Her kes yeni bir dünya düzeninden bahsediyor. Nerden çıktığı nerde yayıldığı ucunun kimlere hangi kitlelere ne kadar uzanıp ne kadar tahrip edeceğine odaklandık. Neredeyse tüm Dünya ilk defa bir ölümcül sorun üzerine odaklanmış durumda. Evet ilk defa! Çünkü! Bir ölümcül tehlike kıta, medeniyet, din, ırk, zengin, fakir, işçi, memur, başkan, antrenör, sporcu ayırt etmiyor. Daha öncekiler gibi değil yani..
Örneğin, akraban, tanıdığın, yandaşın olmayan, fakir bir genci” haydi git benim için şu cephede öl” diyemiyorsun. “Nasıl olsa tanımıyorum, açlıktan sefaletten intihar etmiş bana ne” dediğin vak’alar gibi değil. Duyarsız kaldığımız benzer o kadar vaka vardı ki yazmakla bitmez.
Bana ne ciliklerimiz, dokunmayan yılan bin yaşasın çıkışlarımızı hatırlattı bize. Dünya’da bir çok kendini bilmeze kendini, haddini bilmeze haddini bildirdi. Yaşamın ben değil biz olduğunu öğretti…
Küresel yıkımın, ormanları yakmanın, Ortadoğu’daki cehaleti kullanmanın, savaş için silah yapmanın saçmalıklarını da gördük sayesinde.. ..
Bundan sonra sözü de yine bu virüs ile bu virüsü icat edenler söyler mi bilinmez. Onlar bu planı nereye kadar götürecek, bu plana direnenler nasıl hamleler yapacak bunları yaşayanlarımız görecek elbette…
Şu an geldiğimiz nokta da, görülmesi gereken en bariz en net şeyleri bile göremeyenler de şunu artık görmelidir ki..
Bu evren denge üzerine kurulmuştur. Doğa, kendi ahengiyle dengesini sağlar. Dünya’da Dünyalı insan olmak bu dengeyi bozma hakkını kimseye vermez. O ormanları yakmak, yıkmak içinde yaşayarak bu dengedeki rolleri olan hayvanları katletmek, zenginliği, şatafata, ihtişama dönüştürürken, ezmek, aşırıya gitmek akıl, mantık ve vicdanın körelmesinin bir tezahürü olduğunu anlamak gerek.
Bir yandan obezite bir yandan açlıktan ölümler. Ve hala bunun farkında olmayan milyonlarca insan yığınları.
CORONA bir günde açlıktan ortalama 22 bin kişi ölen dünya da hala bin kişiyi öldürerek gündemin ilk sırasında ise, henüz büyük uyanış başlamamış demektir. Dünya açlıktan ölenlere dönüp bakıncaya kadar da duracak gibi gözükmüyor. Her gün yeni dersler öğreten bir dünya düzeninde idik, halâ öğreninceye kadar tekrar eden dersler ile yaşıyoruz. Direnmek için önce kabul etmek gerekiyor sanırım. Hep diyoruz ya tekâmül HAYAT’ın olmazsa olmazıdır. ..
Sahi bu sene Avrupa kupası nı kim alır ?