Yazar Portal
Perşembe, Nisan 15, 2021
  • Giriş Yap
  • Kayıt ol
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
İletişim
Yazar Portal
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Aile Hekimliği Uygulaması Nasıl Başarılı Olabilir

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
19 Ekim 2010
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI NASIL BAŞARILI OLABİLİR
Son birkaç senede sağlık sistemimizde inanılmaz değişiklikler oldu ve olmaya da devam ediyor. Bunların sonuncusu ‘Aile Hekimliği Uygulaması’. Gazetelerde yer alan haberlere göre Ankara ve ardından İzmir’de uygulanmaya başlanan, 1 Kasım’dan itibaren İstanbul’da da faaliyete geçecek olan Aile Hekimliği Uygulaması yılbaşına kadar yurdun büyük kesiminde hizmet veriyor olacak. Bu uygulama topluma yeni bir şeymiş gibi sunulsa da işin aslı hiç de öyle değil. Aile hekimliği uygulaması ile sağlık ocağı sistemine yeni bir isim verilmiş oluyor, hepsi bu! Çünkü sağlık ocakları da aynı düşünceye dayanılarak kurulmuştu. Sağlık ocakları aracılığıyla koruyucu hekimlik uygulamaları yapılması (doğum kontrolü; çocukluk çağı aşılamaları; gebelik, diyabet, tansiyon, astım gibi kronik hastalıkların takibi) ve basit hastalıkların tedavisi amaçlanıyordu; halledilmeyen sorunları olan hastalar ise hastanelere sevk ediliyordu.

Adı ister sağlık ocağı ister aile hekimliği olsun bu doğru bir uygulamadır; ancak sistemin çalışabilmesi ve verimli olabilmesi için yeterli sayıda ve kalitede pratisyen hekim veya aile hekimine ihtiyaç vardır. Sağlık ocakları sisteminden yeterli verimin alınamamasının sebebi ülkemizde yeterli sayıda pratisyen doktor olmasına karşılık bunların kalitesinin yeterli olmamasıdır.

Pratisyen hekimlerin istenen düzeyde olmamasının ve bunlardan verim alınamamasının sebebi ise ülkemizde tıp eğitimindeki eksik ve yanlışlardır. Bunu senelerden beri bıkmadan usanmadan dile getiriyor ve çözüm tavsiyelerinde bulunuyorum ama bu konuda maalesef ne üniversiteler, ne Sağlık Bakanlığı ve ne de YÖK’ ten hiçbir cevap alamadım.

Tıp eğitiminde gerekli düzenlemeleri yapmadan ülkemizin sağlık sorunlarına etkili ve kalıcı bir çözüm getirmek mümkün değildir.

Daha çok tıp fakültesi, hastane, sağlık ocağı açılması elbette halkın kulağına hoş gelir ama bizim asıl mesele doktor sayısı değildir. Kaç kişiye doktor düştüğü tabii ki önemlidir, ama ondan daha önemlisi doktorun kalitesidir! İyi yetişmemiş olduktan sonra, ister 200 kişiye, isterse 100 kişiye bir doktor düşsün, neye  yarar?

TANSİYON ÖLÇMEYİ BİLMEYEN DOKTORLAR VAR

Sağlık hizmetlerinden istenen verimin alınamamasının en önemli sebebi hekim azlığı değil, tıp eğitimindeki eksik ve yanlışlar ile hekim dağılımındaki dengesizliktir.

Tıp fakültelerinin liselerden bir farkı kalmamıştır. Buraya giren bir öğrenci daha ilk yılından itibaren uzman olmayı amaçlamakta ve tüm çabasını sadece tıpta uzmanlık sınavını (TUS) kazanmaya harcamaktadır. Hekimlik hayatının en değerli bilgi ve becerilerini kazanacağı ‘internlik dönemi’ dershaneye gitmek ve üç gün sonra unutacağı teorik bilgileri ezberlemekle geçmektedir. Oysa ülkemizde doktorların ancak beli bir kısmının (sanıyorum en fazla yüzde 20’ sinin) uzman olabilme şansı vardır.

Eğitimdeki bu yanlış yüzünden, kafaları işlerine yaramayacak teorik bilgilerle dolu, ama pratisyen hekimliğin gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip olmayan bir doktorlar ordusu yetişmektedir. Üstelik de TUS’u kazanamadığı için depresyona girmiş bir ordudur bu.

Bu eğitim düzeni ile maalesef ‘tansiyon ölçmeyi ve iğne yapmayı bile bilmeyen doktorlar’ yetişmektedir, çünkü tıp sadece kitaptan okuyarak değil, mutlaka pratik uygulamalarla ve usta-çırak ilişkisi ile öğrenilmesi gereken bir bilimdir.

