Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M. Burhan HEDBİ

Eşitlik ve Adalet

M. Burhan HEDBİ Yazar M. Burhan HEDBİ
08 Eylül 2013
M. Burhan HEDBİ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Adaletin olmadığı yerde eşitliği aramak!

Bir okurum; “İslam dini, bildiğimiz Karl Marks ile Engels’in sosyalizmi ile neden ters düşüyor? Ve madem İslam, fakir ile zengini yani proleter ile burjuvayı eşitliyor, neden günümüzde uygulanmıyor?” diye sormuş.Ben de cevaben, Karl Marks ile Engels’in sosyalizminin ötesinde, bu konunun çıkış noktası olan ‘Eşitlikle’ alakalı düşüncelerimi şu şekilde ifade etmek istedim: “Senin malın benim malım, benim malım senin malın” mantığı veya “Kimsenin mülk sahibi olmaması fakat malın herkesin oluşu ile devletin herkesin ortak ‘malı’ olmalı anlayışı”, gerçek hayatta ne kadar geçerli ve rasyoneldir? Bu ve benzeri soruların cevabı üzerinde düşünülmesini arzu ederim.

Öncelikle belirtmem gerekir ki benim açıdan: ‘Hukuksal eşitlik’ ve ‘Mülki eşitlik’ aynı şeyler değildir. Bir işçinin ve bir patronun mülkünün eşit olmaması, bu iki sınıftaki insanların hukuksal alanda da eşit olamayacağı anlamına gelmez/gelmemelidir. Sınıfların mülken eşit olmaması ve hukuk karşısında eşit olmamaları aynı şeyler değildir. Bir işçinin hukuksal değeri ile bir patronun hukuksal değeri aynı ve eşit olmalıdır.

Hz. Ömer’in sıradan bir vatandaş ile valiyi hukuken eşit bir statüde değerlendirip, valiye kısası uygulaması bu eşitliğin uygulamadaki somut örneğini teşkil etmektedir. Sınıfların farklılıklarını yok etmek ve o farklılıkları ortadan kaldırmak kaydıyla eşitliği sağlamak ile tüm sınıfların doğuştan kazanılan ortak değerlerde hukuksal açıdan eşit olmalarını sağlamak aynı şeyler değildir.

İslam dini, madem fakir ile zengini yani proleter ile burjuvayı eşitliyor, neden günümüzde uygulanmıyor? Sorusuna gelince de; neden uygulanmıyor sorusunun muhatabı İslam değil, günümüz müslümanlığı ve müslümanlarıdır. Ayrıca İslam, fakir ile zengini eşitlemiyor, zekât ve benzeri faaliyetlerle zengin ve fakir arasındaki uçurumun anarşiye, kargaşaya ve gaspa yol açmasını önlemeyi ve “Veren el alan elden üstündür” mantığıyla barış ve huzurun teminatı olan paylaşımı merkeze yerleştirerek sosyal dengeyi ve hayatın idamesini sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca yukarıda zikredilen sorularla beraber; günümüzde İslam’ı savunan veya savunduğunu iddia edenler, İslam’ı ne kadar yaşıyor? Sorusunun cevabını aramak de gerekiyor.

Bazı kavramların tam anlamıyla tanımının bilinememesi, yanlış tanımlanması ya da yanlış alanlarda kullanılıyor olmaları, beraberinde türlü sıkıntılar da getirmektedir. Eşitlik kavramı da bu kavramlardan birisidir. Bu kavrama anlamının dışında bir anlam yüklenmiş olması da beraberinde yanlış anlaşılmaları getirmiştir. Eşitlik her alanda aynılık anlamı taşımadığı gibi ne biyolojik ne ekonomik ne de cins ve tür aynılığını öngörür. Hukuksal açıdan, Yaşama hakkı, Özgürlük ve kişi güvenliği hakkı, Adil olarak yargılanma hakkı, Düşünce ve vicdan özgürlüğü hakkı, İfade özgürlüğü hakkı, Eğitim hakkı, Özel yaşama ve aileye saygı hakkı gibi temel hakların dışında, eşit olma (aynılık) durumu söz konusu değildir. Zaten; din, can, nesil, akıl ve mal gibi ortak değerler semavî dinlerde de korunması gereken evrensel değerlerdir. Yani bir yöneticinin can ve mal güvenliği ile yönetilen halktan birinin can ve mal güvenliği, bir zenginin yaşama hakkı ile bir fakirin yaşama hakkı arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin yasaların uygulanması eşitliğin bir gereğidir.

Herhangi bir bireyin sahip olduğu tavuğun korunması ile bir diğer bireyin sahip olduğu bir ton altının korunması eşit ve aynı hassasiyette olmalıdır. Fakat her iki bireyin tavuğa ya da bir ton altına sahip olması eşitlik alanı değildir.

 Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan Sad b. Ebi Vakkas, Şam’daki bir camiyi genişletmek ister. Bu nedenle de caminin civarındaki arsaları kamulaştırır. Ancak Şam’da yaşayan bir Yahudi, camiye bitişik olan arsasını satmak istemez. Vali arsasının değerini fazlasıyla verse de Yahudi vatandaş arsasının kamulaştırılmasına rıza göstermez. Bunun üzerine vali arsaya el koyar ve bedelini adama gönderir. Olay halifeye intikal eder. Halife valiye iletmesi için Yahudi’ye şu mesajı verir: “Bilesin ki, ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim.” Vali bu cümleyi okuyunca, sapsarı kesilir. Uzun müddet başını yerden kaldıramaz. Sonra endişe içinde, başını kaldırıp şöyle der; arsanız size geri verilmiştir.

