Kortizon da sayısız alerji ve ant-enflamatuar ilaç da uzun vadede tesir etmemişti.
Hasta çareyi alternati tıpta aramaya karar verdi.
Cleveland Klinik Fonksiyonel Tıp bölümünde Nate Bergman, beslenme ve düşük riskli detoks yöntemleri dâhil bir dizi hayat tarzı değişiklikleri
tavsiyesinde bulundu.
6 hafta içinde hastanın öksürüğünde kendi ifadesine göre yüzde 75 azalma oldu.
Öksürük bir sene sonra yüzde 85 azalmıştı ve hasta aynı zamanda kilo vermiş, tansiyonu ve HbA1c seviyeleri de normale gelmişti.
Tansiyon haplarını azalttı, diyabet ve gut için kullandığı birçok ilacı da hepten kesti.
Fonksiyonel tıp takibinden çıktıktan sonra da öksürükleri ve HbA1c seviyelerindeki düzelme sürdü.
Bu fonksiyonel tıp başarı hikâyesi BMJ’ de yayınlandı.
Fonksiyonel tıp uygulayıcıları diyet ev hayat tarzı faktörlerinin kronik hastalıkların tedavisinde çok önemli bir yeri olduğuna ve hastalığın belirtilerinin değil kökünden tedavisine inanırlar.
Hastanın hikâyesi
Hasta daha önce sigara içmişti ve uzay endüstrisinde 20 sene çalışmıştı; bu ortamda di-metil-etil-amin ve tri-etil-amin gibi solunum yollarında tahriş yapan ve solunum fonksiyonlarını azaltan kimyasallara maruz kalmıştı.
Seneler sonra vücudu bu tür kimyasallardan tam olarak arındırmak tabii ki mümkün değildi ama böbrek, karaciğer ve lenfatik sistem gibi detoks organlarının daha etkili çalışması sağlanabilirdi.
Bir anti-enflamatuar, düşük glisemik endeksli beslenme temel tedavi yöntemleriydi.
Hasta, mısır, süt ürünleri, glüten gibi bazı yiyeceklerin vücutta şişme ve uyuşukluğa yol açtığının farkındaydı.
Bu yiyecekler ve diğer enflamatuar yüklerin ortadan kaldırılmasıyla vücudun kendini temizlemesi mümkün olabilecekti.
Hastadan termal temizlik için her gün kuru bir saunada 30-60 dakika oturması, aerobik egzersiz yapması, günde 3-4 litre su içmesi ve besin destekleri alması istendi.
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen öksürük
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen veya sadece geçici iyilik sağlanabilen bu tür vakalarla ben de çok sık karşılaşıyorum.
Bu hastalara yaklaşımımın temelini bu makalede de dile getirildiği gibi hayat tarzı ve özellikle de beslenme yanlışlarının düzeltilmesi oluşturuyor.
BİR: Bu tür hastalarda ayrıntılı solunum alerji testi yapılması çok önemli, bu sayede çok önemli ipuçları elde edilebilir.
Alerji testleriyle tespit edilmesi mümkün olmayan her türlü kozmetik, kişisel bakım ürünü, ev temizlik maddeleri, sigara, hava kirliliği gibi irritanlardan uzak kalınması da elzemdir.
İKİ: Besin entolerans testlerini ise kesinlikle gereksiz ve hatta tam aksine sağlıklı gıdaların diyetten çıkarılmasına da sebep olabileceği için zararlı buluyorum.
Yapılması gereken, her türlü işlenmiş un ve şeker ile paketlenmiş yiyecek ve içeceklerden uzak durulmasıdır.
ÜÇ: Bazı gıdaların öksürüğü tetiklemesi elbette mümkündür ama gıda entolerans testleri bunu göstermez. Doğrusu hastaların yiyip içtiklerine dikkat ederek “dokunan” gıdayı kendilerinin tespit etmesidir.
Katılmadığım hususlar
BİR: Tam tahıl ürünlerinin aşırıya kaçmadan tüketilmesinde sakınca
görmüyorum, tabii bu durum Çölyak ve “gerçek” glüten hassasiyeti olan hastalar için geçerli değildir.
Keskin bir tahıl ve glüten düşmanı değilim. İşlenmiş ve katkı maddeleri ilave edilmiş tahıllara ve bunlardan yapılan yiyeceklere karşıyım.
Sütün süt olarak değil, mayalandıktan sonra yoğurt, ayran, kefir, peynir şeklinde tüketilmesi daha doğrudur.
İKİ: Egzersize tabii ki evet lâkin ağır sporlara veya spor salonlarına gitmeyi, kan ter içinde deli danalar gibi koşmayı, zıplamayı, hoplamayı doğru bulmam.
En iyi egzersizler tempolu yürüme ve imkân varsa denizde yüzmektir.
Her gün sabah akşam en azından 15-20 dakika eskiden kültür-fizik dediğimiz vücudun tüm kas ve eklemlerini çalıştıran hareketler mutlaka hayatımızın akışı içine sindirilmiş olmalıdır.
ÜÇ: Saunayı da pratik bulmam ve de bunun da ötesinde hiç tavsiye etmem, hatta zararlı da bulurum.
Gelelim neticeye
BİR: Adam gibi beslenme ve sağlıklı hayat tarzı sadece bu tür bronşit vakalarında değil obeziteden hipertansiyona kalp hastalıklarından kansere osteoporozdan depresyona kadar tüm kronik hastalıkların hem önlenmesini hem de tedavisini sağlar.
İKİ: Sadece ilaç vererek hiçbir hastalık tedavi edilemez, sadece hastalık belirtileri geçici bir süre baskılanmış olur, hastalık alttan alta ilerlemeye de devam eder.
ÜÇ: Modern tıbbın her belirti veya hastalığın ancak ilaçlarla tedavi edilebileceği saplantısından kurtulması şart ama bunun için evvel emirde endüstrinin tahakkümünde kurtulması gerekiyor.
Kaynak: http://casereports.bmj.com/content/2018/bcr-2017-223685.abstract
Kortizon da sayısız alerji ve ant-enflamatuar ilaç da uzun vadede tesir etmemişti.
Hasta çareyi alternati tıpta aramaya karar verdi.
Cleveland Klinik Fonksiyonel Tıp bölümünde Nate Bergman, beslenme ve düşük riskli detoks yöntemleri dâhil bir dizi hayat tarzı değişiklikleri tavsiyesinde bulundu.
6 hafta içinde hastanın öksürüğünde kendi ifadesine göre yüzde 75 azalma oldu.
Öksürük bir sene sonra yüzde 85 azalmıştı ve hasta aynı zamanda kilo vermiş, tansiyonu ve HbA1c seviyeleri de normale gelmişti.
Tansiyon haplarını azalttı, diyabet ve gut için kullandığı birçok ilacı da hepten kesti.
Fonksiyonel tıp takibinden çıktıktan sonra da öksürükleri ve HbA1c seviyelerindeki düzelme sürdü.
Bu fonksiyonel tıp başarı hikâyesi BMJ’ de yayınlandı.
Fonksiyonel tıp uygulayıcıları diyet ev hayat tarzı faktörlerinin kronik hastalıkların tedavisinde çok önemli bir yeri olduğuna ve hastalığın belirtilerinin değil kökünden tedavisine inanırlar.
Hastanın hikâyesi
Hasta daha önce sigara içmişti ve uzay endüstrisinde 20 sene çalışmıştı; bu ortamda di-metil-etil-amin ve tri-etil-amin gibi solunum yollarında tahriş yapan ve solunum fonksiyonlarını azaltan kimyasallara maruz kalmıştı.
Seneler sonra vücudu bu tür kimyasallardan tam olarak arındırmak tabii ki mümkün değildi ama böbrek, karaciğer ve lenfatik sistem gibi detoks organlarının daha etkili çalışması sağlanabilirdi.
Bir anti-enflamatuar, düşük glisemik endeksli beslenme temel tedavi yöntemleriydi.
Hasta, mısır, süt ürünleri, glüten gibi bazı yiyeceklerin vücutta şişme ve uyuşukluğa yol açtığının farkındaydı.
Bu yiyecekler ve diğer enflamatuar yüklerin ortadan kaldırılmasıyla vücudun kendini temizlemesi mümkün olabilecekti.
Hastadan termal temizlik için her gün kuru bir saunada 30-60 dakika oturması, aerobik egzersiz yapması, günde 3-4 litre su içmesi ve besin destekleri alması istendi.
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen öksürük
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen veya sadece geçici iyilik sağlanabilen bu tür vakalarla ben de çok sık karşılaşıyorum.
Bu hastalara yaklaşımımın temelini bu makalede de dile getirildiği gibi hayat tarzı ve özellikle de beslenme yanlışlarının düzeltilmesi oluşturuyor.
BİR: Bu tür hastalarda ayrıntılı solunum alerji testi yapılması çok önemli, bu sayede çok önemli ipuçları elde edilebilir.
Alerji testleriyle tespit edilmesi mümkün olmayan her türlü kozmetik, kişisel bakım ürünü, ev temizlik maddeleri, sigara, hava kirliliği gibi irritanlardan uzak kalınması da elzemdir.
İKİ: Besin entolerans testlerini ise kesinlikle gereksiz ve hatta tam aksine sağlıklı gıdaların diyetten çıkarılmasına da sebep olabileceği için zararlı buluyorum.
Yapılması gereken, her türlü işlenmiş un ve şeker ile paketlenmiş yiyecek ve içeceklerden uzak durulmasıdır.
ÜÇ: Bazı gıdaların öksürüğü tetiklemesi elbette mümkündür ama gıda entolerans testleri bunu göstermez. Doğrusu hastaların yiyip içtiklerine dikkat ederek “dokunan” gıdayı kendilerinin tespit etmesidir.
Katılmadığım hususlar
BİR: Tam tahıl ürünlerinin aşırıya kaçmadan tüketilmesinde sakınca
görmüyorum, tabii bu durum Çölyak ve “gerçek” glüten hassasiyeti olan hastalar için geçerli değildir.
Keskin bir tahıl ve glüten düşmanı değilim. İşlenmiş ve katkı maddeleri ilave edilmiş tahıllara ve bunlardan yapılan yiyeceklere karşıyım.
Sütün süt olarak değil, mayalandıktan sonra yoğurt, ayran, kefir, peynir şeklinde tüketilmesi daha doğrudur.
İKİ: Egzersize tabii ki evet lâkin ağır sporlara veya spor salonlarına gitmeyi, kan ter içinde deli danalar gibi koşmayı, zıplamayı, hoplamayı doğru bulmam.
En iyi egzersizler tempolu yürüme ve imkân varsa denizde yüzmektir.
Her gün sabah akşam en azından 15-20 dakika eskiden kültür-fizik dediğimiz vücudun tüm kas ve eklemlerini çalıştıran hareketler mutlaka hayatımızın akışı içine sindirilmiş olmalıdır.
ÜÇ: Saunayı da pratik bulmam ve de bunun da ötesinde hiç tavsiye etmem, hatta zararlı da bulurum.
Gelelim neticeye
BİR: Adam gibi beslenme ve sağlıklı hayat tarzı sadece bu tür bronşit vakalarında değil obeziteden hipertansiyona kalp hastalıklarından kansere osteoporozdan depresyona kadar tüm kronik hastalıkların hem önlenmesini hem de tedavisini sağlar.
İKİ: Sadece ilaç vererek hiçbir hastalık tedavi edilemez, sadece hastalık belirtileri geçici bir süre baskılanmış olur, hastalık alttan alta ilerlemeye de devam eder.
ÜÇ: Modern tıbbın her belirti veya hastalığın ancak ilaçlarla tedavi edilebileceği saplantısından kurtulması şart ama bunun için evvel emirde endüstrinin tahakkümünde kurtulması gerekiyor.
Kaynak: http://casereports.bmj.com/content/2018/bcr-2017-223685.abstract
Kortizon da sayısız alerji ve ant-enflamatuar ilaç da uzun vadede tesir etmemişti.