EĞİTİM YENİDEN DÜZENLENMELİ
Kaliteli doktor yetiştirmenin birinci şartı, tıp fakültesine giren öğrencilerin pratisyen mi (veya aile hekimi) yoksa bir dalda uzman mı olacaklarının önceden, meselâ ya daha fakülteye girerken veya 3 yıllık temel eğitimden sonra, belirlenmesi ve eğitimlerinin buna göre farklı olmasıdır.

Tıp fakültesine daha işin başında üç grup öğrenci alınmalı ve bunlara 3 yıllık ortak temel tıp eğitiminden sonra farklı programlar uygulanmalıdır.

1. grupta, tıp fakültesini bitirdiklerinde doktor unvanı alacak olan, ancak ‘doktorluk’ yapamayacak olan öğrenciler yer almalıdır. Hukuk, işletme, iktisat, sosyoloji, maliye ve benzeri konularda da eğitilmeleri gereken bu öğrenciler, ilaç sektörü, sağlık bakanlığı bürokrasisi, sağlık sigortacılığı, hastane idareciliği gibi tıpla doğrudan ilgili alanlarda ve tıpla ilgili hizmet sektöründe iş yapabileceklerdir.

2. grupta, tıp fakültesini bitirdikten sonra pratisyen doktor ya da daha doğrusu ‘aile doktoru’ olacak olan öğrenciler yer almalıdır. Pratisyen doktorların hedefi ve hayali TUS’u kazanmak değil, iyi bir pratisyen doktor olmak olmalıdır. Bunlara, fakültedeki 3 yıllık temel tıp eğitiminden sonra, çok fazla teorik bilgiden ziyade, uygulamaya ağırlık veren bir eğitim verilmelidir. Bu doktorlar erişkin ve çocuk, dâhili veya cerrahi tüm hastalıkları pratikte önemli yönleriyle bilmeli, temel girişimleri ve temel tanı yöntemlerini çok iyi öğrenmeli ve yorumlayabilmeli ve özellikle de acil durumlarda uygulanması gereken tedavileri tam ve doğru olarak yapabilmelidir. Doktorluk yapma yetkisini kazanabilmeleri için de fakülteden sonra en az 2 yıl süreli asistanlık eğitimi görmelidirler.

3. grupta ise belirli bir alanda uzmanlaşmak amacında olan öğrenciler yer almalıdır. Bunlar, ‘cerrahi’ ya da ‘cerrahi dışı’ uzmanlık dallarından hangisini seçeceklerine baştan karar vermeli ve temel tıp eğitiminden sonra bu alanlara uygun bir eğitim almalı ve tıp fakültesini bitirdikten sonra da 4-5 yıllık uzmanlık eğitimini tamamlamalıdırlar.

Gelelim neticeye

Aile hekimliği uygulamasının başarılı olabilmesi için tıp eğitiminin yeniden düzenlenmesi şarttır. Yoksa her gelen sistemin adını değiştirir ama neticede değişen hiçbir şey olmaz. Ey Anayasayı değiştirmekle uğraşan siyasiler, şu tıp eğitimini de gündeminize alın artık.

Etiketler: aile doktoruPratisyen doktorlarsağlık ocağıtıp eğitimininülkemizin sağlık sorunları
Önceki Yazı

Neden Irak Veya Gürcistan Değil de, Türkiye?

Sonraki Yazı

Asumanca!

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Düşük Yağlı Diyet Testosteronu Azaltıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Düşük Yağlı Diyet Testosteronu Azaltıyor

15 Nisan 2021
5k
Vücut Kitle İndeksini Sağlıklı Ölçüsü Olarak Kullanmayı Bırakın
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Vücut Kitle İndeksini Sağlıklı Ölçüsü Olarak Kullanmayı Bırakın

14 Nisan 2021
5k
Açık Havada Maske Takma Saçmalığından Vazgeçilmelidir
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Açık Havada Maske Takma Saçmalığından Vazgeçilmelidir

13 Nisan 2021
5k
Lösemide Düşük Kalorili Diyet ve Egzersiz Kemoterapi Cevabini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Lösemide Düşük Kalorili Diyet ve Egzersiz Kemoterapi Cevabini Artırıyor

11 Nisan 2021
5k
Sonraki Yazı

Asumanca!