Burada adil ve adalet kavramları karşımıza çıkmaktadır. Her alanda adalet olmalıdır; ancak eşitlik için farklı bir durum söz konusudur. Mülk/kazanç edinmede kuralların/yasaların herkese eşit olmasını sağlamak! Kazanç edinme imkânlarında herkesin eşit olmasını sağlamak. Sanırım tebliğ, irşad ve cihad mefhumları gibi: Adalet ile eşitlik mefhumları ve ifade ettikleri anlamlar da birbirine karıştırılıyor. Öncelikle adalet ve eşitlik kavramlarını karıştırmamak gerekir. Adalet eşitliği sağlar, ancak eşitlik adaleti sağlar diyemeyiz.

Adaletin olmadığı yerde eşitlik mümkün mü? Mülki eşitlik ve hukuki eşitlik aynı olmadığı gibi, eşitliği mülki alanda sağlamaya çalışmak, daha doğrusu dayatmak, sıkıntılar doğuracağı gibi tabii de olmayacaktır. Tarihi tecrübeler bu durumu bizlere net bir şekilde göstermiştir. Ve tabii olmayan, tabiata mugayir her hareket ve doktrinin; beraberinde, tabiatı bozacak sorunları da oluşturacağı bilinmelidir.

İşte İslam, belki de bu anlamda; okurumun beyan ettiği sosyalizim ile “ters düşme” gereksinimi duyuyor. Evet, günümüzde toplumun sosyalitesi, huzuru ve barışı için gerektiğinde ‘Cerrahi operasyon’ niteliğini taşıyan tavırlar dahi içeren İslam hukuku ihmal edilmekte, hatta bilinmemektedir. Bununla beraber, bu hukukun işlevselliğine katkı sunması veya vesile olması amacıyla farz kılınan ibadet kısmı da, salt ve şekilsel bir tarzda merkeze alınmıştır.

İslam, birinin malının tümünü veya çoğunu zorla alıp bir fakire verip sağlanacak ‘eşitlik’ yerine, her zenginin malından malın türüne göre belirlenmiş bir miktarında fakirin hakkı olduğunu ifade etmiştir. Bunu farz kılarak da o hakkın alınmasını idarecilere yüklemiştir. Bunun yanı sıra gönülden verilecek farz olmayan sadakayı da çokça övmek kaydıyla zenginleri bu harekete yönlendirmeyi de görev edinmiştir.

İslam’a göre: Az veya çok, var olan mülkün korunmasında eşitlik vardır, ancak mülke sahip olmada böylesi bir ‘Eşitlik’ söz konusu değildir. Ama biz eşitliği zengin ile fakir arasındaki ‘Mülki’ farka bakarak değerlendirip, eşitliği tanımının dışında kullanıp sıkıntılara sebebiyet veriyoruz. Zengini kendi içinde, fakiri de kendi içinde ve kendine bağlı olarak değerlendirmeliyiz ki zaten böylesi bir değerlendirme de bize ait değildir. Çünkü bu durum (zengin-fakir) olası, göreceli ve tabiidir. Kimine göre ‘Mülki Zengin’; mana fakiri, aç gözlü iken, ‘Mülki Fakir’ ise; manen doyuma ulaşmış, kimsenin malında gözü olmayan gerçek zengindir. Yani zenginlik dahi göreceli iken; eşitliği mülki zenginliğin çokluğu veya azlığına indirgemek, zenginliğin tanımına ters düşeceği gibi, kıymet ve değerin de mülk ile belirlenmesine vesile olacak ki, bu da etiği derinden sarsacak ve adaletin eşit olarak tecelli etmesine mani olacaktır…

Hukuksal alanın dışında eşitlik, ancak hemcins ya da hem-tür gibi durumlarda söz konusu olmalıdır. Hemcins olmayan iki canlının yarışında, örneğin; kaplumbağa ve tavşan yarışında bitişe ulaşmada ve hız konusunda birinci olarak tavşanı belirlemek; ne eşitliğe ne de adalete sığdırılabilir bir durum olsa gerek. Bizim bu durumda yapmamız gereken, yarışı gereken eşitlik alanında yapmamızdır. Yani iki kaplumbağayı yarıştırıp yarışmanın kazananını belirlemektir. Bunu yaptığımızda eşitliği doğru ölçütlerde ve alanda yapmış oluruz. En başta da dediğim gibi, bu durum bu alanda değildir. Yani eşitlik alanında değildir.

Sevgi ve saygı alanını ele alırsak. Hayatta genel geçer kurallar vardır. Balıkların suyun akış yönünün tersi istikametine doğru yol alışları gibi. Bu kuralların dışında kalan müstesna ‘Kamil veya Halim İnsan’ karakteri haricinde tüm insanların, herkesi eşit derecede sevmesi ve bunun olması gerektiğinin dikte edilmesi ne kadar doğrudur? Sevgide eşitlik olmayabilir ama saygıda eşitlik sağlanmalıdır.

@MBHedbi 14 : 03 : 2012

Paylaş
Etiketler: ‘Mülki eşitlik’adaletHukuksal eşitlik’hz ömer
Önceki Yazı

Obezitenin Sebebi de “Sayın Mikrobiyota” İmiş

Sonraki Yazı

SGK Borcu Siliniyor mu?

M. Burhan HEDBİ

M. Burhan HEDBİ

İlişkili Yazılar

Neyimiz İslâma Göre
Din ve Ahlak

Hay”dan Gelen Ölüm

14 Kasım 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Bir Bayram Mektebi

05 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Edebiyat

Kim Konuşuyor?

01 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Sıkışmışlık

20 Mayıs 2025
5k
Sonraki Yazı

SGK Borcu Siliniyor mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap