Yaz geldi KORONAVİRÜSÜ ısıya dayanaksız demeyin! Maskenizi takın. Kalabalıklardan uzak durun. Öksürenin, aksıranın, hasta görünümlülerin yanından uzaklaşın. Sorumsuz hal ve davranış içinde olanlar size örnek olmasın, tam aksine; duruşunuzla, kurallara uyuşunuzla, alacağınız önlemlerle örnek olan siz olun.
Örneğin ben, her ekmek alanın, kurbanlık koyun alır gibi elleyen, tartan, biçen insanların dokundukları şeyleri, özellikle yıkanmayacak, poşetsiz, (ekmek, açıkta satılan gıda maddeleri vs), marketlerden alırken almam, veya çok dikkat ederim.
Bu hareketimi görenlere de adeta hissettiririm. “Benim gibi yapın! Gözle seçin. Dokunmadan gözünüze kestirin ve elinizi attığınızı alın” der gibi, hatta mümkünse orada bulunan eldivenlerden yararlanarak alır, sepetime korum! Bugüne kadar, COVID-19’dan da çok çok önce, yanlış yapanlara kesinlikle müdahalem olmuştur, olmaya devam ediyor!
“Lütfen elinizi atmadan seçin veya dokunduğunuzu alın” diye!
Hele ki günümüzde, ki yıllarca sürecek ölümcül bir virüs varken, çok daha dikkatli ve ikazlı olmamız gerekiyor. Aslında bazı reyonlarda yazılı amma, çoğunda yok, “dokunmayın, gözle seçin” yazıları sık sık konmalı ve okumaktan dolayı ezberimiz olmalı, rüyalarımıza girmeli! Evet durum bunu gerektiriyor.
Hiç kimsenin, kimsenin sağlığıyla oynama hakkı yok. Unutmayalım ki başkasının hakkına, sağlığına vereceğimiz önem, kendimize olan saygımızın ve sağlığımızın da teminatıdır. Yeter ki bu kültürü edinelim, benimseyelim, uygulamaya geçirelim. Dedim ya; örnek olursak, örnek alınırız! Boş verirsek, misliyle bize dönecektir!
Her zaman ekmeğimi gider fırından alırım. Mümkün olduğunca sabahtan alırım ve günlük ihtiyacımızı karşılayacak miktarı defeten alırım. Bakkalda, markette ellenen ancak satılmayanların iadesi olmadan (!) tezgaha konup orada da satılmadan. Ekmek yıkanmıyor çünkü! Ya da büyük marketlerden poşet uygulaması yapanlardan alırım… Devlet bazı şeyleri uyguluyor amma takipçisi olmuyor! Arada bir, aklına geldiği zaman, “denetimler” adı altında 3-5 ayda bir ancak bol bol ceza keserek iş yaptığını sanıyor! Oysa ya sık sık denetlemeli, ya da vatandaştan gelen bu yönde ki şikayetleri anında ve caydırıcı ceza ile değerlendirmeli ki sağlıklı bir yol kat edilebilsin.
Geçen gün fırına gittim günlük ihtiyacım kadar ekmek almak için sıramı beklerken, o anda fırının kamyoneti geldi ve bir kasa ekmek indirdi! “Market bunların değiştirilmesini istedi” dedi ve kasayı adeta yere fırlattı gitti!
Ben biraz kuşkulandım. Arka sıralara geçtim. Bu ekmeğin hikayesini görmek istedim. İşçilerden biri geldi, “abla bu kasa niye burada?” dedi. Tezgahtar kız; “marketten geldi. İade” dedi. İşçi aldı ve yan tarafta ki içinde ekmek olan bir dolaba dizdi! Oradan alıp müşteriye veren olmadı. Hoşuma gitti amma neden oraya konulduğunu da merak ettim. Fırın sahibi 55-60 yaşlarında ki sahibi dışarıda oturuyordu. Ben ekmeğimi aldıktan sonra onun yanına gittim. Selam verdim. “Şu yan dolapta ki ekmekler de normal ekmek mi? Neden oradan bana vermedi tezgahtar kız?” diye kafadan sordum. Fırın sahibi; “onlar marketlerin, bakkalların sabah erken alıp, ikinci vardiyede iade ettikleri, bazen de akşamdan kalan ekmekler! Onları hayvan barınaklarına veriyoruz. Ya da inek besleyen kişiler gelip alıyor. Onlar ucuz 50 kuruş. Nimet, atılmıyor değerlendiriyoruz” dedi.
Öyle bir rahatlamış ve öyle bir huzur bulmuştum ki, adama teşekkür ettim. “Yani ben de istersem 50 kuruştan alabilirim değil mi sokak köpekleri için?” dedim. “Tabii ki. Kim isterse alır” demesi beni daha da inanır etti. Tekrar teşekkür ettim ve ayrıldım. Şimdilik sabah ekmeğimi huzurla aldığım yer fırın olmaya devam ediyor…
Sözün Özü!
Sağlık ve hijyen dönemi. Madem ki kısa dönemde geçip gitmeyecek hayırsız, kovsan dahi gitmeyecek bir konuğumuz var (COVID-19), o zaman onu gereği gibi ağırlayacağız. Unutmayın “Misafir umduğunu değil bulduğunu yer.” Misafirimizin umduğu maalesef ki canımız. Amma biz ona bu fırsatı vermemeliyiz. Umduğunu değil, bulduğu tedbirleri, önlemleri, hijyeni yedireceğiz ona ve biz sağlıklı kalacağız. Lütfen dikkat edelim.
gazete2000@hotmail.com