Yorumlar 1

  1. Çapar Kanat says:
    10 sene önce

    Sayın Hocam
    Evvlela Teşekkür ederim.
    1- Büyükşehirlerde Aile Hekimliği, sağlık ocaklarının eski statüsündeki gibi ‘’ İlaç yazdırma memurluğu’’ ya da ‘’ sevk hekimliği’’ vazifelerini görmeye devam edecektir.
    Sağlık Ocakları veya yeni adı Aile hekimlikleri kırsal da kısmen fonksiyonel olabilmektedir.
    2-Gazi Üniversitesi bu yıl ilk defa tıp öğrencilerinin birinci sınıfının ilk ayında Tansiyon ölçmeyi ve iğne yapmayı öğretmeye başladı. Gözümüz aydın!
    3-Ülkemizde sadece tıp eğitiminde değil tüm bilim dallarında yanlış metotlu eğitim ve öğretim var!
    4-Tüm Üniversite rektörlerine, fakülte dekanlarına idari değil akademik görev verilmelidir.
    5-Hastane başhekimlerinin de üzerinden idari görev alınmalı, idari görevler tamamen hastane müdürlerine verilmelidir.
    Yazınız da; 1. grupta, tıp fakültesini bitirdiklerinde doktor unvanı alacak olan, ancak ‘doktorluk’ yapamayacak olan öğrenciler yer almalıdır. Hukuk, işletme, iktisat, sosyoloji, maliye ve benzeri konularda da eğitilmeleri gereken bu öğrenciler, ilaç sektörü, sağlık bakanlığı bürokrasisi, sağlık sigortacılığı, hastane idareciliği gibi tıpla doğrudan ilgili alanlarda ve tıpla ilgili hizmet sektöründe iş yapabileceklerdir.
    Demektesiniz.
    Tıp fakültesinden mezun doktorların Hukuk, İşletme, İktisat, sosyoloji, mailye ve benzeri konularda eğitilmelerinden kastınız bu alanlarda master yapmalarıysa üniversitelerimizin bu dallarda master sistemlerinde bu yol açılmalıdır.
    Biyoloji mezunlarının tıp fakültelerinde master yapmalarında nasıl ki tıp kökenli hocalar tepeden bakıyor ise Hukuk, işletme, iktisat, sosyoloji, maliye ve benzeri dallardaki hocalarda tıp mezunlarına tepeden bakacaklardır.
    Hukuk, işletme, iktisat, sosyoloji, maliye ve benzeri konularda dört yıllık lisans mezunu olanlara da tıp fakltelerinde master yapma yolu açılmalıdır.
    Adli tıp kurumunda görev yapan tıp doktorları hukuki bilgiden, kimyacılar hem hukuk bilgisinden hem tıp bilgisinden yoksunlar!
    Tıbbi bir davaya bakan hukuk mezunu hakimler eksik oldukları tıbbi bilgiden dolayı ‘’ karnında gaz bezi unutulan’’ hastanın davasındaki bilirkişiliği pozitif mesleki ayrımcılık yapan hukuk bilmez bir tıp doktoruna havale ettiğinde bilirkişi raporu çok ilginç çıkmaktadır: ‘’ Ameliyat esnasında gazlı bez unutulması hata değildir’’ Bilirkişinin görüşüne uygun karar: Beraat
    Burada Hakimin mi tıbbi bilgi eksikliği tamamlanmalı yoksa tıp doktorunun mu hukuki bilgi eksikliği sorusu gündeme getirildiğinde ;
    Kanaatimce hakime tıbbi bilgi lazımdır.
    Devletin resmi sağlık teşkilatında çalışacak doktora ise dediğiniz gibi hukuk,işletme vb. bilgiler gerektiği kanaatindeyim.
    Sonuç olarak çift taraflı master yapma imkanı tanınanacak düzenlemeler getirilmelidir. Tıp fakülteleri de tüm meslek dallarına master konusunda kapılarını açmalıdır.
    1980’ leri hatırlayınız. Makina, inşaat mühendislerine işletme,iktisat dalında master kapalı idi ve git alanında master yap denilmekte idi. 1983 yılında bu garabet ortadan kaldırıldı.
    Saygılarımla
    Çapar Kanat
    Çiftçi- Çiğ Süt Üreticisi

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazarları

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son

Zevzeklik

11 Nisan 2021

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

03 Nisan 2021

Kötülük Neden Unutulmaz?

02 Nisan 2021
Kuru İftira  ”Çamur At İzi Kalsın”

Kuru İftira ”Çamur At İzi Kalsın”

30 Mart 2021
En Şanssız

En Şanssız

11 Nisan 2021

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39

Cumhuriyet Halk Partisini Kapatabilirler mi?

15 Nisan 2021

Üslûb-u Beyân Aynıyla İnsan

15 Nisan 2021

Orucun Faydası ve Hikmetleri?

15 Nisan 2021

Halilülasyon Günlükleri 4 – Dengeler Dengesizdir

15 Nisan 2021

Evlere Hapsedilen Hayvanlar

15 Nisan 2021
Düşük Yağlı Diyet Testosteronu Azaltıyor

Düşük Yağlı Diyet Testosteronu Azaltıyor

15 Nisan 2021

Hoş Geldin Ramazan

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi

Ayın Kitabı

Ayın kitabı bölümünde yazarlarımızın kitaplarının yayınlanması için, her ay en az üç yazı yayınlamış ve yazılarının her birinin en az 50 tekil tıklama sayısına ulaşmış veya her bir yazısına en az 5 er portal üzerinde yorum almış olması gerekmektedir.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

YAZAR PORTAL

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Şiir

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Spor

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU | INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun? Kayıt ol

Yeni hesap oluştur!

Kayıt için aşağıdaki formları doldurun

Tum alanlar zorunludur Giriş yap

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap