Türkiye Cumhuriyeti parlamentosundan son geçen yasalardan birisi de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olanıydı. Türk Siyasal Hayatına kronolojik olarak baktığımızda aslında yarı değil tam başkanlık sistemi Türk toplumunun doğasına fazlaca uymaktadır. Bir taraftan tek ve en önemli otoritenin meşruiyetinin ikincil bir seçimle değil de doğrudan halka dayanması devlet otoritesinin temsiliyeti açısından önemliydi. Üstelik “devlet ebed müddet” psikososyal bakış açısı, bir taraftan da “ulul emre itaat” deyimi hiyerarşik olarak en tepenin meşru gücünü gerekli kılmaktadır.
Bütün bunların yanında Türkiye toplumunun kimyasal veya psikososyal bileşeninde var olan “din” olgusu bu meşruiyetin halka dayanmasını gerektirmektedir. Bir yandan ilga edilmiş olan hilafet makamı Cumhuriyet devrimleriyle sonsuza dek mülga edilmiş olsa bile en üst birinci dereceden meşruiyete sahip otorite gereksiniminin devam etmiş olması bir yandan da “hanlık” “padişahlık” rejiminin asırlardır hüküm sürmesi toplum katmanlarının genetik yapısına işlemiştir. Dolayısıyla Türk toplumu meşruiyetini temsili olarak değil de doğrudan doğruya halktan alan bir Riyaset-i Cumhur” makamına alışık ve hatta talipkardır.
Gündem: Cumhurbaşkanlığı Seçimleri:
Cumhurbaşkanlığı seçilme usul ve esasları yeni yasada zaten öngörülmüş, yasa gerekçelerini çok yakında inceleriz. Yasa gerekçesine henüz ulaşmamış olsak bile, bu günkü anayasa yamama operasyonunun bir uzantısı olarak yarı başkanlık sistemine girişin başlangıcı ve III. aşama olarak ta 2015 – 2020 yıllarına tekabül edecek şekilde tam başkanlık sistemine hazırlığın son halkası olduğunu belirtmeliyiz.
Dünya Devleti Türkiye ve Gereklilik Algısı:
Takdir edilmelidir ki, küresel güçler ve ağabeyleri Türkiye’yi bölgede güçlü ülke olarak görmek istemektedir(!) Bizim ülke olarak bu talep ve temenniye hayır diyecek halimiz olamayacağına göre, ard niyet olabilecek bu tür talep ve temennilere karşı müteyakkız olmak kaydıyla bunun gerekliliğini yapmamız iktiza eder. Haddizatında bütün bir Asya, Afrika Avrupa kıtalarındaki “Türk kimliğinin sevk ve idaresi de yine güçlü ülkenin güçlü ve son derece meşru bir lidere sahip olmasını gerektirmektedir.
Bu süreç aslında merhum Özal zamanında başlayacaktı. Hatta gayrı resmi olarak Anayasa Hukuku Hocam sayın Prof.Dr. Burhan KUZU bu konularda o zamanlar hayli çalışmalar da yapmıştı. Ancak Özal’ın öl(dürül)mesi sonucu bütün bu süreç yarıda kalmış ve halef olan Demirel ve Sezer dönemlerinde açılımcı ve atılımcı hareketler derin dondurucuya konulmuştu. Neticede o gün Türkiye’ye biçilen elbise ile bu günkü elbise farklı olduğundan dolayıdır ki yeni ve daha irileşmiş bir ülke için Yarı veya tam başkanlık sistemi absürt kaçmamaktadır.
Gelişen ve İlerleyen Teknolojik Altyapıya Rağmen Türkiye’deki Özellikle de Sosyal Demokrat Kitledeki Algılanamayan Seçim Fobisi:
Günümüz şartları artık çok değişmiştir. Seçimler eskisi gibi çok zor zahmetli ve büyük maliyetler gerektiren olgular değildir. (Propaganda süreçleri hariç) Hatta seçimlerin er geç elektronik ortama alınması ile bu süreç daha da hızlanacak bunun sonucu olalarak görev dönemleri de kısalacaktır. Bu durumları da göz önüne aldığımızda özellikle Cumhurbaşkanlığı görev süresinin 8 yıl olması artık komik olarak algılanmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin teknik ayrıntıları teker teker ele almayı düşünüyorum. Bu konuları ve yasa gerekçelerini bir başka yazıya bırakmak ümidi ile esen kalınız.
İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004).
Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi.
ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir.
Eserleri:
Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.