Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M. Burhan HEDBİ

Savaşı Çıkartıp Göz Yumanlara!

M. Burhan HEDBİ Yazar M. Burhan HEDBİ
01 Haziran 2013
M. Burhan HEDBİ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kabil Habil’i öldürdü. İşte bu yüzden “… İsrailoğullarına (Kitap’ta/Tevrat’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Ama onlardan birçoğu bundan s20130531_468725onra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmekte. 5/32”

Peki, günümüzde ölenler nefs değiller mi? Yoksa harekete geçmemiz için; öldürülenlerin, illa bizden olan ‘nefsler’ olması mı gerekiyor?

Ayet, muhatabının İsrailoğulları olduğunu ve buna rağmen “Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmekte.” diyerek açıkça beyan ediyor. Muhatap israiloğulları olsa da Kur’an, tüm insanlığa geldiği için her bir bireyi kapsamaktadır.

Tüm peygamberlere gelen Semavi buyruklara inanıyorum. Zira inancımın kaynağ olan Kur’an, bunu gerekli kılıyor. “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. 2/285”

Peygamberlere gelen Semavi buyruklarla/’dinlerle’ bir proplemim yok fakat gördüğüm kadarıyla; “dini” kendi otoriteleri ve güçleri için kalkan ve vasıta kılan “dinciler” insanları dinden de bezdirmeye başlamışlar. Buna seyirci kalmak proplem olmuş durumda. Zira din, ‘dincilerin elinden çektiği kadar kimseden çekmedi bu güne kadar… Bu, öyle bir hal aldıki küresel günaha dönüştü. Bu küresel günaha dur demek gerekir artık. Peki nedir bu küresel günah?

KÜRESEL GÜNAH/06.07.2012 – Milat Gazetesi

“Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.” Einstein.

Asrımızda küresel ısınmanın tehlikeleri ve alınabilecek tedbirler üzerine makale, tez vs. bilgi, belge ve kitap sürekli olarak yayınlanmaktadır. Küresel ısınma devam ettikçe de yazılmaya devam edecektir. Malumdur ki küresel ısınma dünyanın başlı başına bir sorunu olmakla beraber, verdiği ve vereceği zararlar doğrudan doğa ile ilintilidir.

Kâinattaki ilişkilere baktığımızda var olan ilişkilerden iki tür ilişki bariz bir şekilde gözlenebilir. Bu ilişkilerden birincisi insan-doğa, ikincisi ise insanların kendi aralarındaki insan-insan ilişkisidir.

İnsani mantık ve değer yargıları ile bakıldığında, doğa, insan paralelinde olduğu müddetçe önem kazanmaktadır. Başka bir ifade ile insan-doğa ilişkisinde, doğa, insanlar için fayda sağladığı müddetçe önem arz eder. İnsan olmayacaksa doğanın ne gibi bir önemi olabilir ki?

Evet, doğanın fayda sağlaması için küresel ısınmanın önü kesilmeli ve bu bağlamda yapılan çalışmalar takdir edilmeli!

İnsan-insan ilişkilerinde ise, bireyler ve dolayısıyla bu bireylerden oluşan toplum ve güçler insanlığa faydalı olma gayreti paralelinde olduğu müddetçe önem kazanmaktadır.  

Peki, insanı ve insaniyeti derinden alakadar eden, insanlığı ciddi bir şekilde yıkıma götüren “Küresel Günah” karşısında acaba neden umursamaz bir tavır takınılıyor?

Bu noktada, doğadaki yıkım ve insanlardaki yıkım üzerine bir karşılaştırma gereği duydum.

İnsan ile değer kazanan bir şeyin yok olmaması için küresel güçler birleşip dernekler vb. sivil toplum örgütleri kurdurup önlemler almaya çalışıyor da, neden insanlığı tahrip eden “küresel günah”ın önlenmesi için kimsenin kılı kıpırdamıyor? Yoksa birileri bundan rant mı elde ediyor?

İnsan-doğa ilişkilerinde önemle üzerinde durulan ve insansız hiçbir önem arz etmeyen doğa karşısında önemli olan insan, nasıl oluyor da insanlığı ve insanları yıkıma götüren “Küresel Günah” gibi büyük bir sorun gündeme alınmaz, ikinci plana atılmak suretiyle önemsizleştirilir ve önemsenmez?

 Konuya İslamî bakış açısı ile bakılırsa, bir insan kâinatla eşdeğerdir. İslam, bir insana yapılan olumsuz şeyleri kâinata yapmış sayar. Hatta bir insanı öldüreni bütün insanlığı öldürmüş sayan, Kur’ânî hüküm vardır. Kâinatın bir parçası olan doğaya bu kadar önem veriliyorken kâinatın yaratılış sebebi (ille-î gayesi) olan insanınikinci plana atılmasıhayret verici bir durum değil midir?

