lk duyduğumda inanamamıştım. Sonra TV gurusu, reality showların sıkı takipçisi annem, küçümseyen tavrıyla doğruladı, “sen yeni mi öğrendin. Türkiye çalkalandı”

Eksiği varmış, Independent

ve Mirror da yazmış. Yani dünya çalkalanmış, Batmanlı Fahriye’nin hikayesiyle. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’da umre ziyaretinde krala anlatmasa, bana hala inandırıcı gelmeyebilirdi.

Hollywood değilse de Bollywood yakında çeker öyküsünü Fahriye’nin. 1990’da hac için kocası Abdullah Kara ile birlikte kutsal topraklara gidiyor 12 çocuk annesi Fahriye Kara. 450’si Türk 1426 kişinin can verdiği izdiham yaşanıyor ve karı koca yaralanıyorlar. Abdullah Kara, hastaneye kaldırılırken, eşini son kez gördüğünü bilmiyor.

Kocası bir hafta sonra Türkiye’ye dönüyor. Çocuklarının en küçüğü henüz 9 aylık. İlgili makamlarla yazışmalardan yanıt gelmeyince eşi, 12 çocuğu ve 9 kardeşi onun öldüğünü düşünüyor. Uzun yıllar sonra ortaya çıkıyor gerçekler. O kısmı da film gibi. İzdihamda Yemenli bir satıcı tarafından kaçırılmış Fahriye. Yıllarca bir evde kapalı tutulmuş, o adamın karısı olmaya zorlanmış, yani tecavüze uğramış. İddialara göre iki ya da üç çocuğu olmuş, karşılaştığı her Türk’ten yardım istemiş.

HER YOL İDAM

Sözkonusu Suudi Arabistan olunca, kadıncağızın neden konsolosluğa gitmediğini, derdini anlatamadığını soramıyorsunuz bile. Şeriatla yönetilen ülkede kadın hakkı diye bir kavram yok. Sokakta bir adamla konuşsa, yasak mesela.

O korkmuş, ona yardım etmek isteyenler, daha da korkmuş. İşin sonunda idam var. Olaylar ortaya çıkmaya başladığında, Türkiye’de çocukları onu ararken dahi çekinmiş, başına bir şey gelmesinden ürkmüşler.

MİT de devrede. Kadının resmi adının Fahire olduğunu buldular ama o da hareket edemiyor. Çünkü kadının, Türkiye’ye dönmesi için Yemenli kocasının tecavüz ettiğini söylemesi gerekiyor. O takdirde 3 çocuğunun babası idam edilecek. Eğer yaşadıklarını söylemezse recmle öldürülme riski var.

Erdoğan’ın Umre’de kralla konuştuğu, yalnızca kralın af yetkisi olduğu söyleniyor. Ancak olay Kabe’de geçtiği için kral da çekimser.

ACI GERÇEK

Nasıl film tadında öykü? Ama gerçeğin tadı acı, çok acı. En kutsal dini görevini yerine getirirken kaçırılıyorsun, hiç tanımadığın insanlarla yaşamak zorunda kalıyorsun ve tek kişiye dahi derdini söyleyemiyorsun. Var mı ötesi insan yerine konulmuyorsun?

12 çocuğunu geride bırakmışsın, seslerini duyamıyorsun? 21. yüzyıldaymışız, teknoloji gelişmiş ne fark eder, kimbilir Fahriye ya da Fahire, kaç gece ağladı, bağırdı, feryat etti sesini duyuramadı. O yüzden diyoruz ya önce sistem diye.

Laiklik, hukuk ve evrensel insan haklarına sahip çıkmak her şeyden önce, Türkiye’de her kadının geleceğe, çocuklarına olan borcu.

Allah’ın evinden kaçırılan kadının bile feryadını duyan yoksa! Sen de bir şey olmaz deme!