Sayın Genel Kurmay Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Meclis Başkanı ve Sayın Cumhurbaşkanı, bu mektubumuz başta sizlere ama şahıslarınıza aittir. Mektubumun aşağıdaki içeriğine bakarak, kalkıp meclise, hükümete, orduya, Cumhurbaşkanımızın makamına hakaret ediliyor, tahkir ediliyor diye hükümler çıkararak, yazımızı Cumhuriyetim savcılarına ve mahkemelerine havale etmeye kalkmayın!
Bu millet 30 yıldan beri, otuz bin küsur evladının öldürülmesinden, katledilmesinden, on binlerce evladının terör vahşetinden, çok ciddi kayıplara uğramasından ve yaralanmalarından ve onların acılarından, ülkemiz halkının uğradığı çok büyük kayıplardan bıktığı, usandığı, söylenmedik laf bırakmadığı elinde yazılacak yazısı kalmadığı doğrudur. Sizlere olan sevgisinin, sizlere olan saygısının devam ettiğini de artık hiç sanmayın. Bunlar varmış gibi gözüküyorsa da, bunlar kerhen yapılmaktadır. Sen 70 milyon nüfusunla, dev ekonomik kaynaklarınla, yarım milyonu geçen ordun ve ona yakın jandarman, polisin, mitin, korucuların ve görevlilerinle, arkanda bulunan milyonlarca halkının, kamunun mevcut desteğinle ve ortaya koydukları büyük güce rağmen terör konusunda vardığın nokta yüz kızartıcı tablodan bir adım ileri gitmiş değildir.
Yukarıdaki makamların ülke düzeyinde saygınlığı vardır ve devam ediliyor diyorsanız bu da laftadır, sözdedir. Kimsenin bu makamlara karşı güveni, sevgisi, saygısının kaldığını söylemek kolay değildir.
Sen her gün 3, 5, 10 hatta 15, 20, 25 vatan evladını, askerini, polisini, korucunu, halkını, öğrencini terör kurşununa veriyorsan, bu ülkenin halkından, uçan kuşundan, denizdeki balığına kadar, bütün canlısından artık sevgi ve saygı beklemezsin, buna hakkın da yoktur.
Anadolu’ nun yarı ortasına kadar, bazen İstanbul’ un göbeğine ve Anakara’ nın merkezine kadar insanlarımızı talan ettirip ve kurşuna dizdiriyorsan ve arkasından bayraklar içerisinde, onlara şehitlik mertebesine çıkmaları nedeniyle törenler yapıyorsan bu törenlerde söylenen, atılan her söz ve nutuk arkasında ve önünde sana gönderilmiş küfür, hakaret ve en ağır lanet olabileceği hiç unutulmasın. Milletlerden iki yüzlülük beklenmemelidir.
Sen, dizi dizi, boy boy, pırıl pırıl vatan evlatlarını birer, ikişer düzine halinde al bayraklara sarıp, sıraya sokup defnediyorsan, yüreği yanan Türk Halkı sana gülen yüzüyle mi, mutlu yüzüyle mi, seven yüzüyle mi baksın? Ve ya bakar. Halk demiyor muki bunların hangisinde utanmak kalmışsa, arlanmak kalmışsa istifa denilen bir müesseseden haberdar değiller mi demiyorlar mı sanıyorsunuz.
Bu mağdur ve mazlum insanlar, ölen ve yaralanan bu ülkenin çocukları neden hep benden çıkıyor da , neden Çankaya’ dan, Nişantaşı’ndan, Bağdat Caddesinden, Şişli’ den, Erenköy’ den, Etiler’ den, Kadıköy’ den, Alsancak’ tan çıkmıyor. Neden bizim köyden, bizim evden bu cenazeler çıkıyor da, neden başbakanın, çok bakanın, az bakanın, güne bakanın, bakmayanın, neden müsteşarın, genel müdürün, milletvekilin, fabrikatörün, çok fabrikatörün, iş adamının, ar adamının, namus adamının yazlığından, yatından, katından, atından çıkmıyor? Siz, bu halk bunları sormuyor mu sanıyorsunuz?
Siz lütfen söyler misiniz 30 yıldan beri terörün yaratmış olduğunu tablolar karşısında, Cumhurbaşkanlığından başlayarak, ordumuzun Genel Kurmayımızdan 1.- 2. 3. Ordu Komutanlıklarına kadar, karacısından, denizcisine, havacısına kadar, jandarmasına, Ege Komutanlığına kadar çeşitli kolordular, tümenler, tugaylarına, bölüklere, bölük başçavuşlarına kadar, bu makamlarınızdaki her birinizden, terörün, yarattığı acı tablolardan, verilen iç yakıcı ölümlere kadar, yaşanan olaylardan, ızdırap çekip, istifa edeniniz oldu mu? Yahut istifa ettirdiğiniz oldu mu, kaçınız mahkemeye sevk edildi, görev ihlali ve suiistimalinden hatta vatan hainliğinden. Söyler misiniz şehitler ölmez de, vatan bölünmez de birazda ölmezler arasına siz girseniz ya, bölünmezler içerisinde birazda sizin eviniz barkınız bölünse ne olur. Neden ortaya konulan yüzlerce, binlerce fikirler değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Demek bilen sadece siz değilsiniz. Sizin bildiğiniz, yaptığınız çabalar ile 30 seneden beri varılan tablo ortada.
Siz istifa denilen müesseseyi bilmez, mahkemelerde yargılanmazsanız sizden de, ailenizden de yukarıda saydığım üst çevrelerden de şehit kanı akmazsa, her fikre kulaklarınızı kaparsanız istifa denilen müesseseden de haberdar olmazsanız bu memlekette daha çoook şehitler ölür ve vatanı bölmeye sevk etmiş olursunuz. Ordular söylev üzerine, tören üzerine, şölen üzerine oturmazlar. Ordular millet sevgisi üzerine ve millet saygısı üzerine otururlar! Bu bilinmiş ola!