Biyoekonomi bitki – hayvan ve diğer canlıların araştırma, geliştirme, üretim ve kullanımı ile ilgili ekonomik faaliyetlerin tümü için geçerli olan bir tanımdır. Fakat bilimsel anlamda biyoekonomi ile canlılardan biyoteknoloji gibi yeni yöntemlerle artı değerler üretilerek ekonomik kazançların sağlanması hedeflenmektedir. Bu kazançta amaç sağlıkta gelişme, tarım ve endüstride verim artışı, çevrede sürdürülebilir iyileştirme sağlanmaktır.Söz konusu etkinlik, tarım ve ormana yönelikse YEŞİL, endüstriye yönelikse BEYAZ ve denizlere yönelikse MAVİ biyoekonomi anlaşılır. Biyoekonomi çok genç bir kavram olup, ancak 1990’ladan sonra dile getirilmeğe başlamıştır.
2010 verilerine göre ABD yeşil biyoekonomi cirosu 76 milyar US$ ve beyaz biyoekonomi ise 100 milyar US$ olarak saptanmıştır. Belki de bu verilere dayanarak, gerek AB ve gerekse ABD gelecek için biyoekonomi planlarını ardı ardına ilan etmişlerdir.2012 yılının Şubatında AB “Avrupa İçin Sürdürülebilir Biyoekonomi”, iki ay sonra da ABD “Ulusal Biyoekonomi” planlarını açıklamışlardır. Bu planlarda ana hedef biyolojide AR-GE ve yeniliklere yönelikti. Fakat AB BEYAZ biyoekonomiye odaklanırken, ABD her üç dalı da birlikte kucaklamaktadır.
Aslında biyoekonominin temeli birinci cihan savaşı yıllarında atılmaya başlanmıştı. Geliştirilen zehirli gazlar biyoteknolojinin ürünüydü. Penisilin, antibiyotikler, tarım ilaçları ve hibrit teknolojisi işte birinci kuşak biyoekonomi ürünlerini oluşturmaktadırlar.Peki, teorisi 1918 yılında D.F. Jones tarafından atılan HİBRİT teknolojisi nedir?
Hibrit teknolojisi aslında HETEROSİS (Melez Azmanlığı, Melez Gücü) olarak bilinen bir biyolojik olayın ürünüdür. Aynı türe ait farklı iki genotip (çeşit, hat) melezlendiğinde F1 olarak bilinen ilk generasyon, ana ve baba performanslarından daha yüksek performans sergilediklerinde söz konusu melez azmanlığı ortaya çıkmıştır. Genelde mısır-ayçiçeği gibi yabancı döllenen bitkilerde ticaretleştirilen bu genetik buluş, tüm canlılar için genellenemez. Toplumda “melez güzeli” (Şekil) gibi deyimler olayın toplumca özümlendiğini göstermektedir. Fakat biraz daha açacak olursak, melez gücü “AA” ve “aa” genlerine sahip ana ve babanın “Aa” genotipindeki “evlat”, “döl”, “F1 generasyonunda” üstün performans yakalanmasıdır. Genel bir ifade ile daha uzak genetik kökenli ana-baba ile daha yüksek melez gücü elde edileceği beklentisi vardır. İşte bu gücün hangi ana-baba ile yakalanacağı tohumculuk firmalarının, yarıyol materyali, hat, genotip, çeşit geliştiren kamu ve özel kuruluşlarınca yoğun bir biçimde araştırılmaktadır. Bulgu, fikri mülkiyet hak olarak “ıslahçı hakkı, royalite” olarak araştırıcısına geri dönmektedir[1].Pratikte F1 generasyonundan elde edilen ürün tekrar tohum olarak kullanılmaz. Çünkü, ekildiğinde genetik olarak açılım gösterecek ve daha az ve heterojen ürün elde edilecektir. Öyle ki, her yıl tohumun yeniden satın alınması daha kazançlıdır.
