1.BLÜM ve 5. KISIM
Bu bölgede yaşayan insanlar ayrı inanç, ayrı din ve mezhepten oldukları halde, hiç biz zaman sorun yaratmıyorlardı. Onlarla uyum içinde yaşamaya devam ediyorlardı. Aynı yörelere yerleşen bir kısım Adıgüzelli Ocağından olan, Hıdıroğlu aşiretinin kabilesi de bu uyumluluğu kendilerine örnek almışlardı.
Bu güne baktığımızda, Adıgüzelli Ocağından olan Hıdıroğlu aşiretinin devamı olanların tamamına yakını, hâlâda bu tür bir uyum içinde çalışmalarını sürdürmektedirler. Şimdiki Hıdıroğlu sülalesini gözden geçirdiğimizde, genel olarak bu sanatsal becerilerini devam ettirdikleri görmektedir.
Tarihsel süreci içinde yapısal kaynaşmanın içinde yer alan Gürcüler, Ermeniler, Asetinler, Abazalar ve Hazar Türklerinin kendi yerleşim alanlarından attığı Yahudiler dâhil, Kafkas toplumları içinde yaşayan ufak türevler, Rumlar ve Asurîler, hiçbir ayrım gözetmeksizin, Karapapaklarla dost geçinmişlerdir.
Karapapaklar bu yaklaşımdan istifade ederek, dostlukları geliştirerek, kültürlerinin her alanda gelişimini sağlamışlardır. Böylece bu bölgeye yaşayan Karapapaklar, basit bir aşiret kültürüyle değil, çok geniş ve güçlü bir kültür zenginliğine sahip olmuşlardır. İşin özü, bilgi dağarcıklarını geliştirerek boş bırakmamışlardır. Bu bölgede yaşayan Gürcülerinde tarım alanında ileri düzeyde tecrübe sahibi olduklarından, Karapapaklar onlardan bu çalışmaları öğrenerek alarak, tarımda da ileri boyutta bir gelişme göstermişlerdir. Bu gelişmeler sonucunda, sürülerinin de sayıları kat kat artmış ve bölgede söz sahibi olmuş olurlar. Böylece tarımın yanı sıra, her türlü gümüş işlemeciğini ve süs eşyası yapım da ileri boyutlara ulaştırmış, olurlar.
Bu sanatsal çalışmaların yanında, taş ve ağaç işlerinde beceri sahibi olan Ermenilerden de, birden çok sanat hakkında bilgi ve beceriyi öğrenirler. Bu kültür ve sanat alışverişleri içinde, hür ve güven içinde yaşamlarını sürdürmeye çalıştılar. Bu insani gelişmeler üzerine, çok önemli dostluklar kurmayı ve önemli ilişkiler oluşturmayı başarmış oldurlar. Bu dostluklar sayesinde, İnanç ve din konusunda pozitif düşünmeye başlıyorlar. Bu sayede insana bakış ve inanış saygınlığı, kuvvetli bir biçimde gelişmiş olur.
Karapapakların ibadet yeri olan camilerden ezan sesleri gelirken, Gürcü, Yahudi ve Havra inancında olanların da kilisesinden yayılan çan sesleri, bir birlerini tamamlıyor. Bu sesler bir dinler mozağını oluşturmuş oluyor. İşte bu durumlar ve davranışlar, çok dinli ve çok kültürlü oluşumun sonuçlarını doğurmuş, oldu. Bu sayede insanlar birbirleriye dostça davranışlarla kaynaştılar.
Karapapakların bu tutarlı davranışların yanı sıra, duyarlı oldukları alanlarda mevcuttu. Bu alanlar onlar için kutsaldı. Bu kutsallık her daim günlük ibadetlerinden önce gelmekteydi. Yaşamlarında kutsal saydıkları ve çok önem verdikleri üç husus mevcuttu. Kutsal saydıkları bu hususlar, onlar için atına, avratına ve itine saygılı olunmasıydı. Hangi milletten olursa olsun, bu davranış biçimine mutlaka dikkat edilmeliydi. Bu üç kutsallarına karşı en ufak bir hatayı kabul etmezlerdi. Yanlış bir davranışın anında, o davranışı yapanın hesabı görülürdü. Açıkçası o kişi ortadan kaldırılırdı. Bunun dışında asla ve asla kırıcı ve saldırgan değillerdi. Çok uysal, sevecen ve saygılı davranışlarını elden bırakmazlardı. Dostlarına ve komşularına hiçbir zaman yanlışları olmazdı.
Devam edecek
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair