Sermaye birikimini yükseltmiş firmalarla, henüz sermaye birikimi yeterince yükseltememiş şirketler arasındaki çatışmaların ve çelişmelerin, sermaye emek çatışmalarından da, daha keskin olduğunu biliyoruz.
Zannımca stratejik düşünme de, bu kaynaktan beslenir.
Birikimini tamamlamış şirketler, kendilerinden sonra pazara giriş yapacak şirketlerin önünü kesmeye çalışırlar. Bunu yaparken de, birikimini tamamlamış şirketler devlet üzerindeki etkilerini kullanırlar.
Devlet üzerine yapılan bu etki; kanun, yönetmelik, genelge, teamül gibi hukuki düzenlemelere dönüşür. Yani sınıflama sermaye büyüklüğüne sıralanmış olur.
Sermaye büyüdükçe, devlet üzerindeki etkisini artıran şirketler bir anlamda kuralları belirleyenler olurlar.
Sermaye büyüklüğüne göre kategoriler oluşur. Herkes sermaye büyüklüğüne göre Pazar sahibi olur.
Devletler arasında da, böyle bir sınıflanma oluşmuştur. Devletlerin etkinlik alanına ve sermaye büyüklüğüne göre, devletler kuralların oluşmasında etkili olurlar.
Dünya ticareti parsellenirken devletlerin gücüne göre (hem sermaye hem askeri güç) parsellenir.
Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Bankası, IMF, OECD, G7, G20 gibi örgütlere devletler üye olurlar. Üyelik şartlarını G7 ülkeleri belirler.
Bir anlamda bu çatı örgütleri, devletlerin kendi içinde yaptığı düzenlemeleri, uluslar arası boyuta taşımış olurlar.
Daha kestirme söylemek gerekirse, emperyalist ülkelerin dayattığı ticaret kurallarının, ortaklaşa dayatılmasıdır.
Bu durum emperyalist ülkeler arasında bir uzlaşmayı da içinde taşır.
Dünya değişiyor. Dengeler değişiyor dediğimizde, bu uzlaşmanın emperyal ülkeler arasında artık sürdürülemez olduğunu söylemiş oluyoruz.
G7, yani en büyük emperyalistler, dünyadaki finans sitemini ve basılacak para miktarını belirleyenler…
Rusya bu finans sitemi kurallarına yeterince uymadığından örgütten atılmıştır.
G20 ise Dünya ticaretinin önündeki siyasi engelleri temizlemek yani G20’nin dışında kalanların aleyhine yeni karalar almak için vardır.
Dediğimiz gibi sermaye birikimini bir üst seviyeye taşımış olanlarla, henüz yeterince taşıyamamış olan ülkeler arasında uzlaşma sağlayan bir örgüttür, G20.
Görünen odur ki, G20 artık bu görevi yürütecek uzlaşma düzeyinde değildir.
Amerika Rusya’yı buradan çıkarmanın yollarını arıyor. Almanya ile kendi aralarındaki ticari sorunları G7’ye taşımak niyetindedir.
Almanya ise, eğer mümkün olsa Erdoğan’ı Almanya sınırları içine almak istemiyor.
G20’de Trump Putin’i fırçalamak isteyecek, Putin ABD’yi geriletmek isteyecek vs.
7-8 Temmuz’da Hamburg’da yapılacak G20 toplantısından, dünyanın hayrına bir karar çıkacağını hiç kimse beklemiyor.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com