Bugün hümanizmi savunan gelişmiş öncü devletler, insanlığı bir önceki günden daha kötü bir duruma getirmek için çaba sarf ediyor. Meselenin en acıtarafı da bunun farkında olmamalarıdır. Farkında olmadıklarıgibi insanlığın faydası için çaba sarf ettiklerini iddia ediyorlar. Bu nedenlerden dolayıinsanlığın ne halde olduğu ortadadır. İnsanlık bir tarafta kan içinde yüzmektedir. İşte Halepçe, Filistin, Çeçenistan, işte Irak ve diğer orta doğu ülkelerinin mazisi ve bugünü. İşte Suriye ve yarını meçhuller!

Başka bir tarafta ise açlık ve adaletsizlik çukurlarında boğulmaktadır insanlık. İşte Afrika, Somali, Afganistan, Pakistan, Türkiye ve Mezopotamya…

Ve her nedense bu kötü durum, bir insanı bir kâinata eşdeğer tutan İslam’ın hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşanıyor. Bu ayrıca düşündürücüdür. Bir ağaç için neredeyse kan dökmeye hazır olan şeytanî ruhlarını melek yüzü/maskesi ile kamufle eden otoritelerin gözü önünde ve bilgisi dâhilinde insanlar hatta insanlık katledilirken, hiçbirinin kılı bile kıpırdamıyor. Bir canın bir fidandan daha değersiz hale getirildiğinin göstergesi olarak klişeleşmiş olan “Bir fidan bir can” sözü karşımıza çıkmaktadır. İşte bu noktada ben, Allah tarafından değerli kılındığıhalde insanlar tarafından değersizleştirilen insana acıyorum.

Küresel günah/iktidar; güç olma veya dünyayı yönetmeyi elde edebilmek adına bu yolda her şeyi mubah görme duygusu/algısıdır.

Herkesçe malumdur ki asrımız bu olgu yüzünden birçok sıkıntı yaşamaktadır. Çünkü sıkıntılara değil de sıkıntıların sebebine bakma erdemine vakıf olanlarca görülecektir ki mevcut savaş, açlık ve geri bırakılmışlığın temelinde dahi bu günah yatmaktadır. Savaşan taraflar zayıf olacak ve bu günah sahiplerine muhtaç olacak. Böylelikle tüm değer yargıları ayaklar altına alınacak seviyeye getirilecek ve değerleri kalmayanlara/bırakılmayanlara istediklerini yapabileceklerdir. Hatta o kadar düşecek ki değer yargıları, kardeş kardeşi öldürebilecek, onlar istedi diye. Düşünün bir toplum/devlet şayet değer yargıları formatlanmışsa ne hale gelecektir?

Mevcut güç odakları, iktidarlarına yarayan savaşların davam etmesine “Bu iç meseleleridir” maskesi altında göz yumacak yani; istedikleri yerde savaşı onlar çıkartıp ve “bu iç meseleleridir”  deyip, hunharca sırıtarak bu savaşa göz yumacaklar. İstemedikleri yerde ise insanlık kisvesi altına sığınarak hemen müdahil olacaklar.

Evet, olaylara değil de sebeplerine bakma yetisine sahip olanlar bunun farkındadırlar.

Zannımca bu “İktidar olma” veya “Dünyayı yönetme” duygusu, ferdi ve toplumsal günah tanımından çıkıp “Küresel Günah” tanımına girmektedir. Bunun için bu günaha sadece bireyler, toplumlar değil ancak ve ancak “Küresel bir refleks” ile karşı konulabilir.

Hristiyan’ı, Yahudis’i, Müslümanı ve hatta Ateist’i bir paydada birleşmeli ve bu paydayı koruyabilecek bir reflekse sahip olmayı başarmalılar…

Sonuç olarak tüm sorumlulara şunu sormak isterim; ajandanızda, çare bulunması gereken sorunların başında, insan için yaratılmış olan doğanın bozulmasına neden olan küresel ısınma mı var yoksa bizatihi insanı, insanlığı ve (zümnen) kainatı da bozan “Küresel Günah” mı var? Acaba hangisi ilk sırada? Ve ilk sırada olması gereken hangisi? Daha da önemlisi böylesi bir günahın farkında mısınız ve bu günahı tanıyor musunuz?

(Ben bu satırları yazdığımda tarih 06.07.2012’yi gösteriyordu. Bugün tarih 31. 05.2013. Şimdi de bunları söylemenin yeri geldiğini düşündüğümden aynen paylaşıyorum. Bunu neden mi yapıyorum? İster merhamet deyin ister küresel vicdan.)

Paylaş
Etiketler: habilİsrailoğullarıkabilsavaş
Önceki Yazı

Konyasporun 1. Liğe Çıkışı Bir Milat Olsun

Sonraki Yazı

Kahramanmaraş’dan ‘Alkış’ Dergisi

M. Burhan HEDBİ

M. Burhan HEDBİ

İlişkili Yazılar

Neyimiz İslâma Göre
Din ve Ahlak

Hay”dan Gelen Ölüm

14 Kasım 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Bir Bayram Mektebi

05 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Edebiyat

Kim Konuşuyor?

01 Haziran 2025
5k
Neyimiz İslâma Göre
Genel Eğitim

Sıkışmışlık

20 Mayıs 2025
5k
Sonraki Yazı

Kahramanmaraş’dan ‘Alkış’ Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap