Soz zamanlarda Zeyrek’ten geçtiniz mi ? Haliç Unkapanı Köprüsü’nden ünlü Valens Su Kemeri ve Saraçhane Istanbul Büyükşehir Belediye Sarayı’na giden geniş caddenin sağ tarafında yıllarca SSK Müdürlüğü olarak hizmet vermiş olan SSK Zeyrek Tesisleri binalarının içler acısı durumunu gördünüz mü?
Bugün bana Cumhuriyet Dönemi’nin en başarılı binası hangisidir diye sorsalar, düşünmeden Zeyrek SSK Binaları’nı işaret ederdim. Sosyal Sigortalar Kurumu Yapı Kompleksi’nin mimarı, “Milli Mimari” akımının öncülerinden 1988 yılında kaybettiğimiz Prof. Mimar Sedad Hakkı Eldem Hocamızdır. O “devlet sanatçısı” ödülünü kazanan ilk mimardı. 1986 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü aldı. İstanbul Zeyrek’te 1962-1964 yıllarında inşa edilen SSK Kompleksi’nde tarihsel çevreye tam uyum sağlayan bir mimari anlayış benimsedi. Geleneksek Türk mimarlığının yatay çatı çizgisi, geniş saçaklar, yanyana sıralanmış 1×2 oranlı pencereler, çıkmalar gibi öğeleri kullandı. Meyilli arsada yapıyı bloklara parçalayarak Valens Kemeri’ne doğru zarif bir şekilde kademelendirdi. Osmanlı mimarisinin niteliklerini çağdaş üsluba taşıyan bu proje özgün mimarimizin hiç şüphesiz başyapıtıdır.
Hoca’nın yapıtları arasında Amerikalı Mimarlar ile birlikte Istanbul Hilton Oteli, Yalova Termal Oteli, Ankara Gümrük ve Tekel Müdürlüğü, Ord. Prof. Mimar Emin Onat birlikte IÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, AÜ Fen Fakültesi, Sultanahmet Adliye Sarayı, Fındıklı Akbank Genel Müdürlüğü, Prof. Mimar Hamdi Şensoy ile Taksim Atatürk Kitaplığı, Boğaziçi’nin iki yakasında sayısız köşkler ve yalılar, Ankara ve yurtdışında büyükelçilikler, ‘Türk Evi’ ve ‘Milli Mimari’miz alanında kitaplar, tarihi binalar, köşkler, kasırlar ve sarayların rölöveleri sayılabilir. Hoca Fındıklı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde yıllarca mimarlar yetiştirdi, mimarlığın bilim ve sanatını sonuna kadar yaptı, eşsiz arşivlerini de bizlere bıraktı.
Evvelki gün SSK Zeyrek Binaları’nı görünce bu ülkenin bir mimar ve şehirplancı hocası olarak kendimden utandım. Yapılar perişan, virane durumda, pencerelerde klima cihazları ve hortumları, cepheler ve çevre pislik içinde. Hocaların Hocasının bize miras bıratktığı diğer bir eser, Maçka Taşlık Kahvesi de Swissotel in inşaatı sırasında katledildi. Bu anlayış benim TC Riyad Büyükelçiliği’nin dekoratif havuzlarına taş dolduran zihniyetle aynı olsa gerek…
Ne biçim bir millet olduk biz ! Nerede SGK yetkilileri, nerede Büyük Belediyesi Mimar Başkan’ım, nerede Anıtlar Kurulu, nerede Mimarlık ve Sanat Dernekleri, nerede asistanları, öğrencileri, ve nerede Mimarlar Odası ve diğerleri?
Bir geçiş ve dönüşüm yaşayan Türkiye’nin gündemi o kadar dolu ki, sanat ve mimarlık konuları gündemin altlarından şimdi en son sırasına indi. Bu gibi konular ancak gazetelerin haftasonu eklerinde yer bulabiliyor. Ancak, unutmayalım: ‘Geçmişiyle bağlarını koparan milletler yok olmaya adaydır.