Başöğretmenim Mustafa Kemal Atatürk, üzerimde emek sahibi öğretmenlerim ve Türkiye Cumhuriyetinde görev yapmış, vefat etmiş ve dahi halen görev yapmakta olan öğretmenlerim:
Bu yazıyı siz bana yazmayı öğrettiğiniz için yazabiliyorum. Yazdıktan sonra siz bana okumayı öğrettiğiniz için okuyabiliyorum. Siz bana öğrettiğiniz için doğru şekilde noktaları koyabiliyorum. Siz bana gösterdiğiniz için kalemi düzgün tutuyorum.
Sevmeyi sizden öğrendiğim için insanları çok seviyorum. İyi ki benim öğretmenimim olmuşsunuz.
Öğrettiğiniz her şey için teşekkür ederim. Verdiğiniz emekler ışığında her zaman merak etmenin ve öğrenmenin gerekliliğine inanandım. Her gün günaydın derken ki yüzünüzü ve gülümsemenizi unutmadım.
Çünkü siz, hayattaki tuvalimi hangi renklerle boyayacağımı bana öğretiniz. Bazen renklerimim solduğunda bana yardımcı olan, bazen renklerim karıştığında nasıl ayıracağımı gösteren en büyük kurtarıcı, yol gösterici oldunuz.
Hayattaki tuvalim her zaman mutlu renklerle dolu olmadı. Bu sebeple tuvalimin bazı yerlerinde siyah çizgiler kalacak. Ama siz bana bu siyahlarla nasıl başa çıkacağımı gösteren oldunuz.
Tuvalimdeki en güzel boyalar, kendi renklerimden bulup çıkardıklarımdır. Yaptığım en güzel resimler, gökyüzünü dilediğim renge boyadığımdır. Siz bana kendi gökyüzümüzü istediğimiz renge boyama fırsatı verdiniz. Siz bana kendi tuvalimi doldurma imkânı tanıdınız.
Benim hayatımdaki en güzel renk sizsiniz. Bu durum daima böyle kalacak. Daima sizin renginizden yürüdüm ve yürüyeceğim. Sizi seviyorum öğretmenlerim.
Bana bu kadar çok şey öğrettiğiniz için teşekkür ederim.
Bana hayat çok zor, derdiniz. Öğrendim gerçekten zormuş.
Hep gitmek zorunda kalıyormuşuz bir yerlerden. Ama ne kadar uzağa gidersek gidelim, bazı insanların kıymeti daim oluyormuş gönlümüzde. Ne kadar uzaklaşırsak uzaklaşalım, o insanın verdiği ilhamı içimizde taşıyormuşuz.
Bana verdiğiniz ilham için, bana bu kadar güvendiğiniz için, kanatlarımı açmama izin verdiğiniz için.
Ben kanatlarımı açayım diye bir buluttan atmak yerine güzelce hayata uçmayı öğrettiğiniz için.
Beni üzmek yerine incitmeden öğretmeyi tercih ettiğiniz için. Varlığınız için teşekkür ederim ve bu bağlamda diyorum ki;
Yüce Türk öğretmeni, daima Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, görev ve sorumluluklarının idraki içerisinde olarak, Türk Milletinin ülkesi ve Milleti ile bölünmez bütünlüğünün gerçek savunucusudur… Türk Milli Eğitimin Amaçları doğrultusunda hareket ederek, Atatürk Milliyetçiliği, ilke ve inkılâplarını benimsemiş, manevi değerlerine sahip çıkan, demokratik, çağdaş, laik ve sosyal bir hukuk devletinin simgesi durumundadır…
Öğretmenler elleri öpülecek, her zaman saygı ve sevgiyi hak eden insanlardır. Onlara sadece bu önemli günde değil, her zaman hatırlayıp değer vermek gerekir. Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir.
Yaşı benden küçük bile olsa öğretmenliğin yüce büyüklüğünü taşıdıkları için tüm öğretmenlerimizin tebeşir, kitap, defter, kalem kokan o mis gibi ellerinden öpüyorum…
Elbette ki Öğretmenlik öyle yılda bir kez süslü ifadelerle anlatılması imkânsız olan, ancak yaşanılarak anlaşılan bir meslektir.
Hakkını verebilmek için sorumluluğunu ve emeğini kavramış olmak gerekir.
Karşılıksız seven, kalbi sevgiyle dolu, olmazı başaran, cehalete dur diyen; bilgi, inanç, ruh verip karanlığı kovan; geleceğin güveni, geçmişten ders alan; cıvıl cıvıl gözlere umut ışığı olan; çaresizliğin filizlendiği yerde ümit, korkunun mayalandığı yerde yürek, güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek, öksüz ve yetim yavrulara sımsıcak kucak açan yüce ve kutsal bir mesleğin mensubu siz değerli öğretmenlerimizi gönülden selamlıyor ve saygıyla önünüzde eğiliyorum…
Başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ilkokula başladığımda bana ilk okumayı yazmayı öğreten ve bu günüme ışık olan İlhan öğretmenimin, orta öğrenime başladığımda edebiyata ve şiire merakımı görüp bu yolda ilk hamurumu karan rahmetli Yusuf Nalkesen öğretmenimin, rahmete kavuşmuş Ege Üniversitesi Mak. Mh. Kürsüsü başkanı Dr. Mh. Erol Ertaş öğretmenim, tohumları yeşertip ağaç seviyesine getiren emekli olmuş, halen görev yapan öğretmenlerimizin, eşimin, gelinlerimin, uzak yakın, eş dost, akraba tüm saygıdeğer öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler gününü kutlarken, görevi başında şehit olmuş, hakkın rahmetine karışmış diğer tüm öğretmenlerime ve öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diler, şükranlarımı sunarım…
Sizler bir gün değil her gün anılmaya ve anlatılmaya layıksınız…
Saygılarımla…
Ömer Sabri Kurşun