Hak arama bilincinin gün geçtikçe arttığını görmek harika doğrusu. Mağdur bir vatandaşın hakkını nasıl aradığını ve nasıl sonuçlandığını paylaşmak istiyorum.
25.08.2010 tarihinde bir tüketici Tüketiciler Birliği Antalya Şubeye gelerek, 30.07.2010 da almış olduğu bulaşık makinesinin kısa sürede arızalanması nedeniyle mağduriyet yaşadığını ve şikâyetini öncelikle firmaya bildirdiğini, ancak kendisine yardımcı olunmadığını belirterek, bu konuda neler yapılabileceği konusunda bizden yardım almak istemiştir. Bizlerde gönüllü olarak memnuniyetle yardımcı olabileceğimizi belirttik ve firmaya olayları anlatan bir dilekçe yazdık. Yazdığımız dilekçeye istinaden gelen cevabı size aynen aktarıyorum…
‘’Sayın Yetkili;
Göndermiş olduğunuz ve Ek’te örneği de bulunan 2010/08/30 sayılı yazınız tarafımızdan okunmuş ve konu incelenmiştir. Servisimizden aldığımız bilgiler doğrultusunda ayıplı ürün ile ilgili olarak tüketici kendisine tanınan seçimlik haklardan ürün değişimini talep etmiştir ve ürün değişimi Samsung tarafından onaylanıp yeni ürün servisimize gönderilmiştir.
Ürün değişimini talep eden müşterimiz bu süreçte ayrıca derneğinize de başvurarak aynı ürün ile ilgili bu kez para iadesi talep etmektedir. Her ne kadar müşterimizin ilk talebini dikkate almamız gerekse de müşteri memnuniyeti çerçevesinde şikâyet dikkate alınmıştır.
Yetkili servisimiz ücret iadesi ile ilgili olarak müşterimizi aramış ve ürün bedelini hesap numarasına gönderip ayıplı ürünü evinden alacaklarını bildirmiştir.
Gereğini rica ederim.’’
Bu tür sonuçlar derneğimizin yapmış olduğu başarılarını, bizlerin kültür seviyesini ve kalkınmakta olan ülke konumunda olduğumuzun bir göstergesidir. Ancak ben, firmalarımızdan illaki bizim aracılığımız ile değil de, biz olmadan da müşteri memnuniyetini ön planda tutarak hizmet vermelerini beklerdim.
Bir malı ya da hizmeti satın alırken, kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koyarak hareket etmeli ve hepimizin birer tüketici olduğunu unutmamalıyız. Satıcı konumundaki şahıs da başka bir alışverişte tüketici konumunda olacağından karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde alışverişlerimizi yapmamız gerektiğine inanıyorum.
Bu vesile ile devletimizin de bu tür başarılı, gönülden yapılan hizmetleri olan dernekleri görmelerini, vatandaşlarımızın bu tür sivil toplum örgütlerine üye olmalarını ve “bir elin nesi var, iki elin sesi var”‘deyimi ile hareket ederek tüm destekleri bekliyorum.
Sevim Murat
STDM Genel Koordinatörü
