Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

28 Şubat’ta İstanbul’da Sağlık Skandalı

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
02 Mart 2010
Kemal ÖZER
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bugün ‘28 Şubat’ yıldönümü. Bu lanetli girişimin 12. yıl dönümümde yazdığım olayların 13. yıl dönümünde benim başıma geleceğini söyleselerdi hiç tereddütsüz inanırdım.Burası Türkiye olunca hangi sıfat ve güçte olursanız olun herkesin başına gelir bu tür uygulamalar.

Bu ülkenin anayasasında “adalet devleti” yazmıyor.

Ne yazıyor? “Hukuk devleti”

O hukuk devletinin kanunları da ‘don lastiği’ gibidir. İstediğin yerinden istediğin yöne sündür sündürebildiğin kadar.

Hani derler ya ‘bir hukuki meseleyi iki hukukçu tartışırsa üç görüş çıkar’ diye. Aslında işe bu cümleyi düzeltmekten başlamalı. Bu ülkede kaç ‘hukukçu’luk vasfına haiz var ki görüş ortaya çıksın.

Ben diyeyim bir elin parmağı siz deyin iki elin parmağı kadar.

367’cüleri hukukçu sayarak ne hukuka ne de ülkeye haksızlık etmek istemem.

Bu ülke sorunlarını kanun devleti olmaktan vazgeçip, adalet devleri olmaya karar verdiği gün, bitecek bir sorundan söz etmek istiyorum.

Elbette adalet devletine dönüştürmekte siyasetçi, bürokrat daha isabetli bir ifadeyle Ankara’nın yapabileceği bir iş değil. Onlar buna ne muktedir ne de niyetli. Bunu ancak bizler sağlayabiliriz.

* * *

Bendeniz mecbur kalmadan ne doktora giderim ne de ilaç içerim.

İmmün sistemi zayıf bir olarak zaman zaman rahatsızlıklar yaşasam da genellikle tabiî yöntemleri tercih ederek tedavimi yapmaya gayret ederim.

Dün gece 02:00 sularında şiddetli bir ağrı ile uyandım. Sol böbreğim öğle şiddetli ağrıyordu ki –bu acıyı çekenler bilir– hareket kabiliyetimi yitirmiştim.

Eğrilip doğrulamıyordum. ‘112 Acil Servisi’ arayıp yardım istedim.

Karşıma çıkan ve ismini vermekten imtina eden, yüksek yetkili, merhamet yoksunu bürokrasimiz, ‘trafik kazası ve ölümlü bir olay olmadığı dışında ambulans göndermediklerini ve böbrek hastalıkları için ambulans göndermeyeceğini kendi imkânlarımla gitmem gerektiğini’ belirtip yüzüme telefonu kapattı. Tekrar aradığımda da gördüm ki ne ‘Nuh’ demeye ne ‘Peygamber’ demeye niyetleri yoktu.

Kendilerine yakışanı yapıp yüzüme telefon kapatıyorlardı.

 Bunun üzerine ‘155 Polis’ aradım. İsmini de belirten kibar polis memuruna durumu anlattım. Kendi bana araç gönderebileceğini ifade etti. Amacım olayın kayda geçmesi olduğunu normal bir araçla gidebilecek durumda olmadığımı belirtikten sonra teşekkür ederek kapattım.

Bu kez bazı bakanlık bürokratlarını aradım. Nafile hepsi cepleri kapatmış.

Başbakanlık Alo 150’yi aradım, belki biri çıkarda halden anlar mı ki diye. O servis tümüyle horlayarak, ‘şimdi uyuyoruz. Mesai saatlerinde tekrar arayın’ diyordu.

112’nin Nöbetçi amirini aradım. Aynı hikâyeleri anlatmak istedi ama ‘tokum olduğumu bana gerekenin hikâye değil ambulans olduğunu’ söyledim.

Birkaç görüşme neticesinde birileri ikna oldu ve nihayet adresimi aldılar ve 15 dakika sonra bir ambulans geldi.

Araçtan inen bayan doktor, beni ambulansla götüremeyeceğini, koca Fatih İlçesi’nde sadece bir ambulans bulunduğu kendi imkânlarımla gitmem gerektiğini vs vs saygısız üslup ve ses tonuyla saydı döktü. (Şayet Fatih’te sadece bir ambulans var vay bu şehrin haline)

Biraz insafa geldi ve bu kez götürüyorum ama bu adrese bir daha ambulans çağrısı gelirse kendisinin beni asla ambulansa almayacağını bilerek bineme emir buyurdular.

Ambulans hareket etti. Her yer savruluyor. Dolap kapakların bir şeyler çarpıyor oksiyen tümünün aparatları bir o yana bir buna savrulup dururken ‘Hipokrat andı içmiş’ ama merhamet yeminden bihaberin zatın homurtuları ile Vakıf Gureba’ya intikal ettik.

Sedye ile beni acil servisi götürdüler. Orada doktora bol Latinceli tıbbi terimleri döktürdükten sonra, aslında acil hasta olmadığımı fakat olay çıkmaması için bir emirle getirdiğini aktardı. O doktor cerrahi acile götürmelerini belirtti. Bu kez cerrahi acile intikal ettirdiler. Bu kez aynı cümleler o görevliye…

Beni umursamayan nöbetçi doktor, kayıt işlemlerini yaptırmadan bakamayacağını belirterek giriş işlerini yaptırmamızı emir buyurdular. Kendisine, nüfus kâğıdım yanımda, TC kimlik numaramı unuttum, ben hastayım ve öncelikle benimle ilgilenmesi gerektiğini evrak işleri sonra yapacağımızı söyledim ama aynı rahle-i tedristen ve bürokratik tornadan çıkmış oldukları için, ‘Bilgisayar sistemi ile çalıyoruz giriş yapılmadan tedaviye başlanmaz. Böylece öğrenmiş olursun’ şarkısını terennüm buyurdular.

Kılını kıpırdatmaya niyetli olmayan Hipokratçı arkadaşın emirlerini dinleyip acıdan kurtulmak için giriş işlemlerimizi yaptırdık.

Evrakları alınca emziğini almış bebe gibi görevlilere kan alma emrini lütuf buyurdular. Bir buçuk saat sedyede acı içinde bekledikten sonra tetkiklerimizin sonuçları geldi. Böbrek taşı düşürdüğümüz ve ileri derecede enfeksiyon geçirmekten olduğumuz belirtildi.

Serum iğne uygulamaları sonrasında nöbet değişimi olduğunu bizimle başka bir doktorun ilgilendiğini anladık reçetemiz yazılırken. Birde ne görelim bizi ambulansa almak istemeyen ekipten biri hastalanmış aynı ambulansla aynı servis getirilmişler.

Taburcu işlemlerimizi yapmak istediğimizde biliyorduk ki bizi bekleyen süprizler olacak. Yanılmadık. Şimdi Acil Sağlık Uygulamalarını tesk etme vakti gelmişti.

 Bağkur’a borcunuz var. Masrafları nakit ödeyeceksiniz’ denildiğinde ‘paramız yok bu nedenle de Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği‘nden yararlanmak istiyorum’ dedim, faturamın kaç lira tuttuğunu bile sormadan. Memur bey gürledi, “ne demek o, bize öyle bir talimat gelmedi. O da neymiş.” Anladık ki işimiz var burada da. Israr ettik bakın şöyle bir yönetmelik var. Başbakan’ın bu konuda iki adet genelgesi var. Personel Genel Müdürlüğü’nün Sağlık Bakanlığı’nın SGK’nın genelgeleri var. O da diğerleri gibi hem Nuh hem de Peygamber demeye yanaşmayanlardan biriydi.

“Gidin başhekimlikle görüşün” diye gürledi. Sabahın yedisinde kime derdimizi anlatacaktık. Bizde anlatmadık zaten bindik bir taksiye yola revan olduk.

   * * *
Hani Yahudi’nin biri bir komşuna borç vermiş. Ödeme vadesi gelince borçluyu bir telaş almış ama bir türlü Moiz Efendinin laftan anladığı yokmuş. Borçlu açmış pencereyi bağırmış; ‘Moiz efendi Moiz Efendi, benim sana borcum yok. Bildiğini yap!” Hanımı demiş “ne yaptın bey!” Borçlu, “yeter be demiş, hep ben mi düşüneceğim biraz da Moiz Efendi düşünsün.”

Bizde öyle yaptık. Birazda devlet edendi düşünsün. Ama biz gereğini yapacağız. Nasıl mı yada sizinde başınıza gelirse neler mi yapmalısınız? Bu linke tıklayınız.

Şimdi Sayın Başbakan’a ve Sayın Sağlık Bakan’ına sorsak, ne bu hal diye, sağlık reformlarını anlata anlata bitiremezler. Ama bizim sağlık reformuna değil, zihniyet reformuna ihtiyacımız var.

 Unutmamalıyım ki bir yerin kalitesi ve hijyenini tuvaletlerinden anlayabilirsiniz. Beni götürdükleri Vakıf Gurba’nın acil servis tuvaletlerine Sayın Bakan kendileri girerleri mi çok merak ediyorum. Duvar yazıları, pislik, sabunsuzluk, peçetesizlik, böcekler, kapı kulları rezaleti, kapı kilitlerinin pisliği, atıklar, vs vs. Burası sağlığımızı emanet ettiğimiz yerler. Son sözümüz toplum menfaatine hiçbir eylemde göremediğimiz ancak ideolojik her konuda ahkâm kesen İstanbul Tabip Odası’na olsun. Buralarda sizin üyeleriniz çalışıyorlar. Bu sorunları çözmek aynı zamanda sizin de anayasal ve özel yasanızdan kaynaklana görevlerinizdendir. Biraz da yasal yükümlülüklerinizle ilgili işlere el atsanız.

Paylaş
Etiketler: bağkurbeni umursamayan nöbetçiDoktorgörevlilerekan alma emriskandaltaksitleri
Önceki Yazı

15 Yıl 3600 Günle Kıdem Hakı

Sonraki Yazı

Ekonomi Ne Durumda?

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Ekonomi Ne Durumda?

Yorumlar 1

  1. ugurozaltin says:
    16 yıl önce

    Geçen yıl 3 haziran tarihinde bende bir gaflete düşüp manisa devlet hastanesine gitmiştim. Oradaki rezillikleri görünce tansiyonum ve şekerim oscar ödülü alacak seviyelere fırlamıştı. Gittiğime bin pişman olmuştum.

    Size de geçmiş olsun.

    Memur zihniyeti mi bu anlamıyorum İlk işe girerken fino köpekleri gibi yapmadık şakrabanlık bırakmazlar ama memur garantisini alınca canavarlaşıyorlar, eziyet etmeyi iş ediniyorlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap