Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Alptekin CEVHERLİ

“Genç Osman Dediğin Bir Küçük Uşşak!”

Alptekin CEVHERLİ Yazar Alptekin CEVHERLİ
12 Kasım 2009
Alptekin CEVHERLİ
2
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

‘Tarihten gelen her milletin’ efsaneleri vardır. Milletler o efsanelerinden aldıkları psikolojik güçle geleceklerine güvenle bakarlar. Millî özgüvenin oluşumunda, atalarından aldıkları psikolojik desteğin uluslar üzerinde yadsınamayacak bir değeri vardır.

Hatta Atatürk’ün bu minvalde dile getirdiği “Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde güç bulacaktır” sözü, konunun özeti gibidir.

Bir de tarihi olmayan milletler vardır.

Bunlar masa başında diğer uluslar tarafından rakibi bölmek ve güçsüz bırakmak için icat edilmişlerdir. Bunlara ait efsaneler yoktur.

Geçmişleri yoktur. (Gelecekleri de yoktur.)

Tarihleri yoktur.

Doğal sınırları yoktur.

Devlet haritalarının dahi gönye ve pergel yardımıyla çizildiği ve halen çizilmekte olduğu şıp diye anlaşılır.

Bu tip sonradan yaratılmaya çalışılan milletlere efsaneler uyarlanır.

Çeşitli ulusların efsanelerinden biraz alıntılar yapılarak, ‘creatif’ bir çalışma ile efsane ve destanlar oluşturulur.

Uyduruk bir tarih yamanır. Tarihin bir döneminde var olmuş, ancak diğer milletlerin arasında eriyip gitmiş esamesi dahi kalmamış krallıklar, işte sizin kahraman atalarınız diye ortaya sürülür.

Doğal sınırlar olmadığı için etnolojik bir yayılma haritası üzerinden zorlama olduğu çok belirgin olan sözde haritalar icat edilir. Bu haritalar her fırsatta Think-thank(s) kuruluşlarından ‘hatayla’ yayınlanır.

Ardından da yapay devletçikler ve milletçikler kurmak için çalışmalar somutlaştırılmaya başlanır.

 * * *

Ama burada çok ciddi bir sıkıntı baş ucunuzda beklemektedir.

Aynı bölgede yaşayan tarihin derinliklerinden gelip, geleceğe hükmetmeye hazırlanan milletler; bu hormonlu sera organizmasının doğal ortamda yaşamasına ne kadar izin vereceklerdir?

Söz konusu sera ortamının varlığı, kaç yıl daha bölgede sağlanabilecektir?

Sera dağıtıldıktan sonra esecek sert rüzgârlara ve fırtınalara bu hormonlu sera organizması kaç gün dayanabilecektir?

İşte bu ortamda genetik mühendisleri devreye girer…

Çevredeki gerçek ve doğal güçler; aşındırılarak bu hormonlu sera organizmasını ortadan kaldırmaları önlenmeye çalışılacaktır.

 * * *

Bir varlığı ortadan kaldırmanın üç yolu vardır.

Ya doğal yaşam imkânını ortadan kaldırırsınız. Bu durumda ya pılısını pırtısını toplayıp, doğal olarak yaşayacağı bir yere göçer. Ki bu, bin yıla yakın bir zamandır coğrafyamızda deneniyor…

Ancak gözden kaçan ilmî bir gerçek var, akıllı organizmalar çevre şartlarındaki değişikliklere uyum sağlarlar ve daha da önemlisi çevreye hükmederek onu kendi istedikleri yönde şekillendirirler. (Selçuklular ve Osmanlılar gibi)

Ya direkt olarak ortadan kaldırmaya karar verirsiniz. Ki o biraz sıkar…

Çünkü Kıbrıs Barış Harekâtı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda ve Haçlı Seferleri’nde sonucu görülmüştür.

Ya da O varlığı, bulunduğu ortamda değişime tabi tutarsınız.

Genetik yapısıyla oynarsınız. Kendi kendine üreyemez hale getirirsiniz. Tıpkı GDO olarak bilinen Frankeştayn gıdalar gibi…

Bütün yapısını allak bulak edersiniz. Kimliği, kültürü, özgüveni hiçbir şeyini bırakmazsınız.

Bütün değerleriyle alay edersiniz. Övünülecek tek bir dal dahi bırakmazsınız.

Biz filanca konuda dünyada bir numarayız denilebilecek bir tek şey kalmayıncaya kadar bitirirsiniz.

Hatta 3-4 askerinin başına çuval geçirip yoktan var etmeye çalıştığınız sözüm ona devletin kentlerinin sokaklarında gezdirirsiniz. (Oysa yaratmak, sadece ve sadece Allah’a mahsustur!)

Efsanelerine ve hatta yaşanmış destanlarına kadar tüketir, ya alay mevzuu yapar, ya da içindeki ulvi manâyı değersiz hale getirirsiniz…

Örnek mi?

Mesela bir Amerikan hamburgercisi ile İsveç-Finlandiya ortak karışımı bir cep telefonu firması bir reklâm hazırlayıp Türkiye’mizdeki televizyonlarda fır fır döndürüyor.

Kocaelili bir hemşehrimiz de (eminim ki farkında olmadan) tarihimizdeki en önemli şahsiyetlerden birisinin adını aynen kullanarak:

“Bana bak Genç Osman, seni ayağımın altına alır bir ezerim, bir ezerim…” diyor.

İşte sözün bittiği nokta burasıdır…

 * * *

Irak’ta Türkmenlerin en yoğun yaşadığı kent, bilinenlerin aksine Bağdat’tır. İki buçuk milyonluk Bağdat’ta bir milyona yakın Türkmen yaşar.

Bu nedenle Irak’ın kuzeyindeki halk oylamalarında Türkmenler ezici çoğunlukla parlamentoya bir türlü giremez. Çünkü Bağdat oylamanın dışında bırakılır.

Türkiye’nin bölge ile ilgili hafızasındaki ‘Genç Osman figürü’ önemli bir şahsiyettir.

Öyle sivri topuklu ayakkabı altında ezilmesi hayal bile edilemeyecek ve edilmemesi gereken örnek bir kişiliktir.

Peki Genç Osman kimdir?*

Kimdir ki, adı sözüm ona ayaklar altında ezilmek şeklinde geçtiği için bu kadar kıyamet kopmaktadır?…

Osmanlı Devleti 17’nci yüzyılın başlarında eski güçlü günlerinin özlemiyle toparlanmaya başlarlar.
4’ncü Murat gayretli bir sultandır, kanserleşmeye başlayan İran meselesine çekinmeden neşter atar.

Tez günde Yeniçeriyi derler toparlar yola çıkar. Sadece Revan’ı (Erivan’ı) almakla kalmaz (1635), Ahıska’yı da kurtarır, yörede sükuneti sağlar.

Ancak İran kuvvetleri Padişah İstanbul’a dönünce Bağdat’a girer, halkı kırıp geçirir. Mukaddes mekânlara saldırırlar.
Sağa sola ulaklar koşar, tellallar davul vurur “Duyduk duymadık demeyin” diye haykırırlar: “Sefere gönüllüler dahi katılaaa!”
Bu çağrı büyük bir yankı bulur, mücahitler adlarını yazdırabilmek için kuyruk olurlar, ancaaak…
Daha yüzünde ustura dolanmamış tüysüz diye nitelenen Genç Osman da orduya başvurur.

Henüz 15-16 yaşındadır, Bağdat’ta yapılan katliamları duyunca yemekten içmekten kesilir, uyku tutmaz olur.

Henüz üç aylık evlidir, hanım hanımcık bir eşi ve nur yüzlü bir anası vardır.
Nitekim ağzını yüzünü poşularla örtüp karargâha gider ve adını yazdırır.
Fakat Sultan Murat, bebek yüzlü bir yeni yetmenin gönüllü yazıldığını duyunca felaket kızar. “Çağırın bre o söz dinlemezi” deyince, huzura çıkarırlar.
Murat Han, “Sen cengi oyun mu sanırsın? Yiğit dediğin güçlü kuvvetli, boylu boslu olmalı, bıyığında tarak durmalı!”
Osman, kaşla göz arasında kuşağından kemik tarağını çıkarır ve bir an dahi tereddüt duymadan üst dudağına saplar.

Tarağın dişlerinden sızan kan çenesinde toplanıp zemine damlar, koca otağda tek ses çınlar…
Şıp… Şıp… Şıp! 
Sultan Murat ve hazirun donar kalırlar.

Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak
Askerin içinde birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman!
Genç Osman, Bağdat önlerinde ölümüne çarpışır.

Nihayet kırkıncı gün seher vakti ortalık karışmıştır, savaş ortadadır. Delikanlı nasıl yaparsa yapar, kaleye sızar.

Vurulur, vurulur, vurulur… Okların sayısını dahi hatırlamaz, canını dişine katar ve kapıyı aralar.

Okla öldüremeyeceklerini anlayan düşman askerlerinden birisi, kılıç darbesiyle Osman’ın başını koparır.

Osman başını yerden alıp koltuğunu altına alır, diğer elinde tuttuğu kılıcıyla başını koparan düşman askerini de öldürür. Ve kapıyı açık tutar…

Düşman ordusu, öldüremediği bu başsız kahraman karşısında psikolojik olarak çökmüş ve kaçmaya başlamıştır!

Sultan 4’ncü Murat göz yaşları içinde “Hücum!” emri verir!

Bağdat işgalden kurtarılmıştır.
Of ooof!
Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı.
Kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçti Genç Osman!
Şehitlere serdar olan Genç Osman, halen şirince Bağdat’taki (Türk şehitliğinde) yatmaktadır…

İlgi firmalar ve dikkatinden kaçtığından emin olduğumuz sanatçıdan derhal bu durumun düzeltilmesini ve Türk Milletinden özür dilenmesini bekliyoruz!

* Sayın R. Soytürk’e teşekkür ederim.

Paylaş
Etiketler: kültürtarihtoplum
Önceki Yazı

Memura A.Ş.

Sonraki Yazı

Muhalefet Sorunu

Alptekin CEVHERLİ

Alptekin CEVHERLİ

Alptekin Cevherli (d. 3 Ocak 1975, Ankara), Türk siyasetçi ve yazardır. Tüm öğrenim hayatı İstanbul'da geçmiş olup, Aksaray Mahmudiye İlkokulu ardından bir yıl Fatih Erkek Koleji'nde İngilizce eğitimi almıştır. Sonra, Fatih Ahmet Rasim Lisesi, ardından İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1998 yılında mezun olmuştur. Ayrıca halen Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde öğrenim almaktadır. 1992 yılından beri çeşitli gazetelerde Türk dış politikası ve terör konulu yazıları yayınlanmakta olan yazarın ilk olarak 1992 yılında haftalık Özden Gazetesi’nde başlayan yazı hayatı daha sonra aylık Ufuk Ötesi Gazetesi'nde, Liberal Demokrat Gazete’de, Fatih’in Sesi’nde, Star Gazetesi’nde ve Yeniçağ Gazetesi'nde devam etmiştir. Halen kendisine ait bir internet haber sitesinde ve Ufuk Ötesi Gazetesi’nde yazıları yayınlanmaktadır. Çeşitli radyo ve televizyonlarda Türk dış politikası ve dünya stratejileri üzerine mülâkatları yapılmaktadır. 2001 yılında Liberal Demokrat Parti Gaziosmanpaşa İlçe Yönetim Kurulu üyesi olarak faaliyet göstermiş olup 2002 Mayıs ayında bu görevden ayrılmış ve LDP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyeliğine atanmıştır. Daha sonra 3 Kasım 2002 seçimlerine doğru LDP İstanbul İl Genel Sekreterliği görevine seçilmiştir. Kendisinin ayrıca Türk Dünyası ile ilgili pek çok çalışmaları vardır. TÜSİAD’ın aylık Vizyon Dergisi’nin Genel Yayın Müdürlüğü’nü gerçekleştirdikten sonra halen Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği’nin yayın organı olan Bul-Türk Dergisi'nin Yazı İşleri Müdürlüğü'nü, ve http://www.siyasibakis.net adlı internet haber sitesinin yönetimini sürdürmektedir. Kocaeli'de Kent Konut A.Ş.'nin Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini yürütmektedir. “Gönül Gözlü Yâr” ve "Altın Şafak Büyüsü 'Kabala'" adlı yayınlanmış iki kitabı mevcuttur.

İlişkili Yazılar

Alptekin CEVHERLİ

Gel Vatandaş, Ajana Gel!

31 Ekim 2010
5k
Alptekin CEVHERLİ

Amerika’yı Yeniden Keşfetmeye Gerek Var mı?

31 Ağustos 2010
5k
Alptekin CEVHERLİ

Oy Kullanmayanların Şikâyet Hakkı Yoktur!

10 Temmuz 2010
5k
Alptekin CEVHERLİ

Doğu Türkistan’ı Unutmadık Değil mi?

06 Temmuz 2010
5k
Sonraki Yazı

Muhalefet Sorunu

Yorumlar 2

  1. Halil DAĞ says:
    16 yıl önce

    Günün yazısı.
    Kendi adıma teşekkür ederim.
    Sözlerinize bir iki katkı yapmak istiyorum, ama vakit geç oldu. Umarım yarın dingin biz zihinle yazma imkanım olur.

    Saygı ve Selamla.
    Halil DAĞ

  2. Uğur ÖZALTIN says:
    16 yıl önce

    Çok güzel bir yazıydı kutluyorum.
    Tarihi kızılderili katliamları ve afrikalı zencilerin ticari köleliklerinden ibaret olan devletin paralı askerlerinin GENÇ OSMAN ı anlamaları, Çanakkale de Seyyid Onbaşı yı anlamalarını beklemiyorum zaten.

    Ama bizi yönetenler onları hatırlamıyorsa işte orda durur düşünürüm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap