Asırlardan beri “Muhammedi Ocak” olarak anılan, anaların yavrularını Vatana kurban adadıkları için ellerine kına yakarak, özel merasimlerle askere gönderdikleri efsane değil, imanın gereği, köklü geleneklerimizdendir.
Askere giden herkesin adı Mehmet’tir. Nöbette Mehmet, siperde Mehmet, savaşta Mehmet, barışta Mehmet, elbisesiyle sokakta Mehmet, evde Mehmet ve Muhammedcikten gelen MEHMETÇİK..
“Oğlum seni vatan için doğurdum, asker olasın diye bekledim” diyen ana/babalar, hayal mahsulü ve sadece hamaset değildir.
Bedir Kuyularındaki Mehmet’le, İstiklal Harbi, Çanakkale ve bugün PKK’ye kurban verilen Mehmetler arasında fark yoktur. Şehitlerin kan bedeli olmaz, olamaz…
Orduyu, askeri, Mehmed’i temel değerlerinden koparıp, asâletinden parsa toplamak isteyen, Ergenekon oyunlarında foyaları meydana çıkan zihniyet; aynı zihniyet, aynı düşüncedir, değişmez.
Aylardan beri Türk milletini ilgilendiren; bazı kanal ve medya yayın organları tarafından siyasi malzeme olarak kullanılan “Bedelli Askerlik, Vicdani Ret”¸ yeni bir oyun ve aziz milletimize hazırlanan bir tuzaktır desem, abartmış sayılmam.
Başta ABD. Şeytanı olmak üzere, AB, Ermeni, Yahudi, Mason, Emperyalist Güçler, İslam’ın ve birliğimizin düşmanları yeni bir ateşi körüklemek gayreti (!), sevdası (!) hayali içindedirler.
Genel seçimde bedelli askerliğe şiddetle karşı çıkıp, referandum yapmak isteyen AK Parti İktidarının, ani bir çark yaparak bugün bedelli askerliği savunması, teklifi imzaya açarak, meclise getirmesi ayrı bir garabet ve hatta olarak tarihe geçecektir.
Neden bedelli askerlik ve vicdani ret? Neden şehitlerin kanı bedelini gündeme getirmek, istismar etmek, siyasi malzeme olarak kullanmak? Şehit cenazelerinde, şov yapmak?
Askerlik çağına gelen her vatandaş, bu mübarek görevi yaparak evine gururla dönecektir. Zengin, karnı şişkin, mutlu ve putlu azınlık para ödeyerek askere gitmeyecek, Mehmetçik olmayacak, o ocağın karavanasından yemek yemeyecek, nöbet tutmayacak; garip, yoksul, mazlum ana kuzuları askere alınarak, PKK’ya şehit verilecek. Yok böyle bir yağma ve zihniyet… Böyle bir eşitsizlik ve adalet olamaz. “Alavere, dalavere fakir Mehmet nöbete” yaftası, hiç olamaz…
Yapanlar kim olursa olsun, manevi ve millî ihanet içindedir. Bu kanun çıktığı zaman şehitler ölür, Ak Parti biter.
Beni telefonla arayan bir şehit babası; hüngür hüngür ağlayarak, ‘para gerekirse biz verelim. Benim şehit oğlumu kim geri getirecek” diyordu. Ben de ağlamak zorunda kaldım..
• “Askere gitmeyene iş, kız verilmeyen, askerliğin vatan borcu kabul edildiği, hatta milletin ‘asker’ sıfatıyla tanımlandığı (asker millet) ve otuz yıldır terörden temizlenemeyen bir toplumda, bedelli askerlik konusunda da vicdani ret meselesinde de bu kadar sancı çekilmesinden, bu konuların uzun uzadıya tartışılmasından daha olağan bir şey olamaz.”
•“Yemen yolu çamurdandır
Karavanam bakırdandır.
Zenginimiz bedel öder
Askerimiz fakirdendir…”
• Usta gemin su alıyor”
Diye yazanlar, haksız değildir. Su alan geminin batması mukadderdir.
Ak Partinin mayasında tuzu bulananlar üzülüyor, sızlıyor, ağlıyor ve gelecek güzel günler için geminin batmasını istemiyor. Koltuk kapanlar, köşe dönenler, menfaat tacirleri yanında, mayayı korumak isteyenlere kulak verilmesi gerekir. Yoksa ay bacayı geçtikten sonra, yapılacak bir şey kalmaz. Bizden de söylemesi…
“Bedelli Askerlik” kanunu çıkarmak isteyen iktidar ile aynı düşüncede olanlara ithaf edilmek üzere Mehmetlere hitabeden bir şiirimi buraya almak istiyorum:
MEHMEDE YAPTIRDIK TARİHTEN MEZAR,
TARİH-İ KADİMLER DESTANIN YAZAR,
VATANA YAN BAKANIN MEZARIN KAZAR,
ŞEHÂDET ŞERBETİ İÇ AZAR AZAR.
MEHMEDİM MEHMEDİM ŞANLI MEHMEDİM,
ORDUMUN İÇİNDE NAMLI (ÜNLÜ) MEHMEDİM!
MEHMET BU GÜZELLİK VAR MI SOYUNDA?
ELVAN ELVAN GÜLLER AÇAR KOYNUNDA,
ŞEREFİN, NAMUSUN TÜFEK BOYNUNDA,
ÇALKALANIR, COŞAR FIRAT SUYUNDA.
MEHMEDİM, MEHMETÇİK CANIM(KANIM) MEHMEDİM,
BÜTÜN DÜNYA BİLİR ÜNÜN MEHMEDİM!
MEHMEDİ ETTİLER MELEKLER GELİN,
CENNET-İ ÂLÂDA MEKÂNIN BİLİN,
TÜRKÜN KALESİNDE BAYRAKTA ELİN,
AĞLARSA ANALAR GÖZYAŞIN SİLİN.
KEMÂLE ADINI VEREN MEHMEDİM,
ŞÜHEDÂ GÜLLERİ DEREN MEHMEDİM!
