İnsan Kadar karmaşık bir varlık var mıdır? Hem biyolojik hem ideolojik bir varlık olan şu insanoğlu, hayalleri, idealleri, yaşantısı, düşünceleri, duyguları, sezgileri ve umutları ile çözmekte zorlandığımız bir varlık. Mevlana’nın yer yüzünün halifesi ve yaratılanların en şereflisi diye hitap ettiği kişi ? Dünya yaratıldığından bugüne kadar kimler gelmiş, kimler geçmiş, tarihi belgeleri incelediğinizde az sayıda insanın insanca bir hayat yaşadığına tanıklık ediyorsunuz.
İnsanların çoğunun maalesef kavgayla gürültüyle, çekişmeyle, didişmeyle ve mücadeleyle geçen bir ömürle karşı karşıya kaldığını görüyorsunuz. İnsanın en çokta hem cinsinden olan varlıklarla mücadele ettiğine tanık oluyorsunuz. Bu mücadelenin temelinde iki önemli hadisenin var oluşunu ifade etmek gerekir. Birincisi maddi kaygılar, ekonomik nedenler ve hakimiyet kavgası.
İkincisi de ahlaki ve inanç değerlerini içine alan ideolojik kavgalar. Nedeni ne olursa olsun insanları karşı karşıya getiren bu mücadele fikri sonuçta kavgayı, çekişmeyi, gürültüyü ve savaşı doğurmuş. İnsan eliyle katledilmiş milyarlarca insanı toprağın altından bulup çıkarmanız imkansız hale gelmiştir. İnsan olmak diye başladık sözlerimize insan olmanın gereğini tartışmak lazım değil mi? Yaratılış gayemizin kulluk ve Yaratanı tanımak olduğunu ne de çabuk unutuvermişiz?
Gördüğünüz gibi daldığımız konu bir hayli geniş ve bir hayli derin mevzular. İnsan olma şerefine erebilenlerin sayısı da bir hayli az. Boş verin dünya insanlığının birleşmesini sadece bir devlet olarak (Mesela Türk Milleti olarak) birleştiğinizde görün bakın neler olacak?
Dünya ayağınızın altında küçülecek ve cihangir bir devlet olarak dünyaya hükmeder hale geleceksiniz. O zaman vay gele şu insanoğlunun haline demek gerekmez mi? Şu güzel ifadeye bakın: ‘’İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız!..’’ İman edip birbirinizi sevdiğinizde ve sırt sırta verdiğinizde dağlar altınızda eriyip gidecek, denizler sizin hakimiyetinize şapka çıkaracak !. .
Evet vay gele şu insanoğlunun haline demek geliyor içimizden. Bölünüp parçalanmasaydı, dağılmasaydı, çekişmeseydi acep dünyanın hali nice olurdu? Heralde Cennet… Yeryüzünde bir halife yaratacağını beyan eden yaratıcıya; melekler, “yeryüzünde kavga edecek, kan dökecek, fitne çıkaracak birilerini mi yaratacaksınız” diye cevap vermişler; sanki insanoğlunun içini okumuşlardı!..
Hepimiz Hz. Adem’in çocukları ve kardeş olmamıza rağmen kardeşlik duygularını unutup düşmanca bir tutum içerisine girmişiz. Tarihin sayfalarını çevirdiğimizde kavgaları, gürültüleri, katliamları görüyor, bu nasıl kardeşlik duygusudur diye haykırasınız geliyor. Sahi bu nasıl insanlık anlayışıdır? Kinle dolan, canavarlaşan, zalimleşen ve intikam duygusuyla yer yüzünde kan döken? Zalimleri, Firavunları, katilleri, canileri nasıl okumak gerekiyor?
İşin garibi bugün bunların hepsi toprağın altında hesap gününü bekliyorlar. Onları görmemezlikten gelen bizler de aynı hatalarla, aynı yöntemlerle cebelleşmeye, çekişmeye, kavgaya gürültüye devam ediyoruz. Deriz ki: yazıklar olsun şu insanoğluna ki bir türlü akıllanmıyor.
İnsan olarak kardeş olduğumuzu kabullendiğimizde birbirimize insanca muamele eder hale geldiğimizde dünya cennet olacak. Yeryüzü meleklerin memleketine dönüşecek değil mi? Yanlış mı ifade ediyorum Allah aşkına…
Hayalde olsa ne büyük, ne muhteşem güç düşünebiliyor musunuz? İnsan olarak insanca düşünerek: Türk insanı olarak, Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak buna bir de İslam dünyasını katarak özde, sözde ve yurtta, aynı devlette bütünleşerek birleştiğimizde önümüzde hiç bir engel kalır mı dersiniz? Sanmıyorum! Milyonlarca Müslüman Türk’ün hayali olduğunu düşündüğüm bu idealin gerçekleşmesi dileğiyle insanca yaşama umutlarına selam vermek isterim… Selam olsun kardeşliğimize, selam olsun insanlık ve Hakk’a kulluk anlayışına!…