Pazara ayaklarımı sürüyerek gittim. Hemen girişinde arkadaşa rastladım. Bir şey sormadan, “Çeyrek lahana” dediği için, moralim bozuldu. Esasında gıda fiyatlarındaki anormal artış, tezgahlarda da yangına neden olmuştu. Arkadaş “yangından çıkıyorum,” dedi.
Satıcılar da “Gıda yanardağı patladı, lavlarla haşlandık,” diyerek ellerini ovuşturuyordu. Kış mevsiminde, insanlar kapıdaki soğuğa, hükümet ise ürünlerin etiketlerine yansıyan fiyat artışına bakıyordu.
Dar gelirli, etiketi gördüğünde, yangının mutfağa sıçradığını ve mutfağın da kullanılamaz hale geldiğinin farkındaydı. Pazarda dar gelirliler, fiyatlara görünce, bu gidişle bir şey alamayacağım, diyerek geri dönüyordu.
Emekliler pazarın atmosferine resmen yenilmişti. Omuzları çökmüş, yüzü solmuş ve konuşması sessizliğe bürünmüştü. Soluk yüzlüler pazarda ezildi, deseler doğruydu.
Emekli, soluk yüzü asılmış ve geri dönmek istedi.
Yüzü gülmüyor ve diz eklemlerinden değişik sesler geliyordu. Ayrıca soluk alışverişi de hızlandı. Çevresine bakındı ve tanıdık göremedi. Dertleşmeye ihtiyacı vardı. Konuşacak birini bulsa belki sıkıntısı hafiflerdi.
Alışkanlığını terk edemedi ve dolaşmaya devam etti. “Çeyrek lahana” etiketini gördü. Çeyrek lahana, dedi. Ekmeğin çeyreğini biliyordu ama lahanayı duymamıştı. Karpuzun dilimlenerek satıldığını görünce olabilir, demişti. Gözüne ilişen bir başka etikette ise erik 150 lira yazıyordu. Bu kadar da olamaz, dedi.
Tezgâhın başında satıcı bağırıyor, on tane biber on lira diye. Dalga geçiyor zannetti ve yaklaştı. Gerçekten de doğruydu. İliklerine kadar tedirgin oldu ve ne kadar kötü dua varsa sıraladı.
Lahana kesilir de dörtte bir diye satılır mı? Kimin aklına gelir, nereden duymuşlar. Ahır zaman alâmetleri, diyerek yürüdü.
Pazar yerinde insanlar oltaya takılmış, balık gibi yalpalıyordu. Dünyanın neresinde böyle bir şey görülmüştür, dedi kendi kendine. Balıkçıların bağırmalarına hiç aldırış etmedi. “Balık yüz TL” söylemiyle ilgilendi. Yüz acaba neydi. Balıkçıya vardı ve palamudun tanesinin yüz lira olduğunu öğrendi. Pazarda gezinenler gibi, diğer balıkların fiyatlarını da sordu ve kaçmaya yetişemedi.
Emeklinin çeyrek lahana ile başlayan serüveni, balık ile devam etti. Pazar yeri bana göre değil, dedi. Fakat kendine göre, başka alışveriş yapacağı bir yer de yoktu. Geri döndü ve eve doğru yol almaya başladı. İnsanı üzen bu kadar pahalılığa karşı, yöneticilerin duyarsızlığıdır, dedi.
Çeyrek lahana pazar yerinin güllerini soldurmuştu. Solmuş ve hiçbir şey alamadan eve dönüyordu.
Pazarda dar gelirlilerin de yüzü solmuştu.
Hasan TANRIVERDİ























