6.BÖLÜM VE 12. KISIM
Köyü yeşile nasıl boyadım.
Şefik Ağa cumartesi bütün hazırlıkları yaptırdı ve tamamladı. Sonrasında bütün köylüleri topladı ve hep birlikte kaymakamın gelmesini beklemeye başladık. Kaymakam beraberinde, daire müdürleriyle birlikte geldi. Okulu gezip dolaştılar. Sonrasında ağayla birlikte giriş kapısına bağlanan, kurdeleyi ketiler. Her ikisi de bana teşekkür ettiler. Sonrasında hep birlikte ağanın evine, yemeğe gittik. Ağanın odasında yer sofrası kurulmuş, sofranın ortasında koçamam bir sini duruyordu. Bu sini içinde pirinç pilavı ve pilavın üstünde kişi başına yarımşar kuzu budu ve o büyüklüğünde etler mevcuttu. Gümüş güğümlerde ayran ve gümüş taslarda yanı başında duruyordu. Başta kaymakam olmak üzere, odanın ayaklığında buluna el yıkama yerinde herkes ellerini yıkadılar. Sonrasında sofraya gidip dizildik. Ben, Şefik Ağa, muhtar İlköğretim Müdürü ve Kaymakam bir sofrasındaydık. Pilav çok lezzetli yapılmıştı. Etler dersen ha keza, lezetliydi. Yemekler yenildi, ayran içildikten sonra, Kaymakam bana dönerek Sayın Öğretmen, size gerçekten teşekkür ederim. Başarınızın karşılığı olarak, müdür bey size bir takdirname düzenleyecek, umarım başarının karşılığını yerine getirmiş oluruz. Şimdi benden ve ağanızdan başka isteyeceğin bir şey var mıdır, diye sordu?
Bende hiç çekinmeden, köylülerle ilgili düşündüklerimin icrasının tam zamanı geldi diye, fırsat bu fırsattır deyip, vardır efendim, dedim.
Neymiş söyle bakalım dedi. Peşine de, umarım altından kalkabileceğimiz bir istek olur.
Efendim, bir ay önce muhtarımızla Küçük ve Büyük Emet köylerine gittim. O köylerin güzelliğini gördüm. Her tarafı meyve ağaçlarıyla donatılmış durumda. Bizimüz köyüm neden böyle bir köy olmasın. Sizden isteğim meyve fidanı vermezidir. Ağadan isteğimde, fidan dikilişine izin vermesi ve fidanlara çukur kazdırmasını sağlamasıdır, dedim.
Kaymakamın hoşuna gitmiş olmalıydı ki, bu örnek köylerle ilgili düşüncelerini uzun uzun anlattı. Sonrasında, sayın öğretmenim sen istersinde biz yapmaz mıyız? Ağa kabul etsin, sizde katılım listesi hazırlayın, derhal ziraat işlerine bakan müdürü duydun değil mi? EvMüracaat yapılır yapılmaz memurları gönderip tespit çalışmalarını başlatalım. Buraya kadar tamam da, bakalım Şefik Ağa senin bu isteğine ne der.
Şefik Ağa benim bu teklifime çok şaşırmıştı. Çünkü bu isteğimden haberdar değildi. Öncelikle yüzü azda olsa asıldı. Sayın Kaymakamım, bir kere sakalı öğretmene kaptırdım. Anlaşılan o ki, bir daha bu muallimin elinden kurtulmamız imkânsızdır. Madem bana yine bir süprüz yaptı, bende Muallimimizi hiçbir zaman kırmam. Huzurunuzda söz veriyorum, neyi nasıl düşünüyorsa o şekilde gerekeni yaptıracağım. Ancak, öğretmen ağaç ve meyve fidanlarıyla ilgili köylüyü okula toplayıp, bilgilendirmesini istiyorum, dedi.
Ağanın teklifini aynen yerine getireceğime kaymakamın huzurunda söz verdim. Bu sözümü orada bulanların tamamı yerine getireceğine dair, sonuna kadar varız dediler.
Çaylar içildikten sonra kaymakam ve daire müdürleri hep birlikte vedalaşıp gittiler.
Ben ve muhtar ağayla baş başa kaldık. Ağa bu konu üzerinde konuşmaya başladı. Sayın Öğretmen bu isteğini daha önceden bana niçin açıklamadın. Doğrusu sana kırıldım, dedi.
Ben tabi yaptığım teklifin ağayı zor durumda bırakacağını hesap etmemiştim. O nedenle de bocalamaya başladım. Özür dilerim Şefik Bey, Maksadım sizi üzmek değil size süpriz yapmaktı. Hem de öyle oldu. Sizin ve köylüleriniz için örnek bir ağa ve örnek köy olun diye düşünmekteyim. Lütfen kırılmayın, eğer üzdüysem vaz geçin, dedim.
Ağa benim üzüldüğümün farkına varınca, hayır sakın siz bu sözüme üzülmeyin. Bana haber vermesen de, Kaymakama yaptığın teklif yerinde ve güzeldi. Sizi şahsım olarak kutluyorum, diyerek gönlümü almaya çalıştı.
Bende teşekkür ettim ve sağolun ağam, dedim.
Aslında bei hazırsızlık içinde yakaladın. Keşke önceden bu gibi durmlardan haberdar olsaydım. O zaman benimde söyleyeceklerim olurdu. Ama üzülmene gerek yok. Söz veriyorum, sen nasıl istersen, bende öyle yaptıracağım, dedi.
O hafta köylüleri her gün okula topladım. Yapacağımız işlerin önemini anlattım. Bu işin başında bizzat ağanın kendisi olacaktır, dedim.
Köylüler çok heyecanlandılar. Vermiş olduğum kursun tamamladıktan sonra, Yarından itibaren bize önder olun kuyuları kazalım dediler.
Hafta sonu kaymakamın göndermiş olduğu elamanlar, tespit etmiş olduğumuz yerlerde, dikilecek fidanların kuyu yerlerini tespit edip gittiler. Köylülerde hemen kuyuları kazılmaya başlandı. Kuyular kazıldıktan sonra, ekim sayım tutanağı düzenlendi. Bir ay içinde on binin üzerinde, köyün çeşitli yerlerine fidanlar dikildi. Okullun bahçesine ise, tamamı meyve ağaçları olmak üzere, bir kısmınada ceviz diktirdim. Artık zoru başarmıştım. İkinci örnek bir köyü ben ortaya çıkarmıştım.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair