Son günlerde MOSSAD’ın “İran, Suudi Arabistan ve benzer ülkelerden AK Parti’ye para yardımı yapıldığı” yaygarasını gündem yaptık. Bu yetmedi yine MOSSAD’vari bir haberle sayın başbakan ve/ya çevresinin ses kayıtları gündeme taşındı.
Doğrusu gündemi bu konuların işgal etmesi gayet doğal; Ancak bu iddiaların geçmekte olduğumuz süreçte (yazın sıcaklığını referandum sonuçlarının serinliğine bırakırken) yaşanması rastlantı olmasa gerek. Çünkü referandum sonuçlarının ülkenin geleceği açısından olumlu bir gelişme olduğunu bilmeyen yok. Kürt Sorunu ile ilgili çok güzel gelişmelerin yaşanma arifesinde gündemi “başbakanı zora sokacak” ses kayıtları belirliyorsa “bir yerlerde” “birileri”nin bununla hükümete ve çevresine mesaj vermek istediğini anlamamız gerek.
Kim?
Hangi mesaj?
Neden sorularını cevaplamamız mümkündür.
Şimdi durum bu minvalde seyrederken aklınıza ne gibi kuşkular gelebilir?
1. Birileri (bu birileri genellikle İsrail/MOSSAD olur) Türkiye ile kendisini ilgilendiren bir konuda bilek güreşine girmiş bulunmaktadır. Bu yarışı/güreşi kazanamayacağını bilen o birileri müsabaka esnasında rakibinin potlarını! fısıldayıp onun moralini bozarak avantaj sağlamak istiyor olabilir.
2. Türkiye/başbakan birilerini rahatsız etmiş ve o birileri de “başbakanın bu rahatsızlığa son vermemesi halinde” elindeki bazı belgeleri/ses kayıtlarını, dinlemeleri basına vereceği tehdidinde bulunuyor olabilir.
3. Veya her iki şık da doğru olabilir.
Hükümetin ABD ile ilişkileri Yahudi lobisi tarafından organize çalışmalarla hiç olmadığı kadar kötü bir süreçten geçiyor. ABD istemediği halde referandum sonuçlarından daha da güçlenerek çıkan iktidarla devam mecburiyetinde olduğunu bildiği için bu devamın “nasıl”lığını tartışıyor. Özellikle Yahudi lobisinin gayreti ve amacı Türkiye-İsrail ve Türkiye-İran ilişkilerini yeniden ve kendi menfaatlerine uygun bir noktaya getirmektir.
MOSSAD daha önce de Hizbullah ve HAMAS’ın uyuşturucu işi yaptığını ve bunun rantını Türkiye ile paylaştıklarını da iddia etmişti. Bu iftiraların hafife alınması felakete yol açabilir. Bir ülkenin -ki daha düne kadar “dost” biliniyordu- bu tür iftiralara başvurması savaşa sebebiyet verir. İHH ile İran devrim muhafızları ilişkilerini! deşifre ettiğini söyleyen MOSSAD bundan beklediği neticeyi alamayınca hedef ve araçları tehlikeli boyutlara vardıracak düzeyde değiştirdi.
Diyorumki;
Sayın başbakan bu ses kayıtları vs. ile ilgili hiçbir endişeye kapılmadan davranmalıdır. Adı üzerinde ses kaydı. Bu “velevki doğru bile olsa” ciddiye alınacak bir şey değildir. Varsa ses kaydını açıklasınlar olacak ne varsa olsun. Bu sancıyla ilelebed yaşayacak değiliz ya…
Zamanla İsrail/MOSSAD oyunlarının bozulacağını çok iyi biliyoruz. Söylediklerinin % 90’ı yalan ve iftira olanların insanımızı ikna etmesi beklenemez. İşte en yakın zamanda yaşanan bir örnek;
MOSSAD öldürülen Lübnan başbakanı R. HARİRİ ile ilgili Suriye hükümetini suçlamıştı. Ancak elden ele dolaşan belgelerden çıkan gerçeklerden sonra merhum R. HARİRİ’nin oğlu olan şimdiki Lübnan başbakanı Saad HARİRİ (zamanında Suriye’yi suçladıkları için) Suriye’den özür diledi. Neden? Hangi bilgi ve belgelerden hareketle?
Başbakan R.Tayyip ERDOĞAN bunları hesaba katarak “eski dost” ülkenin iftiralarına göğüs germelidir. Dikkatimden kaçmayan Sayın başbakanın daha önce de olduğu gibi uzun süredir İsrail ile ilgili hiç bir açıklama yapmamasıdır. Bunu neye yormamız gerektiğini bilmemekle beraber “acaba bilmediğimiz bir sıkıntı mı var” diye düşünmeden de edemiyorum. Ses kayıtlarından dolayı ise bu sessizlik boşunadır. Bunu aşmak ve bundan kurtulmak gerek. Yoksa ses kayıtları stresiyle hükümet edilemez. Ses kayıtları ile ilgili herkes üzerine düşen bedelini ödemelidir. Bunun bedeli ne kadar acı olursa olsun. Benim çektiğim kadar acı çekilse de…
Ahmet Ağabey,
bu; Ankara’yı kaybeden Amerika’nın ve dolayısıyla İsrail’in bunalımıdır. Son kozlarını oynuyorlar. Hep beraaber atlatacağız inşaallah!
bol bol dua etmeliyiz!
Sizi özledim Ahmet Ağabey,
hürmetler!
Global siyaseti çözümleyebilmek ve doğru analizler yapabilmek gerçekten çok zor.
Hiç birimiz devletin üst kademelerin oturanların bilgilerine sahip olmadığımızdan çoğunlukla hata yaparız, yanlış analizler üretiriz.
Geçmişte yaşanılan tarihsel olaylar incelendiğinde İsrail devleti ve siyonizm en güvenilmez konu ve devlet sıfatını kazanırlar.
ABD İsrail ve TC nasıl analiz edilmeli ?
Bu konuda kafalar çok karışık.
Hele medyanın da onların elinde olduğunu biliyorsak.
YC İsrail ile sahiden mi bu durumda yoksa kayıkçı kavgası mı yapılıyor benim çok ciddi şüphelrim var.
Çok karışık ve çok zor günlerden geçildiği çok doğrudur.
Kim kimdimr, kim kime uşaktır, kim kime patrondur iyice karıştı.
Selam ve saygılar
Feyzullah kardeş,
Her ne kadar onların bunalımı ise de biliyoruz ki bunalımdakilerin hali çevreye zarar verici bir durumdur.
Diyarbakı’ımızın güzel bir sözü var;
“Ayıx ol” diye. Bizlerin de ayık olması gerek.
Selam ve muhabbetler.
Uğur Bey,
Güvenilmez olduğu gibi sinsi olan bir “dost”a sahip olmak ne kadar tehlikeli?
Yıllarca böyle bir devletle, istihbaratla aynı yorganın altına girmişiz. Vay halimize.
Selam ve saygılar.
bu kayıtlar bunları ortaya sürenlerin hiç beklemedikleri hayırlara vesile olacaktır.tüm türkiye sunu acıkça görmelidir akp ve türk hükümeti kürt sorununu bitirmek için hertürlü sivil cözümü en cesurca denemiştir.bu işi çözecektir,ergenekon israil ve içimizdeki irlandalılar ne yaparsa yapsın barıs gelecektir.