Gazete ile ilgili tüm başlangıçları aşağı yukarı yılın sonuna denk gelen Aralık ayında yaptım.
Manşet’le olan başlangıcımızda 2 Aralık’dı…
Tam 10 yıl önce Gerçek Gazetesi olarak yola çıktık.
Yıl 2004, Aylardan 19 Aralık, günlerden ise pazartesi idi…
Ve şimdi ise aradan geçen 10 yıl sonrasında, yine bir Aralık ayında daha etkili, daha saygın, daha çok okunan bir gazete çıkarmak için yola çıktık.
Yeni yılın ilk günü bizim için hep yeni bir başlangıçlıkların ilk adımları oldu.
****
İki yıl önce, 2013 yılının başında Cengiz Alçayır, Mehmet Mert ile biraraya geldik.
“50 bin trajlı ulusal bir gazete çıkarılım” diye…
Günlerce konuştuk.
Ve sonunda Mehmet Mert büyük projemizden vazgeçti.
Üçlü konuşmamızın üzerinden çok üzun süre geçmeden Mehmet Mert ile biraya gelerek, “gazeteleri birleştirelim” projesini konuştuk.
Sonra gazeteleri birleştirmenin doğru olmadığını hem gelirlerimizin ve hemde Basın İlan Kurumu’ndan aldığımız resmi ilan payımızın düşeceğini görerek vazgeçtik.
Ardından Büyükçekmece Gazetesi’nin sahibi Şerafettin Ural ile biraraya geldik. Kendisine bizim gazetelerimizi almasını yada kendisinin gazetesini satmasını konuştuk.
Sonunda Büyükçekmece Gazetesi’nin Basın İlan Kurumu resmi ilan haklarını satın almaya karar verdik.
Haberdar Gazetesi’de Basın İlan Kurumu haklarından vazgeçen bir dilekçe verdi. Ve Ekim 2013 tarihinde Basın İlan Kurumu Resmi İlan hakkı olan Gerçek Gazetesi üzerinden ilk ortaklığımıza başladık.
Haberdar ve Gerçek Gazetesi olarak yeni bir gazete çıkarmaya karar verdik. 1 Kasım tarihinden itibaren Gerçek Gazetesi’nin resmi ilan hakları üzerinden, Gazete İstanbul ismiyle yolumuza devam etmeye karar verdik.
Elinizde tuttuğunuz gazete, Gerçek Gazetesi’nin kurumsal kimliği üzerinden devam eden bir gazete olduğunu hatırlatmak isterim.
****
1 Kasım 2013 tarihinden itibaren tüm hukuki haklarımızı koruyarak Gerçek Gazetesi’nin ismi Gazete İstanbul oldu.
Gerçek Gazetesi’ni ve Haberdar Gazetesi’ni ise resmi ilan hakkı olmadan 2014 yıl sonuna kadar devam ettirmeye karar verdik.
Bu aradar yıl içersinde o kadar çok farklı şey konuştuk ki anlatamam… En çok da farklı öneri getiren de ben oldum.
2013 yılında ortak bir projede buluşamadığımız Cengiz Alçayır arkadaşımıza, Ağustos 2014 yılında benimle ortak projede yer alıp almayacağına yönelik bir teklif götürdüm. Ve Eylül ayında, ayrıntılı konuşmasak da, gazetenin başına Alçayır’ın geçerek, Gerçek Gazetesi’ni beraber çıkarmaya karar verdik. Projenin genel ilkelerinde anlaştık. “Kervan yolda düzülür” diyerek, önümüze çıkacak sorunları ilkesel birlikteliğimiz üzerinden çözebileceğimiz konuştuk. Çünkü amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemekti.
****
Eylül ayının sonunda kendi şirketimizi kapatarak, Ali Tarakcı-Cengiz Alçayır ortaklığı olarak şirketimizi kurarak resmi olarak yola devam ettik.
Bu arada, Mehmet Mert arkadaşımıza da bu proje içersinde yer alması gerektiğini belirterek, defalarca üçlü olarak biraraya geldik. Ekim ayının başında Gerçek Gazetesi’ni kapadık.
Ve en son olarak 13 Kasım Perşembe günü Mehmet Mert’e, 14 Kasım Cuma akşamına kadar Haberdar Gazetesi’ni kapatmaz ise yola ikimizin devam edeceğini, birdaha ortaklığımızın gündeme gelmeyeceğini net olarak kendisine ilettim.
Ve Cuma günü çalışanlarıyla bir toplantı yaparak, gazeteyi kapatacağını ve Gazete İstanbul olarak yola devam edeceğini açıkladı.
Pazartesi günü resmen Mehmet Mert, Cengiz Alçayır ile üçlü beraberliğe yelken açtık.
****
Tam 10 yıl önce kurduğum Gerçek Gazetesi, bugün Gazete İstanbul olarak 19 Aralık 2014 yılında 10. yaşını bitirdi. Elinizde tuttuğunuz Gazete İstanbul Kasım 2013 tarihinden itibaren bölgenin tek resmi ilan gazetesi olarak yoluna devam ediyor.
2015 yılı ise Gazete İstanbul için, yepyeni hedefler olacak…
Köşe yazarlarımız ve dağıtımdaki arkadaşlarımız hariç, 25 kişilik kadrosuyla bölgenin en etkili gazetesi olarak yeni projede, iki ayı tamamladık.
Bugün aylık 100 bin trajıyla, 9. ayın sonunda günlük 10 bin trajıyla, 12. ayın sonunda ise İstanbul’un en etkili günlük kent gazetesi olarak, ulusal bir gazeteye dönüşebilmenin sancılarını yaşayacağız.
Bir aksilik olmaz ise 2016 yılının ilk günlerinde yazacağım yazı ise, yeni hedeflerimizi açıklayan ve yaptıklarımızı anlatan bir yazı olacak.
****
Kimi küçük beyinli adamcıklara, yaptığımız projeyi anlayamayacak kadar fesat adamcıkların, üç insanın biraya gelmesinin ardında küçücük zekaları ile hesaplar arayan adamcıkların, hayatında kendisine benzeyen yada benzemeyen bir adamla bile yan yana gelemeyecek ve yol yürümeyecek olan adamcıkların; kulaklarına küpe olmasını istediğim, ortaklarıma da defalarca altını çizerek anlattığım birşeyi bir kez de burada yazayım.
Bu projeyi hayata geçiremez isem, bir daha 8 sayfalık siyah beyaz bir gazeteyi çıkarmayacağım.
Yerelde gazetecilik yapmayacağım.
Bunları söylemek, 8 sayfa günlük yada haftalık, aylık gazete çıkaran arkadaşlarımı küçümsediğim için değildir. Çok büyük zorluklarla, fedakarlıkla gazetelerini çıkaran meslektaşlarıma hiçbir sözüm yoktur. Kendilerini kutluyorum.
Ancak yukarıda ki iddia şahsıma ait. Bu sözü söylerken kimseyi aşağılamak ve küçümsemek için söylemiyorum. Bir iddiamı ifade etmek için kullanıyorum.
Kimi küçük adamcıklar bu sözü bile aleyhimde kullanıyorlarmış…
Üçlü ortaklığımız arkasından küçücük zekaları ile başka şeyler arayanlara söyleyeceğim şudur. İşinize bakın…
Gerçek Gazetesi’ni çıkardığımda da arkamızda birilerini arayanlar bugünde ortaklığımızın ve projemizin arkasında birilerini arıyorlar ya… Aramaya devam etsinler.. Ancak bu aramalarının, kendilerinin de başkaları ile biraraya gelerek daha iyi bir gazete yapmak için olmalarını dilerim.
Ararken karşılarına çıkacak bir gerçeği buradan duyarayım. Bu proje üçümüze aittir. Kaynakları ise kutlama ilanları, aboneleri, seri ilanları ve resmi ilanlarıdır. Onun dışında konuşacakları herşey laf-ı güzahtır. Ve hikayedir… Fesatlıklarından uydurulmuş masallardır…
****
Ve tam dört aydır İstanbul’da yerel olarak en etkili gazetesini çıkarmanın, en çok konuşulan gazetesini yapmanın keyfini çıkarıyorum.
Ve yaptığımız haberlere açıklama gönderenlere de buradan hodri meydan diyorum.
Bizi mahkemeye verin. Yalan yazmışsak, asıl iddiaları gündeme getirmişsek, belgesiz ve bilgisiz haberlere imza atmışsak, tüm yasal haklarınızı kullanın…
Ve bilin ki, daha çok usulsüzlerinizi, hırsızlıklarınızı, yolsuzluklarınızı, zenginleşme hikayelerinizi yazmaya devam edeceğiz. Hemde akşamları yatağınızda uyuyamayacağınız bir şekilde…
Bekleyin…
Son söz: Ve buradan çağrı çıkarıyorum bir kez daha. Elinde kimin belge ve bilgi varsa bize gelsin. Doğruluğunu teyit ettikten sonra hepsine imza atarız. Kimseden çekinmeden, kim ne der diye düşünmeden, kamunun adına, gazetecilik ilkeleriyle çelişmeden yazacağımızın bilinmesini isteriz.
