Hayat ve insan ölümlü ve fanidir. “Her Canlı ölümü tadacaktır,” buyuran Mevla bu dünyanın geçici ahiretin ise baki olduğunu bildiriyor. Bu gerçeği bildiğimiz halde dünyaya sıkı sıkıya sarılmış, ahireti (ebedi alemi) unutmuş gibiyiz! Mezarlıkları geziyoruz, öleni görüyor ama biz hiç ölmeyecekmişiz gibi davranıyoruz.
Konumuz ölüm değil, konumuz İslamın kutlu mesajını insanlığa ulaştırmak. Bu konuda sadece din adamları İslamı anlatacak, biz dinleyeceğiz. Hayır bu doğru değil, Müslüman olan herkes dinini anlatmakla yükümlüdür. Şüphesiz ki, din adamlarının asli görevi de budur: İslam tebliğ etmek.
İslam kurtuluş dinidir, İslam insanlığa indirilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bu gerçeği bilenler sıkı sıkıya İslama sarılırken; çağımız insanının büyük bir bölümü İslamın bu kutlu mesajından habersiz yaşamaktadır. Bunun nedeni İslamın kutlu mesajını yeterince algılayabilmiş değiliz. Çünkü İslam insanı iki cihanda aziz kılacak ve kurtuluşa götürecek kutsal bir mesaj içermektedir.
Dünyaya bu mesajı ulaştıracak tebliğcilere ihtiyaç vardır. İşi sadece Diyanet İşleri Başkanlığına bırakırsak sorumluluğu üzerimizden atmış olamayız. Çünkü hepimiz Allah’ın dinini anlatmakla, insanlığı bu dine davet etmekle yükümlüyüz (görevliyiz).
İnsanlık İslamın kutlu mesajına kulak verse ve İslam kardeşliğine tabi olsa, dünya insanın cenneti olur; ahlaksızlık, rezalet, adam öldürme, haksızlık, adaletsizlik ortadan kalkar.
Ne ekerseniz onu biçersiniz demek yetmiyor, dünya imtihan dünyasıdır, demek de artık insanları uyarmaya yetmiyor. Bunu bildiği halde insan güzel hasletleri bir kenara bırakıp nefsine ve Şeytana uymaya devam ediyor. İnsanın düşmanı olan nefis ve Şeytan insanı gerçek kimliğinden uzaklaştırıyor.
Sözün özü şu: İslam kurtuluş dinidir, İslam iki Cihan Saadet’ini kazandıracak olan kutlu bir dindir. Bu muhteşem mesajı insanlığa sunmak da bizim görevimizdir. Atalarımız bu görevi ihya etmek için seferber olmuşlar, en sevdikleri canlarını bu uğurda feda etmişlerdir.
Bugün insanlık İslamın kutlu mesajına muhtaçtır!.. Çağımız bunalım geçiriyor, çağımızın insanı mutsuz ve doyumsuz. Her türlü ahlaksızlık işlenirken, adam öldürme, hırsızlık, fuhuş ve sapkınlık olağan hale gelmiştir. Zulmün ve zalimlerin elinde insanlar acımasızca katledilmektedir. Bunun tek çözümü İslam Kardeşliğidir.
İslamın kutlu mesajını çağın insanına ulaştırabilmiş değiliz. Avrupa’ya, Amerika’ya gitmiş buralara yerleşmiş milyonlarca Müslüman kardeşlerimiz var. Bunlar sadece para kazanmak için gittiklerini düşündüler. İslami hem yaşasalar hem de tebliğ görevini yapmış olsalardı, Amerika’nın ve Avrupa’nın büyük bir kısmı İslama girmiş olacaktı. Demek ki tebliğ görevini biz yapamadık, hatta İslamı yaşamakta bile örnek olamadık. Bunun vebal ve sorumluluğunu nasıl taşıyacağız?
Çağımız insanı İslamın kurtuluş mesajına muhtaç! Zülümler bitsin, insanlar huzur bulsun, dünyamız cennete dönüşsün istiyorsak çağın insanına İslamı iyi anlatmalıyız. Hem yaşamak hem de örnek olmak suretiyle tebliğ görevimizi yerine getirdiğimizde kardeşliği, barışı ve huzuru çağımıza hakim kılmış olacağız. Bu görev hepimizin görevi olup, Yüce Allah’ın bizi yüklediği kutsal bir vazifedir.