Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cihan HAYIRSEVENER

“Aha Yogirdi, Aha Da Gaymaği!..

Cihan HAYIRSEVENER Yazar Cihan HAYIRSEVENER
28 Mart 2008
Cihan HAYIRSEVENER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Çok sevdiğim fıkradır. Zaman zaman da yazılarımda, sohbetlerimde kullanırım.
Doğu’da oldukça geniş bir aşiretin ağası, mebus olmaya karar vermiş. Toplamış bütün aşiretini bir köyünün meydanına, başlamış nutuk atmaya…
Beni seçerseniz, şöyle yapacağım, böyle yapacağım… gibilerinden. Sanki köylünün başka alternatifi varmış gibi… Neyse ağa konuşmuş konuşmuş ve son sözünü de, sağ eliyle önündeki kalabalığı işaret edip, sol eliyle de kendini göstermiş ve;
“Aha yogirdi, aha da gaymagi!..”

Şimdi önceki gün 7 sivil toplum kuruluşu bir araya gelip, sağduyu çağrısında bulundu.
Hani öznesinin olmadığı iddia edilen çağrıda, öznenin toplumun her kesiminin, her katmanının olduğu varsayılarak…
“Herkes bir adım geri atsın” da denilerek.
İktidarıydı, muhalefetiydi, yargısıydı, ordusuydu, medyasıydı, kamuoyuydu…
Fakat, her ne hikmetse toplumun hiçbir kesimi de, öznede kendisinin olmadığını öne sürüp, bir adım geri çekilmeyi kendine zul kabul etmeye başladı.

Bu da bana bir kez daha yıllar öncesini hatırlattı.
Önceki gün, yine tarih tekerrür mü ediyor diyerek bu köşede görüşlerimi ortaya koymuştum.
Çevremde çok sık duyduğum sözlerden birinin de “Neden Ordu, hâlâ yönetime el koymuyor?” diye sorar olduğunu belirtmiştim.

Ne yazık ki bu iddiamda hâlâ ısrarlıyım ve bu ısrarım da giderek kuvvetlenmeye başladı.
12 Eylül öncesi, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e bir mektup vererek, bunu iktidar ve muhalefet liderlerine vermesini ister.
Yani Süleyman Demirel’e ve rahmetli Bülent Ecevit’e.

Mektubu bir müddet çekmecesinde saklamayı tercih eden rahmetli Cumhurbaşkanı Korutürk, her geçen gün anarşi ve şiddet ortamının artmasına karşın, her iki liderin de köprüde karşılaşan iki inatçı keçi örneğindeki gibi tek bir geri adım atmaması ve sürekli toslaşmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı daha fazla gizleyemez ve her ikisini de çağırıp, mektubu kendilerine verir.
İlk tepki Süleyman Demirel’den gelir; “Mektubun adresi bana deel!..” diye.

Bülent Ecevit’in cevabı da gecikmez; “Bize hiç değil…” şeklinde kamuoyuna yansır.
Sonuçta her iki lider de adresin kendileri olmadığını söyler ve davul zurna çala çala 12 Eylül müdahalesini birlikte davet ederler.
İşte her ikisinin de birer adım geri atmama ısrarı, ülke demokrasisinin askıya alınmasına, ülkenin yıllarca askeri yönetim altında kalmasına yol açar.

İşin garip tarafı da, bu durumdan hem en çok sıkıntı çeken kendileri olmuştur, hem de en çok şikayet eden de…
Zorla farklı bir rejimi davet eden bu iki muhterem, partilerini kapattırmışlar, gözetim altında aylarca kalmışlar, hatta cezaevine düşecek boyutlara gelmişlerdir.
Ortada tek bir neden vardı, o da uzlaşmazlık!..
Ülke, onların bu inatçılığı sayesinde nerelere gelmiştir.
Hep birlikte yaşadık o günleri.

Peki ya şimdi?
Bu günlerin o günlerden ne farkı var?
Belki Ordu, artık 1980’in Ordusu değil. Demokratik teamüller çerçevesinde çözüm bulunmasından yana tavır koyuyor olabilir. Buna rağmen yine de 27 Nisan muhtırası gibi bir e-muhtıra vermekten de kaçınmıyor.
Gerçi biz alışık bir milletiz, Ordu’sunun sık sık muhtıra vermesine, hatta yönetime el koymasına da, gidinin Avrupalı’sı bir türlü alışamadı işte!..
Baksanıza günümüzde bile seslerini yükselten kimi çevreler Ordu’dan medet umar hale gelmesi, kulak arkası edilecek bir durum değildir.

Neyse, dediğimiz gibi önceki gün yapılan sivil toplum kuruluşlarının muhtırası da, ne iktidar, ne muhalefet ve ne de diğer kurum ve kuruluşlar tarafından kabul görmüş görünmüyor şimdilik.
Herkes, adresin kendisi değil, karşısındakinin olduğunu vurguluyor.

İşte bu kadar basit, işte bu kadar kolaycıyız. Görmüyoruz, duymuyoruz, söylemiyoruz felsefesiyle alabildiğine yokuş aşağı bir yerlere doğru koşuyoruz.
Artık ya tökezlenip yuvarlanacağız, ya da yokuşun sonunda bulunan denizin dibinde soluk almaya çalışacağız!.. Ne kadar alabilirsek tabii!..

Tekrar yazımızın başında yer alan kısa ama bana göre son derece anlamlı fıkraya dönersek, toplumda yaşanılan bunca sıkıntıya karşın, hep siyasetçileri suçlamayı da bir başka kolaycılık olarak görüyoruz. Vur abalıya cinsinden.
Evet, tabii ki siyasetçinin suçu büyük. Büyük de, bir de onları oraya gönderen bizlerin hiç mi suçu, hiç mi yanlışı, hiç mi kabahati yok?
Sonuçta, ağanın dediği gibi yoğurt biz isek, kayma-ğı da Ankara’ya gönderdiklerimiz oluşturmuyor mu?
O zaman şikayet etmenin, yakınmanın yeri-ne iyi kaymak tutmaya neden yanaşmıyoruz?
Kaldı ki, halen bile onların yaptıkları konuşmaları destekliyor, oy oranlarını arttırmıyor muyuz?
Bakın partilerin grup toplantılarına, ya da liderlerin gittikleri şehirlerde yaptıkları konuşmalara…
İki kelamın ardından toplum bağırıyor “Türkiye seninle gurur duyuyor…” diye.
Allah Allah… Nasıl böylesine iddialı bir söz söylenebilinir ki?
Ya da yine kalabalık tempo tutuyor; “Vur vur inlesin, falanca dinlesin!…”
Veya bir başka yerde “Biz buradayız, filanca nerede?..”
Örnekleri çoğaltmak tabii ki mümkün.

Kim söylüyor bunları? Sen, ben, o… Kısacası he-pimiz. Halk… Millet… Toplum…
Allah aşkına bir dakika durun ve düşünün. Bu sloganı duyan kim, bir adım geri atmaya yanaşır ki?
Hani bir reklam filmi vardı, “ver coşkuyu ver coşkuyu” diyen.

Bizler de toplum olarak veriyoruz gazı, veriyoruz coşkuyu, sonra da niye bunlar geri adım atmıyor diye soruyoruz?
Değişim değişim diyoruz da, neden bu değişime önce kendimizden başlamıyoruz ki?
Nedeni son derece basit!..
İşimize gelmiyor…
Hep karşımızdakinden bekliyoruz. Elimizi taşın altına koymaktan ürküyoruz, çekiniyoruz, hatta belki de korkuyoruz.
Hiç düşünmüyoruz ki, bireyin değişmesi ile toplumun değişebileceğini.
Eee, sonuçta yoğurt ekşi olunca kaymağı da böylesine tatsız oluyor işte.
Hem tat vermiyor, hem de acısıyla önce ağzımızı, sonra da midemizi ekşitiyor.

Böyle bir kaymağı yemeye devam ettiğimiz takdirde de, midemizde yapacağı gazı atmak için de mutlaka bir ilaç almamız gerekiyor biliyorsunuz…
Artık ilacın nasıl olacağına da siz karar verin…
Nasıl olsa sonunda yutacak olan da bizleriz!..

Paylaş
Etiketler: Cumhurbaşkanı Korutürkordupolitikasağduyu çağrısındasivil toplumSiyasetyönetim
Önceki Yazı

Toprak Reformu, Tarım Politikası ve Beyin Reformu Üzerine…

Sonraki Yazı

Böyle Sağlık Sistemi Nerede Var?

Cihan HAYIRSEVENER

Cihan HAYIRSEVENER

Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

İlişkili Yazılar

Cihan HAYIRSEVENER

Başkan Adaylarını Açıklayın

30 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

ATV’nin Nasıl Bir Ayrıcalığı Var?..

29 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Fırsatçılara Fırsat Tanıyanlar!..

28 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Kim Durduracak Bunları?

27 Ağustos 2008
5k
Sonraki Yazı

Böyle Sağlık Sistemi Nerede Var?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap