Diyanet İşleri Başkanlığı geçte olsa azılı Koronavirüs önlemleri arasına, camileri de aldı. Cuma namazı dahil camilerde namaz kılınmayacağını, yasaklanan bölgeler kapsamında değerlendirdi.
Radikal ve mükemmel bir karar idi!
Ancak; açık kalacağını, isteyen vatandaşların, girip namaz kılabileceğini söyledi!
İşte burası yanlış.
Halkımızın bu konularda ne kadar duyarsız, ya da ihmale meyilli olduğunu hepimiz biliyoruz!
O zaman yasaklamanızın ne anlamı kaldı?
Namazda saf tutmak geleneği vardır.
Yani bitişik nizam!
Eller kollar da bağlı, ya da kural dışı hareket etmeyeceğine göre; aksıran, öksüren tam bir taşıyıcı olacak! Ağzına mendil tut(a)mayacak, dirseğine aksırıp hızı kes(e)meyecek ve direk ortaya!
Sağlam zamanımızda bunlar oluyor, virüs söz konusu iken hayda hay olacaktır.
Sağına soluna selam vermek yerine, virüs verecek!
Secde ettiği yere virüs salacak, bir başka vaktin namazında ise orada namaza duran kişiye bulaşacak ve taşıyıcılıkta zincir oluşacak!!
Hatta önündekileri, arkasındakileri ve sağında solunda, kısacası çevresinde ki yaklaşık 10-15 kişiyi direk olarak etkileyecek.
Onlar da eve giderlerse çoluk çocuğa, hane halkına, işyerlerine giderlerse çalışanlara bulaştıracaklar!
Cami cemaatinin diğer insanlara nazaran çok daha KADERCİ olduğunu biliyoruz!
Bunu da; “varsa kaderimizde…” diyerek değerlendirme ihtimali çok yüksek!
Buna kimsenin hakkı yok!
Yanlış bir karar!
Diyanet İşleri Başkanlığı bu kararı tekrar gözden geçirmeli.
Özellikle de ibadethaneleri salgın süresince kapalı tutmalı.
Tamam vakit ezanları okunsun. Kişi namazını evde kılsın. Amma nasıl ki kalabalık ortamlar virüs için tehlike saçıyor diye kapatıldı ise, ibadethaneler de böylesi OLAĞANÜSTÜ durumlarda mecburiyet dışıdır ve geçici olarak mutlaka kapatılmalıdır.
Kaldı ki; Cuma namazı dışında oluşan, vakit namazlarında cemaatin yaş ortalaması, tam da virüs hazretlerinin sevdiği yaşlar! Hem de ölümcül. Yani 40 -70 yaş arası!
Emekli, işi gücü pek olmayan, (istisnalar hariç) temizliğe de abdest dışında pek önem ver(e)meyen kesimden oluşuyor! Sonuçta yaşlı kesim. Zira istem dışı ağız, göz, burun sıvılarının yoğunluk yaşandığı kesim…
Sakın kınamak, kusur aramak olarak değerlendirmeyiniz lütfen. Yarınlar da bizler de aynı durumlarda olacağız. Hepimizin yaşlıları var ve görüyoruz!
Sözün Özü!
Bu yazımı Diyanet İşleri Başkanlığına da gönderdim. Cevap bekliyorum. Verilecek cevabı da buradan yayımlayacağım. İnşallah dikkate alırlar. Yoksa alınan önlemlerin bazı yerlerde salıverilmesi anlamına gelir ki, emeklere yazık olur.
gazete2000@hotmail.com