Biyoekonomi ile bitki – hayvan ve diğer canlıların araştırma, geliştirme, üretim ve kullanımı için artı değerler üretilerek ekonomik kazanç sağlanması hedeflenmektedir. Bu bağlamda tarımsal üretim özellikle, nüfus artışı, gıda krizi, küresel ısınma gibi nedenlerle biyokonominin uygulandığı ve yoğun yatırımların yapılmasına olanak sağlayan sektörlerin başında gelmektedir. Aslında Türkiye’de tarımsal yatırım alanları alabildiğine cazip bir izlenim bırakmaktadır. Onlarca milyar US$ ithalatın gerçekleştiği tarım sektöründe birçok kalemin yeni girişimlerle ülkemizde üretilebileceğini Açıkgöz (2012)[1] ele alırken, verdiği bir örnek oldukça çarpıcıydı: “2010 yılında Türkiye’nin yalnız bir ülkeden ithal ettiği ceviz ve bademe ödenen meblağ: 270 milyon US$”.
Bu tür yatırımlar hemen hemen herkesin yapabileceği yatırımlardır. Fakat gıda üretiminde bir alan vardır ki ancak sofistik kişilerce gerçekleştirilebilir: GEN'e yatırım. Ülkemiz bu konuda çok şanssızdır. 1980’lerde tohumculuğun özelleşmesine kadar yeni çeşitler üniversiteler ve kamu araştırma kuruluşlarınca geliştiriliyordu. Yeni tohumculuk firmaları ise tohumculuğunu yapacakları çeşitleri ya kamudan sağlıyor veya sınırlı olanaklarla (uzman yok, yurtdışından bitki ıslahçısı transferi dahi yapıyor!, materyal için royalite ödeniyor!, tecrübe sınırlı!) Yeni oluşan tohum firmalarının yarıyol materyali bulma konusunda çektikleri sıkıntıyı ancak yaşayan bilir[2].
Bir İsrail genomik firmasının (http://www.evogene.com/Products/List) ticari partneri olan uluslar arası tohum firmaları için hangi genleri geliştirdiğine bir göz atalım:
1. Bayer’e buğday verimini artırıcı, sıcağa-soğuğa toleranslı ve azotdan daha fazla yararlanabilen buğday yaryol materyali;
2. Limagrain’e verimini artırıcı, sıcağa-soğuğa toleranslı mısır yarıyol materyali;
Ve liste devam eder. İşte Türkiye’mizde bu tip yarıyol geliştirici müteşebbislerin, firmaların yokluğu özel sektör tohumculuk firmalarını zor durumda bırakmaktadır. O nedenle bu konuda büyük potansiyeli olan Üniversitelerimizi de devreye sokacak sistemlere gereksinimler var. Proje bazlı desteklerin olumlu sonuçları, bazı ferdi başarılar izlendiğinde, ülkemizde de, yarınlarda kendimize yetecek GEN, YARIYOL materyalini geliştirecek firmaların oluşması için hiçbir engelin olmadığını gösteriyor. Olayın ticari boyutu alabildiğine büyük olabilmektedir. Örneğin Pakistan’ın bir gen satın alarak, ücretsiz olarak tüm ulusal tohumcu kuruluşlarının kullanımına sunulması (Cry3 geni); Brezilya’nın bir uluslar arası firmaya yalnız ülkesinde kullanılmak üzere bir çeşit sipariş etmesi….
İşte yazı başlığımızda konu edilen yatırım aracı GEN, böylesine cazip, bir o kadar da mili görev kapsamında bir kavramdır. Aslında bu konu unun, şekerin hazır olduğu bir ortamda neden helva yapmıyoruz sorusuyla çok benzeşiyor:
ØMüşteri hazır, yüzlerce araştırma yetkisine sahip tohumculuk firması genitör bekliyor;
ØUzmanlar hazır, çoğu yurtdışında eğitim görmüş yüzlerce araştırıcı kamu araştırma kuruluşlarında ve üniversitelerde yönlendirme bekliyor;
ØHedef hazır, tarımı yapılan çok sayıda bitki, yazlık-kışlık, tarla-sera, topraksız tarım, organik tarım, normal-sıcağa-kurağa dayanıklı gibi onlarca seçenekleriyle binlerce geliştirilecek genotip;
ØMevzuat hazır, UPOV üyeliği dâhil uluslar arası tüm gerekli anlaşmaları imzalamış Türkiye, materyal transfer anlaşmasından Islahçı Hakları[3] (royalite) yasasına tüm düzenlemeleri gerçekleştirmiştir;
ØDevlet desteği mevcut, (TUBİTAK-TEYDEB, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı AR-GE destek tebliği[4]) Ve risk yatırımları çerçevesinde değerlendirilerek devlet desteği şansı;
ØMateryal hazır, ülkemiz zengin biyoçeşitlilikle, çok sayıda kültür bitkisinin gen kaynağıdır.
