Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ali AYAZ

Sülman Dayı

Ali AYAZ Yazar Ali AYAZ
04 Ocak 2019
Ali AYAZ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Sülman Dayı’ya ben yetişemedim. Ağabeylerim; mahallenin küçüklerini arkasına nasıl toplayıp, yokuşun aşağısında bulunan küçücük bahçesine götürdüğünü, dere kenarındaki söğüt ağaçlarından her çocuğa sabırla düdükler yaptığını anlatırlarken merakım kamçılanır, onu tanımak için dünyaya neden birkaç yıl daha erken gelmediğime hayıflanırdım.

Söğüdün belli mevsimlerde kabuğu özünden kolayca ayrılır. Çocuklar bu mevsime rastlayan günlerde ince dallardan düdük, borazan gibi oyuncaklar yaparlardı. Bu yüzden söğüt sadece türkülerde değil küçüklerin oyuncak anılarında da önemli bir yer tutar. Benim de öyle… Bu yüzden olacak söğütle ilgili bir türkü duyduğumda hatıralarımın en uzak köşelerinden düdük ve Sülman Dayı geliverir bugünlere. Hele de “Söğüdün yaprağı narindir narin” türküsü; beni Sülman Dayı’ya götürürken onun hazin hikâyesini de çocukluğumla birlikte alıp bana getirir.

Çocukları seven insanlar, bunu kendi bedenlerinde de çocuk olarak yaşayan kişilerdir. Çocuk ruhuyla yaşlanmak ve o ruhla ölmek insan için ne kadar elzemdir oysa. Hâlbuki bizler çeşitli tecrübe ve badirelerden sonra yaralanmış ruhlarımızla uzaklaşırız çocukluğumuzdan. Tecrübe denilen şey, olgunlaştırırken çocukluğumuzu da koparır gider benliğimizden…

Sülman Dayı’ya babası, Emine’yi görkemli bir düğünle, çifte davul çaldırıp, köçekler oynatarak almıştı. Ufak tefek bir kadın olan Emine, Sülman’ı çok sever, sayar üzerine titrerdi. Ölümünden yıllar sonra bile – özellikle bayram günlerinde – kocası anıldığında masmavi gözlerinden yaşlar boşanıverirdi. İki damla.. Hemen kuruyuveren… Billur gibi, turnagözünden akar gibi iki damla yaş…

Sülman Dayı’nın beş oğlu, bir de her kız gibi babasına oldukça düşkün Zühre’si vardı. Babası da kızına düşkündü. Beş oğlan bir yana kızı bir yanaydı. Nereye gitse bostana harmana, Zühre hep yanında…

Bir gün harmandalar. Ağustosun en sıcak günleri… Hayvanlar çatlayacak gibiydi, biraz ara verdiler. Asırlık meşe ağacının altına uzanan Sülman Dayı bağırdı “Kızım Zühre, başımın altına yumuşak bir taş bul, getir, uyuyacağım biraz…” Zühre bu işe bir anlam veremedi. “Baba taşın yumuşağı mı olur; adı üstünde taş işte.” Sülman Dayı gülerek “Elbette olmaz kızım. Şunu demeye getirdim: O kadar yorulmuşum ki en sert taşlar bile başımın altına yastık gibi gelir artık.” Gülüştüler…

İkinci oğlunu evlendireceği zaman “Karı, Mustafa’nın artık yaşı geldi. Gerçi daha askere de gitmedi ama sor bakalım gönlünde biri var mı? Varsa baş göz ederiz. Kendi askerdeyken gelin, tarlada, bahçede, bağda bize yardım eder, Mustafa’nın eksiğini kapatır.

Sordular. Mustafa, Sadıkların Ayşe’yi istiyordu. İstediler. Biraz nazdan sonra Ayşe’yi Mustafa’ya verdiler. Mustafa’nın arık, çelimsiz, ufak tefek yapısına karşılık Ayşe’nin boyu-bosu, saçı-başı, alımı-çalımı mükemmeldi. Mustafa Ayşe’yi çok sevdi. Evlendiler. Ayşe de Mustafa’yı sevmişti. Ama Mustafa’nın aşkı bambaşkaydı. Her lafın başında Ayşe’sini anmadan edemiyordu.

Aradan 10 gün geçmişti ki yeni gelin hastalandı. Bir karın ağrısı bir ateş… Kıvranıyordu. Ramazan gelmişti. Sahura kalkılıyordu. Ayşe’nin hastalığına sabah bakılacaktı artık. Ağabeylerinden traktör ayarladı Sülman Dayı. Sahurdan sonra Adana’ya gidilecek, Ayşe doktora gösterilecekti.

Ağustos ayıydı. Emine Karı kuskus aşı pişirmişti. Sülman dayı, Yarın Adana’da çok acıkmayayım diye çokça kaşıklamıştı kuskus aşını. Emine Karı da “Ye adam ye, günler uzun, acıkırsın sonra” diyerek hoşafla birlikte kuskusu bolca sürdü Sülman Dayı’nın önüne…

Sahurdan sonra römorka yatak konuldu. Sülman Dayı geliniyle yola koyuldu. Adana elli kilometre ötedeydi. zamanın şartlarında traktörle de olsa gidiş geliş bir günlük yoldu. Mustafa köyde kalıp işlere bakacaktı. Köy işlerinin de aksamaması lazımdı. Çifte-çubuğa, ekine-bostana koşturacak insana ihtiyaç vardı. Yaz mevsimiydi ve işler çok yoğundu. Mustafa bu yüzden köyde kaldı. Hem Mustafa doktor işlerini beceremezdi. Sülman Dayı’nın tanıdığı doktor vardı, ona götürecekti.

Bahri Bey Adana’nın tanınmış birkaç doktorundan biriydi. Sülman Dayı’nın Ağabeyi Necip Ağa’nın arkadaşıydı. Yazları eşini de alıp birkaç günlüğüne Çelemli’ye gelirdi. Giderken cipin arkasına ağzı lehimli büyük teneke peynir, bal, pekmez, un, bulgur konularak yolcu edilirdi. Bahri Bey, belki para da almayacaktı Sülman Dayıdan.

Öğleden sonra iki çocuk bağırarak Sülman Dayıların avluya girdiler “Ölmüş, hasta ölmüş! Sabah şehre giden hasta ölmüş”. Ailede görülmemiş bir telaş başladı. Herkes bir yana koşuyor, niye koştuğunu bilmiyordu. Kısa zamanda komşular Sülmanlarda toplandı. Mustafa tarladan çağırıldı. Ellerini başının arasına almış çocuk gibi ağlıyordu “Gitti Ayşe gitti! Onsuz nasıl yaşarım ben? Ben Ayşe’mi istiyorum. Ne olur öldü demeyin bana!”

Az sonra köyden iki adam geldi “Biz de Adana’daydık bugün. Ölen Ayşe değil, Sülmandı” dediler. Mustafa gayri ihtiyari bağırdı “Hele öyle deyin yahu!” Babasına da üzülüyordu tabi ama Ayşe’sinin yaşadığını öğrenmek yüreğine su serpmişti biraz olsun. Bu sefer gözyaşları yön değiştirip Sülman Dayı için akmaya başladı. Feryatlar göğe yükseldi. Özellikle kızı Zühre’yle en küçük oğlu Ömer kendilerini yerden yere atıyorlardı.

“Yarın Adana’da çok acıkmayayım” diyerek yediği kuskus pilavı sıcak ağustos gününde Sülman Dayı’yı sıkıştırmış, zavallı da kalbine yenik düşmüştü. Sabah gelini için hazırladığı römorktaki yatağa bu sefer kendi sessizce uzanıvermişti. Gelişi çok acıklı oldu. da gençti. Yaşı ancak kırkın biraz üzerindeydi. Ağıtlar yakıldı. Yıllarca dillerde ağıdı söylenegeldi.

“Çokça kaşıkladım kuskus aşını

Sadık’la Sadiye yedi başımı

Görmemiştim daha kırk beş yaşını

Kaderim böyleymiş neylerim dostlar

Kızıma nasihat olsun sözlerim

Söğütlüde kaldı ayak izlerim

Kırk günden beri de yolun gözlerim

Kaderim böyleymiş neyleyim dostlar”

Ali Ayaz, 2 Ocak 2019 Çarşamba, Adana

Paylaş
Önceki Yazı

Enflasyon Güşerken Gıda Fiyatları Neden Arttı?

Sonraki Yazı

Son Söyleyeceklerini de Söylediler; Türkler Katildir

Ali AYAZ

Ali AYAZ

İlişkili Yazılar

Ali AYAZ

Hambelez

21 Ocak 2019
5k
Ali AYAZ

Keskin Mustafa

25 Kasım 2018
5k
Ali AYAZ

Eşek Arıları

20 Şubat 2018
5k
Ali AYAZ

Uçan Yatak

05 Ocak 2018
5k
Sonraki Yazı

Son Söyleyeceklerini de Söylediler; Türkler Katildir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap