Bir çantam var, destanım var içinde, hikâyem var yazılı. Benim destanım ve hikâyem bilseniz, dünyam var içinde.
Çantam evim benim bir tanem. Aradığım her şey çantada. Bit pazarı benim. Faturalar, makbuzlar, kısa notlar ve yazılı kâğıtlar.
Kalem, silgi ve defter her şeyi halleder.
Çantamın içi düzenli ve lüks deri kaplı. Arada elime geçeni içine attığım için ana baba günü. Ödenmiş faturalar çantamda, ödenecekler ise ağırlıklı cebimde.
Kalemlik, hatıra dolmakalem ve çakı bıçağım da çantamda. Çantamın beyni allak bullak. Arada boşaltıyorum çantayı, aradıklarım sırnaşır bana. Sevinirim kaybetmediğime. Ne zaman çantaya koyduğumu unutmuşum diye dert yanarım.
Çantamda aradıklarım gün ışığına çıkmış olur.
Çantam derdimi yüklenmiş taşıyor. Günlük ihtiyaçlarıma cevap veriyor. Bazen güvenerek üzerine oturduğum. Yanımda refakatçim. Çantan bir güzellik uzmanı. Gurur kaynağım. Duygu yüklü ve neşe kaynağım.
Güler yüzlü, tatlı dilli ve kötülüklerden kaçan. İyiliğe ve samimiyete açılan. Doğruluktan ve dürüstlükten yana. İçi dolu kitap ve kalem. Renkli gazete ve dergi.
Çantamla el ele yürüyoruz, güzellikleri paylaşarak. Paça dar, baca dumanlı. Yürüyoruz insanlar arasından çarpan mı dersin, omuz atan mı dersin. İnsanlar olmuş ayı, kendilerine kalsa dayı.
Çantam bir tane, gönlümde taht, benliğimde ise bahtsın. Hayat serüveni değerli bir dost. Görünüşün şahsiyetli ve de heybetli. Birlikte gezdiğimiz bir kutu evim ve içinde eşyalarım.
Çantasız çıkamam sokağa, yalnız ve bir garip hissederim kendimi. Yalnız ve boş, takıntım mı acaba çanta.
Çantam arım, balım ve peteğim.





