Özellikle “çeşit” ömrünün kısalığı nedeniyle, yeni çeşitlere yani "gen"e yatırımın, çok karlı olacağı bir gerçektir. 2020'lerde "gen piyasaları" hatta borsalarının oluşacağı beklenmektedir. Böylesine cazip bir yatırım alanı yatırımcıları bekleyedursun, konunun ülkemiz için ne denli stratejik önemde olduğu yadsınamaz. O nedenle konunun KAMU veya KAMU+ÖZEL sektör ortaklığı ile de ele alınabileceği göz ardı edilmemelidir.
Etiketler: yeni genotipler, royalite, çeşit, ıslahçı hakkı, tarımsal yatırım, tohumculuk
[1] Açıkgöz N. 2012. Cazip Bir Yatirim Araci: Tarım.(http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim)
[2] Bu satırların yazarı Ege Bölgesinde ikinci ürün çeltik çeşidi ıslah ederken (TOAG92) gereksinim duyduğu erkenci genitörü (gen alınan genotip)beş yıl aradı ve Kemalpaşa – Hopa’da buldu!
[3]Açıkgöz 2012. Uluslar Arası Uygulama Sorunları İle "Islahçı Hakları" (Royalite), Güncel Hukuk (Aylık Hukuk Dergisi) Sayı: 2012/12-108, sayfa 35-37
[4]Sektörünün ihtiyaç duyduğu öncelikli konularda bilgi ve teknolojilerin geliştirilmesi, sektörün Ar-Ge kapasitelerinin geliştirilmesi amacıyla, uygun görülen araştırma geliştirme projelerini doğrudan desteklemeye yönelik 2011/4 sayılı tebliği.
1964 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun olan Nazimi Açıkgöz, 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı. 1972-1973 yılları arasında TÜBİTAK'ta çalıştıktan sonra Ege Üniversitesi'ne katıldı ve 2009 yılında emekli oluncaya kadar orada çalıştı.
Çeltik ıslah çalışmaları CENTO, NATO, IAEA ve TÜBİTAK tarafından desteklendi ve sonunda bir çeltik çeşidi “TOAG92” tescil edildi.
Tarımda bilgisayar kullanımı üzerine çalışmaları tohum veritabanı yönetim sistemi ile biyoistatistik üzerine yoğunlaşmış ve TARIST (Agrostatistics) paketi geliştirilmiştir. Bu uygulama hala bu alandaki tek Türk yazılımıdır.
1996-2016 yılları arasında, aylık elektronik haber dergisi “agbiyotek” in de (http://agbiyotek.com/) yöneticiliğini yapmıştır.
1998-2004 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı Ege Üniversitesi'nde “Tohum Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin kurucularından biridir.
Düzenlediği bilimsel etkinliklerden bazıları:
CENTO'nun desteğiyle Güncel Pirinç Yetiştirme Tekniği ve Yeni Çeşitlerin Yetiştirilmesi (1978 - İZMİR)
Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu 1994-İZMİR,
ITAFE'03 - Uluslararası Tarım, Gıda ve Çevre Bilişim Teknolojileri Kongresi 7-10 Ekim 2003, İzmir
Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar sempozyumu 14-15 / 12/06 İzmir (www.enerjibitkileri06.ege.edu.tr)
2005-2007 yılları arasında FAO, GEF, UNDP, UNEP, UNESCO, Dünya Bankası ve DSÖ tarafından yürütülen "Uluslararası Tarımda Bilim ve Teknolojik Gelişmeler" projesinde yazar olarak yer aldı. (http://www.agassessment.org/)
Serbest yazar olarak tohum ve tohum teknolojisi, tohum stratejisi, agrobiyoteknoloji, iklim değişikliği ve tarım ile ilgili pek çok portalda yayın yapıyor:
http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim
https://nazimiacikgoz.wordpress.com
https://geneticliteracyproject.org/
https://nacikgoz.blogactiv.eu/
Ayrıca IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporunda (2019) İnceleme Editörü olarak görev almıştır (https://www.ipcc.ch/srccl/).
Halen haftalık bir e-dergi yayınlamaktadır: "Haftalık Bitki Islahı" (https://paper.li/e-1578347400#/)
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.