5.BÖLÜM VE 2. KISIM
Babam Molla Kara’nın ticari dıramı.
Kerem o anda belinde sakladığı tabancayla, Molla Kara’nın başında bekleyenle birlikte, çeteci başını öldürüyor. Hızlı bir hareketle Molla Kara’nın ellerini çözüyor. Birlikte caminin damına çıkıyorlar. Can havliyle merdiveni yukarı çekip, sipere yatmış oluyorlar. Bu hareketi başarıyla tamamlayan Bekçi Kerem, sesi çıktığı kadar avaz avaz bağırmaya başlıyor.
“Ey ahali korkmayın, çıkın gelin, askerlerimiz geliyor. Ermeni komitacılar kaçıyor” diye, bağırıyor.
Bu haykırış üzerine çeşitli yerlerde saklanan kişiler, sokağa çıkmaya başlıyorlar.
Bu haykırışı duyan Ermeni çetecileri, telaş ve tedirginlik içinde, toplanan silahları ve ölülerini de bırakarak Koçköy’ü terk etmeye başlıyorlar.
Köyde eli silah tutan bütün genç ve yaşlılar, köyün orta yerine toplanıyorlar. O sırada, üç beş Ermeni komitacılarını yakalıyorlar. Köyü terk edip kaçanlarında peşlerine düşüyorlar. Kaçanlardan yakaladıklarını köye getiriyorlar.
O sırada Ordu Kumantanı Halit Paşa’nın kuvvetleri, Koçköy’e gelmiş oluyor. Molla Kara ve köy halkı sevinç içinde, askerlerin gelişini sevinç gözyaşları içinde, alkışlayarak karşılıyorlar. Ordu komutanına gün boyu yaşadıkları baskı ve dramları anlatıyorlar. Yakaladıkları Ermeni komitacılarını, komutana teslim ediyorlar. Sonrasında Molla Kara, Halit Paşa’ya hitaben askerlerin istirahatları için ne gerekirse yapacağını söylüyor. Burada kaldığınız sürece, bütün masraflarınızı ben karşılayacağım diyor.
Halit Paşa bu duruma çok memnun oluyor. Bu kadirşinaslık üzerine, yorgun olan askere iki günlük istirahat molası veriyor.
Molla Kara, köylülerin imdadına yetişen ordumuzun, iki günlük her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Ayriyeten kendi imkânları ölçüsünde, maddi olarak miktarı bilinmeyen altın yardımda da, bulunuyor.
Halit Paşa, büyük bir memnuniyet içinde, gerekli olan ihtiyaçları tamamladıktan sonra, Gümrü’ye doğru yollarına devam edip gidiyor.
Molla Kara’nın vermiş olduğu bu destek hiçbir zaman unutulmaz. Cumhuriyetin ilânından sonra, Sovyetler Birliği ile yapılan ilk ekonomik işbirliği anlaşmaları sonucunda, Molla Kara bu kez, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yapmış olduğu ticari anlaşmanın birinci temsilcisi olarak, Sovyetler Birliği’ne, canlı hayvan ihracatını yapmaya başlıyor.
Bu durum 1945 yılına kadar devam ediyor. 1945 yılında Stalin’in, Boğazlarda üstünlük, Kars ve Ardahan’ı geri istemesi üzerine, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki her türlü ticarî iş birliği antlaşmasının bozulmasına sebep oluyor.
Molla Kara, her yıl olduğu gibi 1945 yılında da Sovyetler Birliği’ne ihraç edeceği öküz ve kısır inek çelebini hazır etmiş durumdaydı. Ne yazık ki İki devlet arasında meydana gelen bu anı restleşme sonucunda, Hazır etmiş olduğu çelebin tamamı, elinde kalmış oluyor. Bu durumun vahameti karşısında, Molla Kara elindeki çelebi ne yapacağının çaresini aramaya başlıyor. O günün şartlarında devleti yönetenlere müracaat etmiş olsa da, nafile oluyor. Olumlu hiç bir netice alamıyor ve celep elinde kalıyor.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair