Gazeteci BALBAY
ve arkadaşları Ergenekon soruşturması nedeniyle gözaltına alınm
ışlar ve birkaç gün sonra salıverilmişlerdi. Şimdi aradan aylar geçti
BALBAY yine tutuklandı.
Buna karşın yapılan itirazlarda red edildi.
Adliyenin işleyişine karışmak, görüş bildirmek,
açıklamalar yapmak bizim mevzuatında yasaklanmıştır.
Ve yaptırıma bağlanmıştır.
Ancak mevzuatımızda bulunan bu yasaklanmanın hikmetine bir türlü varamamış ve
anlayamamışızdır.
Adliye de Cumhuriyetimizin demokratik bir kuruluşudur. Her kuruluş
gibi yargıda kamuoyunun irdelenmesine, üzerinde görüşler açıklanmasına açık olmalıdır.
Görülmekte olan dava dolayısıyla fikir yürütme, düşünme açıklamanın suç olmasını neden
kabul etmiş bulunmaktayız. Yargı da her türlü işleminden, her türlü kararından ve her türlü
tasarrufundan nasibini almalı, üzerinde yapılacak her türlü yazışma, konuşma serbest ol malı
ve her türlü fikir söylenebilmelidir. Yargı için görüş bildirmek niye önleniyor, neden
önleniyor fikir yürütmek, yargıyı etki altında bırakmayı sağlarmış. Yargıçlar yetişmiş insanlard
ır, mesleğinin erbabıdır, uzmandır, deneyim sahipleridir. Yıllardır bu mesleğinin üzerinde
binlerce
– on binlerce karar vermiştir. Öyle üç yazıyla, beş açıklamayla, iki görüşle etki alt
ında kalmaz. Kalacaksa bu zafiyeti gidermek gerekir. Yargıyı mesleksel açıdan güçlendirmek
gerekir.
BALBAY
’ ın yeniden gözaltına alınması ve daha sonra tutuklanması olayında henüz
iddianamesi hazırlanmamıştır. Ancak, bol bol
BALBAY tefrikalarını okumaktayız. Adamları
suçlayacaksınız ve içeriye alacaksınız henüz iddianamelerini ellerine vermeyeceksiniz, ama
pehlivan tefrikası gibi aleyhinde yürütülen tahkikatları habire yapılmasına çizilmesine meydan
vereceksiniz. Tutuklanan insan artık devletin himayesine geçmiştir. Kendisinin koruyacak ve
savunacak durumu yoktur. Her tarafından eli ayağı bağlamıştır. Yazması çizmesi, konuşması,
kendisini savunması, yanıt vermesi mümkün değildir. Böyle durumda tutuklu olan insan için,
pafta pafta yazılar yazdıracak, haberler çıkaracak, radyo, televizyonlarda yayınlar yapacaksın
ız. Adalete teslim edilen ve tutuklanan kişiyi, savunmasız bir kişiyi böyle bir durumla karşı
karşıya Bırakamazsınız. Devleti ve adliyeyi böyle bir zaaf içinde bulunduramazsınız böyle ki
şiler hakkında tek kelime konuştutturmaz ve tek cümle
yazdırtamazsınız.
BALBAY
ve bazı arkadaşları Ergenekon soruşturmasında, Em Or. Gen. Şener
ERUYGUR’
un hazırlıkları içerisinde gösteren diyalogları gazetelerde yayınlanmaktadır.
Bunların
BALBAY’ ın sitesinden alındığı bildirilmektedir. Bizim bildiğimiz BALBAY
gazetecidir, yazardır, deste deste kitapları vardır. Bir gazetenin yıllardan beri Ankara Büro
temsilciliğini yapmaktadır. Temsilcilikte Ankara’ da bulunan gazeteciler arasında duayen
duruma girmiştir. Konferansları ilgiyle karşılanır. Böyle yetenekli gazeteci oturacak
bilgisayarlarında, internek sitesinde veya notlarında darbeye ait, darbe iddiası yaratabilecek
delillerini tutacak, muhafaza edecek ve bir arama sırasında da buyurun bunlara el koyun
diyecek kadar saf mıdır, ahmak mıdır, bunu
BALBAY yapar mı, böyle adam nasıl yazar,
çizer temsilci yapılmıştır ve temsilciliği sürdürülmüştür. Temsilciliğini yaptığı gazete, 60 70 y
ıl önce çıkan, Karagöz, Hacivat gazetesi midir ki bu tipte adam temsilci yapılmıştır.
BALBAY
altı yedi ay öncede gözaltına alındığında da bu deliller vardı. Bu deliler
13. Mart 2004 tarihinde vardı. 23 Nisan 2003 tarihinde de vardı. Altı -yedi yıldan beri vardı.
Onlara göre gözaltına almıştınız. Onlar vardı diye gözaltına almıştınız. Bunların varlığı
tutuklanması için yeterli görülmedi gerekçesiyle salmıştınız. Yoksa kamuoyunun ayağa
kalkması önlemek yahut kamuoyunu durdurulması sağlamak, etrafı sükûta getirmek için saldık