Hasta çareyi alternati tıpta aramaya karar verdi.
Cleveland Klinik Fonksiyonel Tıp bölümünde Nate Bergman, beslenme ve düşük riskli detoks yöntemleri dâhil bir dizi hayat tarzı değişiklikleri tavsiyesinde bulundu.
6 hafta içinde hastanın öksürüğünde kendi ifadesine göre yüzde 75 azalma oldu.
Öksürük bir sene sonra yüzde 85 azalmıştı ve hasta aynı zamanda kilo vermiş, tansiyonu ve HbA1c seviyeleri de normale gelmişti.
Tansiyon haplarını azalttı, diyabet ve gut için kullandığı birçok ilacı da hepten kesti.
Fonksiyonel tıp takibinden çıktıktan sonra da öksürükleri ve HbA1c seviyelerindeki düzelme sürdü.
Bu fonksiyonel tıp başarı hikâyesi BMJ’ de yayınlandı.
Fonksiyonel tıp uygulayıcıları diyet ev hayat tarzı faktörlerinin kronik hastalıkların tedavisinde çok önemli bir yeri olduğuna ve hastalığın belirtilerinin değil kökünden tedavisine inanırlar.
Hastanın hikâyesi
Hasta daha önce sigara içmişti ve uzay endüstrisinde 20 sene çalışmıştı; bu ortamda di-metil-etil-amin ve tri-etil-amin gibi solunum yollarında tahriş yapan ve solunum fonksiyonlarını azaltan kimyasallara maruz kalmıştı.
Seneler sonra vücudu bu tür kimyasallardan tam olarak arındırmak tabii ki mümkün değildi ama böbrek, karaciğer ve lenfatik sistem gibi detoks organlarının daha etkili çalışması sağlanabilirdi.
Bir anti-enflamatuar, düşük glisemik endeksli beslenme temel tedavi yöntemleriydi.
Hasta, mısır, süt ürünleri, glüten gibi bazı yiyeceklerin vücutta şişme ve uyuşukluğa yol açtığının farkındaydı.
Bu yiyecekler ve diğer enflamatuar yüklerin ortadan kaldırılmasıyla vücudun kendini temizlemesi mümkün olabilecekti.
Hastadan termal temizlik için her gün kuru bir saunada 30-60 dakika oturması, aerobik egzersiz yapması, günde 3-4 litre su içmesi ve besin destekleri alması istendi.
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen öksürük
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen veya sadece geçici iyilik sağlanabilen bu tür vakalarla ben de çok sık karşılaşıyorum.
Bu hastalara yaklaşımımın temelini bu makalede de dile getirildiği gibi hayat tarzı ve özellikle de beslenme yanlışlarının düzeltilmesi oluşturuyor.
BİR: Bu tür hastalarda ayrıntılı solunum alerji testi yapılması çok önemli, bu sayede çok önemli ipuçları elde edilebilir.
Alerji testleriyle tespit edilmesi mümkün olmayan her türlü kozmetik, kişisel bakım ürünü, ev temizlik maddeleri, sigara, hava kirliliği gibi irritanlardan uzak kalınması da elzemdir.
İKİ: Besin entolerans testlerini ise kesinlikle gereksiz ve hatta tam aksine sağlıklı gıdaların diyetten çıkarılmasına da sebep olabileceği için zararlı buluyorum.
Yapılması gereken, her türlü işlenmiş un ve şeker ile paketlenmiş yiyecek ve içeceklerden uzak durulmasıdır.
ÜÇ: Bazı gıdaların öksürüğü tetiklemesi elbette mümkündür ama gıda entolerans testleri bunu göstermez. Doğrusu hastaların yiyip içtiklerine dikkat ederek “dokunan” gıdayı kendilerinin tespit etmesidir.
Katılmadığım hususlar
BİR: Tam tahıl ürünlerinin aşırıya kaçmadan tüketilmesinde sakınca
görmüyorum, tabii bu durum Çölyak ve “gerçek” glüten hassasiyeti olan hastalar için geçerli değildir.