Melez azmanalığı, tarımda verim artışında en yüksek fayda sağlanan biyolojik bulgulardan biri olduğundan hemen hemen her bitki için yoğun olarak araştırılmaktadır. Bu aşamada çeltik gibi bazı kendine döllenen bitkilerde bile ticarete yansıyan çeşitler elde edilmiştir (Çin).Bugün bir dekarlık topraksız tarım seralarında Türkiye koşullarında 30 ton verim sağlayan hibrit domates çeşitleri geliştirilmiştir. Türkiye’de sebze tarımında hibrit çeşit kullanımı alabildiğine yayılırken, bunlarda yerli oranının her yıl artış gösterdiği bir gerçek. Hatta yerli hibrit çeşitlerimizin ihracatındaki artış tohumculuğumuz açısından büyük geleceği işaret etmektedir.
Şimdi mısır örneğine geri dönecek olursak (grafik!), işte 1920’lerde 170 kg/da olan mısır verimi 770 kg/da’lara ulaşması bu hibrit teknolojisi ile sağlanmıştır diyebiliriz. Tüm dünya da bu teknolojiyi kullanmaktadır. Bu yüksek verime ulaşırken yalnız genetik keşfin değil gübre, su ve ilaç vs. desteği de göz ardı edilemez.
Peki, bu gibi teknolojileri “ebter tohum” gibi yaklaşımlarla karalamaya çalışan saldırılara, basının söz konusu saldırılara sürekli mikrofon tutmasına ve konu paydaşlarının suskunluklarına ne demeliyiz!
1964 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun olan Nazimi Açıkgöz, 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı. 1972-1973 yılları arasında TÜBİTAK'ta çalıştıktan sonra Ege Üniversitesi'ne katıldı ve 2009 yılında emekli oluncaya kadar orada çalıştı.
Çeltik ıslah çalışmaları CENTO, NATO, IAEA ve TÜBİTAK tarafından desteklendi ve sonunda bir çeltik çeşidi “TOAG92” tescil edildi.
Tarımda bilgisayar kullanımı üzerine çalışmaları tohum veritabanı yönetim sistemi ile biyoistatistik üzerine yoğunlaşmış ve TARIST (Agrostatistics) paketi geliştirilmiştir. Bu uygulama hala bu alandaki tek Türk yazılımıdır.
1996-2016 yılları arasında, aylık elektronik haber dergisi “agbiyotek” in de (http://agbiyotek.com/) yöneticiliğini yapmıştır.
1998-2004 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı Ege Üniversitesi'nde “Tohum Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin kurucularından biridir.
Düzenlediği bilimsel etkinliklerden bazıları:
CENTO'nun desteğiyle Güncel Pirinç Yetiştirme Tekniği ve Yeni Çeşitlerin Yetiştirilmesi (1978 - İZMİR)
Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu 1994-İZMİR,
ITAFE'03 - Uluslararası Tarım, Gıda ve Çevre Bilişim Teknolojileri Kongresi 7-10 Ekim 2003, İzmir
Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar sempozyumu 14-15 / 12/06 İzmir (www.enerjibitkileri06.ege.edu.tr)
2005-2007 yılları arasında FAO, GEF, UNDP, UNEP, UNESCO, Dünya Bankası ve DSÖ tarafından yürütülen "Uluslararası Tarımda Bilim ve Teknolojik Gelişmeler" projesinde yazar olarak yer aldı. (http://www.agassessment.org/)
Serbest yazar olarak tohum ve tohum teknolojisi, tohum stratejisi, agrobiyoteknoloji, iklim değişikliği ve tarım ile ilgili pek çok portalda yayın yapıyor:
http://blog.milliyet.com.tr/gidakrizivebilim
https://nazimiacikgoz.wordpress.com
https://geneticliteracyproject.org/
https://nacikgoz.blogactiv.eu/
Ayrıca IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporunda (2019) İnceleme Editörü olarak görev almıştır (https://www.ipcc.ch/srccl/).
Halen haftalık bir e-dergi yayınlamaktadır: "Haftalık Bitki Islahı" (https://paper.li/e-1578347400#/)
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.