Önümüzdeki yüz yıl içinde küresel sıcaklığın 5,8 C° civarında artış göstereceği tahmin ediliyor. Gerçekten de kuraklıkların oluşma sıklığı şimdiden son 30 yılda iki kat arttı, Doğu Avrupa gibi bölgeler bu yüzyılın başından beri sık sık sel felaketleri ile karşılaşıyor. Hatta bu etkiler gelecekte buzulların erimesi ile deniz seviyeleri yükseleceği, nehir ve kıyı taşkınlarında, sellerde artışlar gözleneceği, mercan kayalıkları, ormanlar, ekosistemler, doğal otlaklar gibi sistemler tehdit altında kalacağı, türlerin soylarının tükenmesinin ve biyolojik çeşitlilik kayıplarının başlayacağı doğrultusunda senaryoları yazılıyor. Bunlardan birinde Belçika, Hollanda, Danimarka, Letonya, Estonya ve Litvanya’nın tamamen sular altında kalacağı bekleniyor. Fransa’da Paris’e, Almanya’da Berlin’e kadar, İtalya’da Po Ovasının denizle kaplanacağı da tahminleniyor (Şekil 1). Söz konusu iklim değişikliğinin özellikle Akdeniz Bölgesinde tarımı çok etkileyeceği ve bazı bitkilerde örneğin buğdayda %20, çeltikte %30 ve mısırda %47’ler seviyesinde verim kayıpların yaşanacağı bekleniyor (Şekil 2)[1].
Bazı projeksiyonlarda yakın dönemde önemli sıcaklık değişimi 1,5 C0 sıcaklık artışı), diğer bazı kötümser senaryoya ise 2071-2099 dönemi için 4-6 C0 sıcaklık değişimleri öngörülmektedir. İşin ciddiyeti CO2 yoğunlaşmasıdaki hızlı artışla da doğrulanmaktadır. Milyon yılda ancak 10 ppm artan karbondioksit miktarının son 50 yılda 80 ppm birden artması dünya ikliminde yaşanan dengesizliğinin bir diğer açıklanmasıdır.
Küresel ısınmanın doğaya, çevreye ve tarımsal üretime ne denli etkili olacağı sadece bir merak konusu değildir. Bilim ve politika çevreleri ciddi arayışlara girmişken, konunun sun’i olarak ortaya atıldığı dahi savunulmaktadır. Hâlbuki çanlar çalmaya başladı bile: Suudi Arabistan yer altı sularını korumak için, buğday tarımına 2015’de son veriyor!
Artan nüfus ve artan günlük kalori gereksinimi karşısında ülkemizde de birçok yasal düzenlemeye başvurulmuştur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığının“İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı 2011-2020” kapsamındaİklim Değişikliğine Uyum yapısı altında “Tarım ve Gıda Güvenirliliğine” yer vermiştir. Yine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da “Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planını (2013-2017)” yayınlamıştır (http://www.tarimreformu.gov.tr/duyuru%5Cd_tarimsalkuraklikmucadele.pdf). Planda, kurağa dayanıklı çeşit geliştirilmesi hedef olarak belirlenmişse de nasıl, hangi bitkilerde, ne zamana kadar soruları yanıtsız bırakılmıştır.
Bitki ıslahı dayanıklılık genlerinin saptanması ile başlar. Tarımı yapılan yüzlerce bitkinin her tür üretim ve tüketim kulvarı için (sera, tarla, sahil, geçit bölge vs.) gereksim duyulacak yeni çeşitlerin geliştirilmesi için tüm ulusal kaynakların devreye sokulması gerekmektedir. Konunun yalnız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının AR-GE birimlerine bırakılması doğru değildir. Binlerce potansiyel bitki araştırmacısının bulunduğu Üniversiteler, hazırlıkları sürdürülen “İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı 2011-2023”nın tarım modülünde muhakkak devreye sokulmalıdır. Bu konuda özel sektör olasılıkla kamu araştırma kurumları ile ortak olarak devreye girmek isteyecektir. Üniversitelerin ekonomik konulara öncelik verilmesini sağlayacak düzenlemelere gidilmelidir. Hazırlanacak titiz yönergelerle batı üniversiteleri ziraat fakültelerinde olduğu gibi, yüksek lisans tezlerinin en az %80’lerinde uygulamaya yöneltilebilir. Türkiye’de ise söz konusu oranın maalesef %10’ların altında kaldığını hatırlatmalıdır. Uygun fizyolojik, biyolojik ve moleküler karakterizasyon konularında başlanacak güdümlü projelerin çok hızla artacağı beklenmelidir. Islahçı hakları yasasının işlerlik kazanmasından sonra “tek gen”in dahi tescil edilebilme fırsatı, yarınlarda çok gereksiniminiz olacak kurak (veya tuzlu) koşullara adapte olabilen yeni genotiplerin geliştirmesine büyük hız kazanacaktır. Ne var ki olayın öneminin öncelikle, bürokrasi, STK yöneticileri, bilim adamları ve politikacılara anlatılması ve benimsetilmesi şarttır. Aksi takdirde TÜBİTAK’ın yaptığı gibi yüksek lisans tezleri değil de lisans tezleri desteklenir![2]
1964 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun olan Nazimi Açıkgöz, 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı. 1972-1973 yılları arasında TÜBİTAK'ta çalıştıktan sonra Ege Üniversitesi'ne katıldı ve 2009 yılında emekli oluncaya kadar orada çalıştı.
Çeltik ıslah çalışmaları CENTO, NATO, IAEA ve TÜBİTAK tarafından desteklendi ve sonunda bir çeltik çeşidi “TOAG92” tescil edildi.
Tarımda bilgisayar kullanımı üzerine çalışmaları tohum veritabanı yönetim sistemi ile biyoistatistik üzerine yoğunlaşmış ve TARIST (Agrostatistics) paketi geliştirilmiştir. Bu uygulama hala bu alandaki tek Türk yazılımıdır.
1996-2016 yılları arasında, aylık elektronik haber dergisi “agbiyotek” in de (http://agbiyotek.com/) yöneticiliğini yapmıştır.
1998-2004 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı Ege Üniversitesi'nde “Tohum Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin kurucularından biridir.
Düzenlediği bilimsel etkinliklerden bazıları:
CENTO'nun desteğiyle Güncel Pirinç Yetiştirme Tekniği ve Yeni Çeşitlerin Yetiştirilmesi (1978 - İZMİR)
Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu 1994-İZMİR,
ITAFE'03 - Uluslararası Tarım, Gıda ve Çevre Bilişim Teknolojileri Kongresi 7-10 Ekim 2003, İzmir
Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar sempozyumu 14-15 / 12/06 İzmir (www.enerjibitkileri06.ege.edu.tr)
2005-2007 yılları arasında FAO, GEF, UNDP, UNEP, UNESCO, Dünya Bankası ve DSÖ tarafından yürütülen "Uluslararası Tarımda Bilim ve Teknolojik Gelişmeler" projesinde yazar olarak yer aldı. (http://www.agassessment.org/)
Serbest yazar olarak tohum ve tohum teknolojisi, tohum stratejisi, agrobiyoteknoloji, iklim değişikliği ve tarım ile ilgili pek çok portalda yayın yapıyor:
http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim
https://nazimiacikgoz.wordpress.com
https://geneticliteracyproject.org/
https://nacikgoz.blogactiv.eu/
Ayrıca IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporunda (2019) İnceleme Editörü olarak görev almıştır (https://www.ipcc.ch/srccl/).
Halen haftalık bir e-dergi yayınlamaktadır: "Haftalık Bitki Islahı" (https://paper.li/e-1578347400#/)
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.