Keskin bir tahıl ve glüten düşmanı değilim. İşlenmiş ve katkı maddeleri ilave edilmiş tahıllara ve bunlardan yapılan yiyeceklere karşıyım.
Sütün süt olarak değil, mayalandıktan sonra yoğurt, ayran, kefir, peynir şeklinde tüketilmesi daha doğrudur.
İKİ: Egzersize tabii ki evet lâkin ağır sporlara veya spor salonlarına gitmeyi, kan ter içinde deli danalar gibi koşmayı, zıplamayı, hoplamayı doğru bulmam.
En iyi egzersizler tempolu yürüme ve imkân varsa denizde yüzmektir.
Her gün sabah akşam en azından 15-20 dakika eskiden kültür-fizik dediğimiz vücudun tüm kas ve eklemlerini çalıştıran hareketler mutlaka hayatımızın akışı içine sindirilmiş olmalıdır.
ÜÇ: Saunayı da pratik bulmam ve de bunun da ötesinde hiç tavsiye etmem, hatta zararlı da bulurum.
Gelelim neticeye
BİR: Adam gibi beslenme ve sağlıklı hayat tarzı sadece bu tür bronşit vakalarında değil obeziteden hipertansiyona kalp hastalıklarından kansere osteoporozdan depresyona kadar tüm kronik hastalıkların hem önlenmesini hem de tedavisini sağlar.
İKİ: Sadece ilaç vererek hiçbir hastalık tedavi edilemez, sadece hastalık belirtileri geçici bir süre baskılanmış olur, hastalık alttan alta ilerlemeye de devam eder.
ÜÇ: Modern tıbbın her belirti veya hastalığın ancak ilaçlarla tedavi edilebileceği saplantısından kurtulması şart ama bunun için evvel emirde endüstrinin tahakkümünde kurtulması gerekiyor.
Kaynak: http://casereports.bmj.com/content/2018/bcr-2017-223685.abstract
Kortizon da sayısız alerji ve ant-enflamatuar ilaç da uzun vadede tesir etmemişti.
Hasta çareyi alternati tıpta aramaya karar verdi.
Cleveland Klinik Fonksiyonel Tıp bölümünde Nate Bergman, beslenme ve düşük riskli detoks yöntemleri dâhil bir dizi hayat tarzı değişiklikleri tavsiyesinde bulundu.
6 hafta içinde hastanın öksürüğünde kendi ifadesine göre yüzde 75 azalma oldu.
Öksürük bir sene sonra yüzde 85 azalmıştı ve hasta aynı zamanda kilo vermiş, tansiyonu ve HbA1c seviyeleri de normale gelmişti.
Tansiyon haplarını azalttı, diyabet ve gut için kullandığı birçok ilacı da hepten kesti.
Fonksiyonel tıp takibinden çıktıktan sonra da öksürükleri ve HbA1c seviyelerindeki düzelme sürdü.
Bu fonksiyonel tıp başarı hikâyesi BMJ’ de yayınlandı.
Fonksiyonel tıp uygulayıcıları diyet ev hayat tarzı faktörlerinin kronik hastalıkların tedavisinde çok önemli bir yeri olduğuna ve hastalığın belirtilerinin değil kökünden tedavisine inanırlar.
Hastanın hikâyesi
Hasta daha önce sigara içmişti ve uzay endüstrisinde 20 sene çalışmıştı; bu ortamda di-metil-etil-amin ve tri-etil-amin gibi solunum yollarında tahriş yapan ve solunum fonksiyonlarını azaltan kimyasallara maruz kalmıştı.
Seneler sonra vücudu bu tür kimyasallardan tam olarak arındırmak tabii ki mümkün değildi ama böbrek, karaciğer ve lenfatik sistem gibi detoks organlarının daha etkili çalışması sağlanabilirdi.
Bir anti-enflamatuar, düşük glisemik endeksli beslenme temel tedavi yöntemleriydi.
Hasta, mısır, süt ürünleri, glüten gibi bazı yiyeceklerin vücutta şişme ve uyuşukluğa yol açtığının farkındaydı.
Bu yiyecekler ve diğer enflamatuar yüklerin ortadan kaldırılmasıyla vücudun kendini temizlemesi mümkün olabilecekti.
Hastadan termal temizlik için her gün kuru bir saunada 30-60 dakika oturması, aerobik egzersiz yapması, günde 3-4 litre su içmesi ve besin destekleri alması istendi.
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen öksürük
Senelerdir hiçbir tedavi ile geçmeyen veya sadece geçici iyilik sağlanabilen bu tür vakalarla ben de çok sık karşılaşıyorum.
Bu hastalara yaklaşımımın temelini bu makalede de dile getirildiği gibi hayat tarzı ve özellikle de beslenme yanlışlarının düzeltilmesi oluşturuyor.
BİR: Bu tür hastalarda ayrıntılı solunum alerji testi yapılması çok önemli, bu sayede çok önemli ipuçları elde edilebilir.
Alerji testleriyle tespit edilmesi mümkün olmayan her türlü kozmetik, kişisel bakım ürünü, ev temizlik maddeleri, sigara, hava kirliliği gibi irritanlardan uzak kalınması da elzemdir.
İKİ: Besin entolerans testlerini ise kesinlikle gereksiz ve hatta tam aksine sağlıklı gıdaların diyetten çıkarılmasına da sebep olabileceği için zararlı buluyorum.
Yapılması gereken, her türlü işlenmiş un ve şeker ile paketlenmiş yiyecek ve içeceklerden uzak durulmasıdır.
ÜÇ: Bazı gıdaların öksürüğü tetiklemesi elbette mümkündür ama gıda entolerans testleri bunu göstermez. Doğrusu hastaların yiyip içtiklerine dikkat ederek “dokunan” gıdayı kendilerinin tespit etmesidir.
Katılmadığım hususlar
BİR: Tam tahıl ürünlerinin aşırıya kaçmadan tüketilmesinde sakınca
görmüyorum, tabii bu durum Çölyak ve “gerçek” glüten hassasiyeti olan hastalar için geçerli değildir.
Keskin bir tahıl ve glüten düşmanı değilim. İşlenmiş ve katkı maddeleri ilave edilmiş tahıllara ve bunlardan yapılan yiyeceklere karşıyım.
Sütün süt olarak değil, mayalandıktan sonra yoğurt, ayran, kefir, peynir şeklinde tüketilmesi daha doğrudur.
İKİ: Egzersize tabii ki evet lâkin ağır sporlara veya spor salonlarına gitmeyi, kan ter içinde deli danalar gibi koşmayı, zıplamayı, hoplamayı doğru bulmam.
En iyi egzersizler tempolu yürüme ve imkân varsa denizde yüzmektir.
Her gün sabah akşam en azından 15-20 dakika eskiden kültür-fizik dediğimiz vücudun tüm kas ve eklemlerini çalıştıran hareketler mutlaka hayatımızın akışı içine sindirilmiş olmalıdır.
ÜÇ: Saunayı da pratik bulmam ve de bunun da ötesinde hiç tavsiye etmem, hatta zararlı da bulurum.
Gelelim neticeye
BİR: Adam gibi beslenme ve sağlıklı hayat tarzı sadece bu tür bronşit vakalarında değil obeziteden hipertansiyona kalp hastalıklarından kansere osteoporozdan depresyona kadar tüm kronik hastalıkların hem önlenmesini hem de tedavisini sağlar.
İKİ: Sadece ilaç vererek hiçbir hastalık tedavi edilemez, sadece hastalık belirtileri geçici bir süre baskılanmış olur, hastalık alttan alta ilerlemeye de devam eder.
ÜÇ: Modern tıbbın her belirti veya hastalığın ancak ilaçlarla tedavi edilebileceği saplantısından kurtulması şart ama bunun için evvel emirde endüstrinin tahakkümünde kurtulması gerekiyor.
Kaynak: http://casereports.bmj.com/content/2018/bcr-2017-223685.abstract
