Söz insanı anlatan kelimeler birliğinin, kalbe asılığı kaldığı idamlık insan gibidir. Zamana boyun eğmeden yaşamak isterse, bir yerlerde bir çakıl taşı anına takılır ve düşer.Yaratılanı olduğu gibi kabul etmek ve ömrümüze ikame ettirmek zorundayız. Keşkelerin yansımalarından kurtulmak ve doğru yürümek için. Yaratılanı yaratandan ötürü halk edilidiği bilgi üzerine yaşamanın bedeli ebedi hasbihaldir.
“Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.”
MEVLANA
Aynalar arkasında saklanan tüm çirkinlikler, bir cam buğusunda güzelleşince, gönüllerde maviler yeşile çalar ve direnen aşklar firara adım atarlar sonu gelmeyen bir çıkmazın görünmeyen yansımasında.
“Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.”
KONFİÇYUS
Ziyan edilen sözler, nafile bir dürtüyle sarfedilirken umudun bittiği noktalarda, çığırtkan iki lakırtıya kurban edilirler, hiç anlam vermedikleri bir anda. Beşerin hassasiyetine yakın haddisizlikle, kardeş davranışların hakimiyetsizliği kırılganlıklarla vurur alemi saadet sahillerine. Muhabbetler gönül almayan, gönül verilmeyen ve gönle konmayan anlarda dudaklardan çıkan tutarsız sözlerde gaflet içinde ziyana uğrarlar.
“Hayatta hiç hata yapmamış birisi zaten hiçbir işe başlamamış demektir.”
HENRY FORD
Bir akrep masalına dönen hayatlar kıyameti bekleyerek, sürüne sürüne kendi etrafından gidişlere mahkum eder, yaşanmışlıklarını.
Kendini aşamayan bir akrep, kendi dairesi içinde bir gün mutlaka kendine zarar verir, bir kısır döngüdür, bu onların hayat felsefelerinde. Kendini zehirleyerek onurunu kurtarmak. Japonların Harakiri gafletine benzer bir adım vardır , düşünemeyen ama algılayan bir hayvanın hayatında. Oysaki insani çizgide savaşlar vardır, umuda ve hayallere ulaşmak için. Zamanın insan denilen varlığı getirdiği nokta ümide kırgın, sevgisiz ve çaresizlik intizarlarıla yaşanılan bir hayat olup çıktı umarsızca.
“İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar.”
BERNARD SHAW
“Ne aşktan anlayan ne sevgilerin gönlüne dokunan keremler, mecnunlar kaldı zamanımızda.
Neden ağladığını bilmeyen,
Neden kahkalar attığını anlamayan,
Neden acının yaşandığına anlam veremeyen,
Neden sevgiliye dair kalp çırpınışlarının varlığından kopan bir insan kalabalığı olduk, çıktık hayatın arsız ve dar sokak aralarında…” AYSUN GÜL
İlme yolculuklar; ışıksız ve kamili akıldan uzak, insani yaklaşımlarda soğuk buz kütleleri kadar titreten bir ayaz var artıkk.. Bir zamanlar deyip eskiden yankılanan seslerin ışıltılarıyla yaşamak yetmeyecek bir gün gelip bu yüreklere. Yanık bir beste değil mi? Mısralarda gizlenen.
“Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.”
KONFÜÇYÜS
Hep sevgiliye anlatılmak istenen cümlelerde, heran sevgiliyle anılan ve içlenen sözün bittiği dünlerde, ağıtları dua niyetine gökyüzüne bırakan niyetlerde, bu olmamalı yaşanması bahşedilen hayatın anlamı.
“Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.” M.K.ATATÜRK
Bu olmamalı insana verilen emanetin ellerindeki aydınlık beklentiler, solan bir güne açmadan bakışların ışıltı altındaki pırıltılarını; adaklar adanmalı ömre bedel bir hayata.
Bedeller ödenmeli sözlerin sevgiye yakın kıvrımlarına; nefesi yetesiye, soluğu kesesiye adanmalı adaklar, bir ömre bedel hayatlara.
“İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir.”
RİCHARD BERNEDİCİl
Varlıklar, varlığın gönül yolundaki ağrıları dindirerek, yaşamayı öğrenmeli. Herkes kendi hayatının kahramanı olmalı.
“Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.”
MEVLANA Hz.’nin sözüyle sözlerime virgül koymak istiyorum. Hayata hatayla bakmadan yaşamayı öğrenmek için hataları tekrarlamadan yaşamayı öğrenmeliyiz.
selam ve dua ile.