Yazar Portal
Pazartesi, Nisan 19, 2021
  • Giriş Yap
  • Kayıt ol
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
İletişim
Yazar Portal
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Lozan’dan Diyarbakır’a

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
10 Kasım 2010
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Diyarbakır’da 18 Ekim 2010’dan beri KCK Davası Duruşması neredeyse kesintisiz devam etmektedir. Nisan 2009’dan itibaren başlayan KCK operasyonları sonunda halen 103’ü tutuklu olmak üzere toplam 153 kişi hakkında dava açıldı. Davanın iddianamesi ortalama 7.500 sayfadan ibarettir. Böyle bir iddianameyi tarafların okuyarak, akılda tutarak bir değerlendirme yapmaları ve cevap vermeleri oldukça zor olan bir durumdur.

KCK; Kürdistan Topluluklar Birliği anlamına gelen bir isimdir. PKK’nın kendisinin dışında kalan bazı Kürt grupları da içine almak ve PKK adının yol açtığı kötü çağrışımları örtmek için ihdas ettiği bir isimdir. Daha sonra Osman Baydemir’in açıklaması ile “KCK, PKK’nın kendisidir.” 2010 ve diğer geride kalan yıllarda PKK’nın yaptığı terör eylemlerine “zemin hazırladığı, destek olduğu, şehirlerde onun adına çalıştığı” iddianamenin ana vurgusunu oluşturmuştur.

Başta Hatip Dicle olmak üzere KCK sanıkları olan şahıslara bakıldığında, bunları PKK’dan ayrı düşünmenin hiçbir anlamı ve dayanağı yoktur. Ancak bunların büyük çoğunluğu PKK’nın partilerinde siyaset yaptıkları için ve Türkiye’de Hükümet eliyle bir “Kürt Açılımı” yürütüldüğü için, PKK’lıların dağdan şehre inmelerinin telkin edildiği bir dönemde şehirdeki PKK’lıların “PKK’lılıkları nedeniyle” yargılanmaları pek çok kimsenin hayret etmesine yol açmıştır. Cengiz Çandar’ın görüşüne göre “iddianame çürüktür.” Çandar’ın bu hacimdeki bir iddianameyi gerçekten ekleriyle birlikte okuyarak mı bu sonuca vardığını anlamak zor.

Ancak o tutuklu sanıklardan Fırat Anlı’ya atfen: “diyalog kurulacak son kuşağın tutuklanarak yargılandıkları” iddiasını sıkça vurgulamaktadır. Kendi yerini ise, “Kürtlerle dayanışma içinde olmak” diye açıklamaktadır. (Radikal Gazetesi, 22 Ekim 2010) PKK ve partilerinin Kürtlerin bir bölümünü temsil ettikleri tartışma götürmez. Ama bütün Kürtleri temsil etmediklerini en iyi bileceklerden birisi olan Çandar’ın kendi tutumunu “Kürtlerle dayanışma” diye açıklaması da oldukça abartılıdır. Hiçbir şekilde PKK’ya yakınlık duymayan Kürtler “bu dayanışmanın” neresindedir?

KCK duruşmalarında, savcının iddianamenin bir özetini okumasından sonra sanıkların kimlik tespiti ile birlikte yeni bir sorunda ortaya çıkmış oldu. Çünkü sanıklar, kendilerine sorulan sorulara Kürtçe cevap olarak : “Kerem ke, li virim” (Buyurun buradayım) karşılık verdiler.(Oral Çalışlar, Radikal Gazetesi, 6-11-2010) Ardından tüm sanıklar adına Hatip Dicle’nin “Kürtçe savunma yapmak istiyorum” talebi de mahkeme tarafından reddedildiği için yeni bir (aslında yeni de sayılmaz) tartışma da başlamış oldu.

Mahkemede Kürtçe savunma yapma isteği ile birlikte Lozan Antlaşması da sıkça gündeme gelmiştir. Çünkü Lozan Antlaşması’nın 19. maddesinin sanıklara böyle bir hakkı tanıdığı iddia edilmektedir. Buna karşılık Lozan Antlaşması’nın değinilen maddesi, anlaşmanın 9. bölümünde ve “Ekalliyetlerin Himayesi” başlığı altında yer almıştır.

Anlaşmanın 38. ve 44. maddelerinin ekalliyetlerin himayesine dair olduğu 37. madde de belirtildikten sonra 39. madde de:

“Gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk teb’ası, Müslümanların istifade ettikleri aynı hukuk-i medeniye ve siyasiden istifade edeceklerdir. Türkiye’nin bütün ahalisi din tefrik edilmeksizin kanun nazarında müsavi olacaklardır.

Din, itikat veya mezhep farkı hiçbir Türk teb’asının hukuk-i medeniye ve siyasiyeden istifadesine ve bilhassa hidemat-ı ammeye kabulüne memuriyet ve meratibe nailiyetine veya muhtelif mesalik ve sanayi icra etmesine bir mania teşkil etmeyecektir.

Bilumum Türk teb’asının gerek münasebet-i hususiye veya ticariye de gerek din, matbuat veya her nevi neşriyat hususunda gerek içtimaat-ı umumiyede herhangi bir lisanı istimal hakkına malik olmalarına karşı hiçbir kayıt vazedilmeyecektir.

Lisanı resmi mevcut olmakla beraber, Türkçeden gayri lisan ile mütekellim bulunan Türk teb’asının mehakim huzurunda kendi lisanlarını şifahi surette istimal edebilmeleri zımnında teshilat-ı münasebe ibraz olunacaktır.”
Görüldüğü gibi bu madde doğrudan azınlıklarla ilgilidir. Lozan Antlaşması’nda Azınlık (Ekalliyet) olarak ise yalnızca Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler kabul edilmiştir. Kürtler azınlık sayılmadıklarından azınlıkların yararlanabilecekleri haklar sıralanırken, Kürtlere yer verilmemiştir. Kürtler azınlık değilse nedir? Lozan’da bu tür soruları İsmet Paşa, Irak Kürtleri hakkındaki tartışmalarda, “Onlar da Türklerle aynı kökten gelirler, turanidirler, yalnızca lisanları farklıdır” diye karşılamıştır. Özetle Kürtler, Lozan Antlaşması’nda zımnen “Türk” sayıldıklarından, azınlık ise doğrudan din farkı olanlar ile Müslüman olmayanlar ile sınırlandırıldığından, Kürtler “Türk kütlesinden” sayılmıştır.

Bu yüzden Lozan Antlaşmasının 39. maddesinin KCK sanıklarının yargılanmasında onların Kürtçe savunma taleplerini, hukuki bir gerekçe olarak karşıladığı iddiaları hayli kuşkuludur. Buna rağmen Lozan Antlaşması söz konusu edilmeksizin KCK sanıkları savunmalarını niçin ana dilleri ile Kürtçe olarak yapmasınlar?

Doğrusu KCK sanıklarının kabullenir göründükleri görüşleri ile Kürtçe savunma talepleri arasında bir uyum bulmak zordur. Çünkü kendileri zaten “Türkçenin resmi dil olmasına” hiçbir itirazları olmadığını açıklamaktadır. Resmi dil bütün resmi işlerde en çokta mahkemede geçerli olmaz mı? Resmi dile itiraz olmayan bir topluluğun, Kürtçe savunma yapmakta ki ısrarı çelişkilidir. Üstelik sanıklarının tümünün ve avukatlarının Hatip Dicle tarafından okunacak bir Kürtçe savunma metnini anlayacağı kuşkulu değil midir? O Kürtçe savunmayı sanıkların tümü için, avukatlar için tekrar Türkçeye çevirerek anlamalarına sunmak gerekecektir. Pratik olmayan, uygulanabilir olmayan ve sanıkların açıkladıkları siyasi tutumları ile de çelişen bir talepte ısrar edilmesi, insani bir talepten öteye siyasi bir talebi mahkemeye kabul ettirme anlamı taşımaktadır.

Sanıklar, yeterince Türkçe bilmiyor olsalar, onların ana dilleri olan Kürtçe ise savunma yapmalarının temin edilmesi her şeyden önce bir insan hakkına dönüşecektir. Belki tercümanlar aracılığı ile bu insan hakkının yerine getirilmesi kaçınılmaz olacaktır. Ama KCK davasının bundan çok öteye sanıklar tarafından taşınmaya çalışıldığı açıktır.

Devletin ve dolayısı ile mahkemenin tutumu açısından da durum çelişkilidir. Kürtler nedir, azınlık mı çoğunluk mu? Eğer azınlık iseler, azınlık haklarından yararlanmaları, azınlık dilleri olan Kürtçeyi kullanmaları gerekir. İdari bakımdan bazı kısıtlamalar getirse bile Kürtlerin de buna razı olmaları gerekecektir. Aksine Kürtler azınlık değil, çoğunluk iseler, bu durumda çoğunlukta olmalarının bir sonucu olarak mahkeme de kendi dillerini kullanabilmeleri de bir hak olacaktır. Ancak görünen odur ki, Kürtler azınlık değildir. Azınlık haklarına sahip değildir. Çoğunluktan sayılmalarına karşılık, çoğunluğun dilini kendi dillerini mahkemede kullanamamaktadırlar. Çoğunluktan sayılma mantığına bu durumun tümüyle aykırı olduğu açıktır.

PKK yanlısı Kürtlerin bir sorun olarak gördükleri bu durumun aşılması kolay değildir. Dağda binlerce silahlı elemanın dolaştığı bir ülkede bütün bu taleplerin soğukkanlılıkla ve insan hakları çerçevesinde ele alınması da kolay değildir.

Bazı çevrelerin iddia ettikleri gibi Lozan antlaşması da bu sorun için bir çare olmaktan uzaktır. PKK yanlısı Kürtlerin önemli bir yanılgısı da budur, sorun saydıkları talepleri için Lozan vb batı merkezlerini bir hacet kapısı olarak görmektedirler. Hacet kapısını batı da aramaları ise kendilerini nüfusun büyük çoğunluğundan, Türklerden daha fazla koparmaktadır. Her ne kadar Çandar vb kimseler kendileri ile dayanışma içinde olsalar bile büyük çoğunluk giderek bu taleplere karşı daha çok mesafeli durmaktadır.

S E Ç İ L M İ Ş K A Y N A K Ç A

1-Lozan Sulh Muahedenamesi, TBMM Hariciye Vekaleti Yayını, Ankara, 1239/1923.
2-Lozan Tutanakları, Çeviren: Seha L. Meray, Yapı Kredi yayınları, İstanbul, 2010.

Etiketler: KCKKCK; Kürdistankürt açılımıMahkemede KürtçepkkPKK yanlısı
Önceki Yazı

Kahvenin Kırk Yıl Hatırı da Var Nefes Açıcı Etkisi de

Sonraki Yazı

10 Kasım

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

10 Kasım

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazarları

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son

Zevzeklik

11 Nisan 2021

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019

Kalifikasyon

18 Nisan 2021
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

03 Nisan 2021

“İngiliz Efsânesini Bitiriyoruz…” Atatürk Tarafından Verilen 450 Ton Altın

16 Kasım 2018

Şereflikoçhisar’ın Yüzyıllık Lezzeti Tahinli Pide, Nam-ı Diğer Tahanlı Pide

20 Ağustos 2018

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39

Şükran Günay Gönen Köy Enstitüsü’nün İlk Öğretmenlerinden Ali TONGAZ’ı Anlatıyor (2018) (I)

19 Nisan 2021

Gözünü Toprak Doyursun

19 Nisan 2021

Maddi Olmayan Servet

19 Nisan 2021
Keş

Keş

19 Nisan 2021

Hortlak

19 Nisan 2021
Hareketsizlik, Ağır KOVİD ve Ölüler İçin Kronik Hastalıklardan Daha Büyük Bir Risk Faktörüdür

Hareketsizlik, Ağır KOVİD ve Ölüler İçin Kronik Hastalıklardan Daha Büyük Bir Risk Faktörüdür

19 Nisan 2021

Hoş Geldin Ramazan

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi

Ayın Kitabı

Ayın kitabı bölümünde yazarlarımızın kitaplarının yayınlanması için, her ay en az üç yazı yayınlamış ve yazılarının her birinin en az 50 tekil tıklama sayısına ulaşmış veya her bir yazısına en az 5 er portal üzerinde yorum almış olması gerekmektedir.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

YAZAR PORTAL

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Şiir

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Spor

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU | INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun? Kayıt ol

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formları doldurun

Tum alanlar zorunludur Giriş yap

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap