmak ayıp değildi,

Ne de olsa bu ülkede darbe yapmak suç değildi,

Üstelik darbeciler her dönem devlet başkanı, başkanlık konseyi cumhurbaşkanı, başbakan, bakan parti başkanı oluyorlardı. Darbe, eğer darbecileri ve yandaşlarını ihya ediyorsa neden yapılmasındı?

İşin garip tarafı postmodern darbe masa başında üretilen bir darbe olup, konu mankeni kişilerin kullanılıp görüntüleri medyaya servis edilen gerekçelerle yapıldı. Ali KALKANCI’nın Fadime’si, Emire’si, elleri sopalarla “cihada çıkan” Aczimendilerin Müslüm’ünün Fadime’yle basılması, Çarşamba sokakların çarşaflandırılması vs. masa başında fizibilitesi yapılan çalışmalardı. Bu çalışmaları bizzat derin devlet yürütüyordu. Konu mankeni kişilerin asıl kimlikleri ve yaptıkları iş o günlerde dile getirildiyse de “malum basın” buna iltifat etmedi. Yıllar sonra Ali KALKANCI’nın uyuşturucu hap üreten bir atölye çalıştırdığı, SiSi’nin yetiştirdiği Fadime’nin pavyon kadını olduğu doğrulandı.

Anlamadığım o yıllarda Hizbullah grubunun çok daha etkin olmasına rağmen Sincan Belediyesi tarafından gerçekleştirilen etkinliğin dışında -ki bu Lübnan Hizbullah’ını temsil ediyordu- bu örgütle ilgili olarak hiçbir argümanın kullanılmamasıydı.

28 Şubat’ta diğer darbeler gibi tarihin kara sayfalarına bir leke olarak geçecektir. Hem çağdışı anlayışın ürünü darbe olmasıyla ve hem de masa başında hazırlanan haberleriyle utanılacak bir darbeydi 28 Şubat post modern darbesi.

Dindarların Türkiye’de hükümete ortak olmasına zerre kadar tahammülü olmayanlar en alçakça planlarla darbeye gerekçe hazırladılar. Oysa ileri demokrasilerde, saygın ülkelerde hiçbir şey darbeye gerekçe olmaz, olamaz. Bizim ülkemizde darbeciler masa başında, pavyon kadınlarından destek alarak post modern darbe yapmayı ülkemize reva gördüler. Hem de 2000’li yıllara 3 yıldan daha az süre kala…

Bir diğer konu ise, ülkede saygın olarak bilinen bilim adamları, aydınlar! yazarlar, gazeteciler, iş adamları, sivil toplum örgütleri, sanatçı ve bürokrat bu süreçte darbecilerin “emir ve görüşlerine hazır”dılar. En çok da hukukçuların, yüksek yargı temsilcilerinin “esas duruş”a geçmeleri incitici ve zarar vericiydi.

Eğer, toplumda hukuk adamları siyasallaşmış ise, üstelik darbecilerin düdüğüne göre karar verir duruma gelmişler ise o toplumun her türlü musibeti yaşamaları beklenir ve artık kargaşa, kayırma, kaos kaçınılmazdır.

Kadere bakın ki,

“İrtica” 28 Şubat postmodern darbesinin tek gerekçesiyken bugün irtica tehlikesi diye bir tehdit bulunmamaktadır. Kırmızı Kitap, EMASYA irtica tehdit ve tehlikelerinden arındırıldı ve halkın tehlike olmasının önüne geçildi.

Bundan ibret almayanlar yeni darbelere yeltendiler. Türkiye 90’lı yıları geride bırakalı çok olmuştu ama kafaları hâlâ darbe yıllarına takılı kalanlar sevdalarından vazgeçmemişlerdi.

Tabi, geleceği okuyamayanların geçmişi tekrar etmekten keyif almalarının önüne ancak dirayetli duruşlar geçebilirdi.

Netekim öyle de oldu.

Paylaş
Etiketler: 28 Şubatahmet ayali kalkancıasıl kimliklermalum basın
Önceki Yazı

Sevenlerinin Başı Sağolsun

Sonraki Yazı

Erbakan, Milli Görüş ve Bir Dönemin Sonu (II)

Ahmet AY

Ahmet AY

Ahmet Ay'ın Tüm Yazılarını Göster

İlişkili Yazılar

Ahmet AY

CHP Artık Milli Güvenlik Sorunu

06 Aralık 2020
5k
Ahmet AY

AB’nin ‘İRİNİ’ Akdeniz’e Aktı

29 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Başkan Erdoğan’dan Kıbrıs Çıkarması

22 Kasım 2020
5k
Ahmet AY

Biden’a Neden Sevindiler?

15 Kasım 2020
5k
Sonraki Yazı

Erbakan, Milli Görüş ve Bir Dönemin Sonu (II)

Yorumlar 1

  1. Ahmet AY says:
    15 yıl önce

    Takip ediyorum değişik illerden de okunduğu halde bu yazının okunma sayısı 2’yi geçmiyor neden acaba?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap