Sayfa dostlarımdan Kamuran Esen’in yılbaşına yetişmesi gereken kargosu, özel kargo şirketi tarafından _bilinçli olarak_ adresine teslim edilmemiş.
Ve kargo paketi geri gitmiş.
Bu hoş olmayan durum size de sıradan, alışılmış geliyor değil mi?
Lakin, kargonun içeriği önemliyse sıradanlıktan çıkıyor. Ya ilaçsa? Ya çok önemli bir haberse?..
Hangi özür, paklar haksızca, ihmal edilmiş, bilinçli suçları?
Kimi yaşanmışlıklar, benzeşse de genelde sonuç hep aynıdır.
Hayal kırıklığı!
Bu olay bana Akçay’da yaşadığım yıllarda iki anımı bellek raflarımdan inmesini sağladı.
İlki çok komikti.
…
Havada uçuşan sarı bir kağıdı eşim yakalamasaydı, kargodan haberimiz bile olmayacakmış.
Postacı evimizin bahçe kapısına iliştirdiği haber kağıdı, rüzgarla bize 2 gün sonra ulaşmıştı. Tabi, işin komik tarafı haber kağıdına postacımız bir de yazmış, olmasıydı.
“Bahçenizde başı boş köpekler olduğundan, kargonuz adresinize teslim edilememiştir.”
Tabi o an, yüreğimin en dip odasında kilitli olan öfkem tepeme sıçramıştı..!
Soluğu bugün hala dost olduğum Akçay PTT müdürünün odasında almıştım.
Meğerse posta memurunun köpek fobisi varmış. Daha önce 21 kez karnından kuduz iğnesi olan biri için normaldi bu durum.
O gün dilenen özür hoş görümle sonuçlanmıştı.
Aynı gün Türkan Yılmaz Keskin Müdüre Hanım ile dostluk kahvesini içmiştik.
Söz dolaştı geldi, şiire edebiyata ve aynı sevdamız Atatürk’e. Kanımız kaynadı dostlukla…
Kimi olaylar, kimi tesadüflere bizi özel kılan dostlarla tanımamıza aracılık etmektedir.
…
İkinci kargoda ki hayal kırıklığımsa; Yurtiçi Kargonun bana anneler gününde yetiştirmesi gereken kargoydu.
Yaşarken yitirdiğim evlâdım göndermişti. Onunla kırgındık. Üç yıla yakın konuşmuyorduk.
3 gün geçtiği halde kargomu alamamış olduğumu telefonda öğrendim.
“Anne, en azından bana bir şey söyleyebilirdin.”
“Söyleyecek ne bıraktın ki, giderken geride bir enkaz bıraktın sen…”
“Demek öyle anne. O gülü nasıl da özenerek büyütüp sana göndermiştim.”
Şaşırmıştım!
“Sen ne diyorsun? Ne gülü?”
“Anneler gününde elinde olan gülü…”
…
Doğruca kargo şirketine koştum.
Biraz patırtıdan sonra geri gönderilmiş kargomun tekrar tarafıma gönderileceği sözünü aldım.
Kargom 7 gün sonra elime geçtiğinde; paketten çıkan hediye kırmızı solmuş bir güldü.
Üzüldüm tabi ki, ama ilişikte ki not hediyelerin en anlamlısı, en değerlisiydi.
Küçük kağıtta altı sözcük yazılıydı.
“Seni çok özledim anne. Affet beni.”
Kurumuş gülü, özenle anı defterimde hala saklarım.
Zira o gül, aldığım ilk anneler günü hediyemdi.
Emine Pişiren / Kocaeli