Bizden birileri bir şeyler çalar, yokluğunu gördüğümüz zaman onu tekrar yerine koymaya çalışırız. Bizden çalınanların pek çoğu yerine getirilebilir. Getirilemeyenlerin de pek çoğunu önemsemeyiz yokluğu bizden bir şey götürmez. Ya da unutulmayacak bir yara açmaz.
Fakat öyle bir hırsız vardır ki onun çaldıkları geri gelmez yeri doldurulmaz. İşte bu zalim ve acımasız hırsız bizi kendine bağlayan uğruna kendimizi bile feda ettiğimiz hayattır.
O kadar kurnaz, o kadar sinsi ve bir o kadar ustadır ki bizden neyi ne zaman çalacağı hiç belli olmaz. Çaldıklarını da asla geri vermez. Sen koşarsın peşinden onda kalan alacaklarını almaya fakat o senden yeni bir şeyler çalmak için yeni planlar kurar.
Ne anlayabilirsin nede görebilirsin. Bu hırsız hayat gözünü açtığın andan bu yana peşindedir, her nereye gidersen git adım adım takip eder seni.
Bir dünya kurarsın kendine varınla yoğunla yetinmeye çalışırsın razı olursun yaratanın sana sunduklarına. Halinden şikâyetçi de olmazsın. Sen kendi halinde kendi kaderini yaşarken bu zalim ve en acımasız olan hırsız hayat karşına beklemediğin sürprizler çıkarır. Gözlerini kamaştırır, hayallerini alt üst eder. Kendini öyle kaptırırsın ki peşinden ayrılamazsın. Onda gördüklerin seni hiç güvenmediğin bu hırsız hayata yeniden bağlar.
Senden daha çok şeyleri çalabilmek için sürükler seni gözünü kamaştıran, içini burkan hayaller peşinden. Bir an için sanırsın ki hayat benden yana, ama o asla senin düşeceğin durumları umursamaz.
Ya bir akşamüstü ya da gün ağardığında seni bırakıp gideceğini hiç duyurmaz. Sende onun sunduğu beklenmeyen güzelliklere kapılıp bu hayatın hep böyle devam edeceğini düşlersin.
Yeni hayaller kurar yeni sevdalar aşılarsın yüreğine. Yeniden gözden geçirirsin keşke lerini ve ukdelerini, içini kemireni bir kenara atıp yeni hayallerine bağlanırsın.
Umut dersin adına yaşadığın hayattan bıkmışken yeniden zevk almaya başlarsın. Her gün ilk işin sana sunulan bu güzellikleri paylaşmak olur. Her yerde onu ararsın.
Ama hiç aklına gelemez ki acaba hayat benimle yeni bir oyun mu oynuyor?,benden başka bir şeyler daha mı istiyor. Seni kendine o kadar bağlar ki bırak başka ne istediğini düşünmeyi, seni bile senden çalacağını düşünmek bile istemezsin.
İçinde kopan fırtınaların şiddetine aldırmadan nerde ve ne zaman kırılacak olan kalbinin sesini duymadan, gittiğin yolun nereye ulaşacağını düşünmeden ya da bu yolun nerde biteceğini hesap etmeden gidersin hayatın peşinden. En usta hırsız olduğunu bile bile.
Buldum dediklerini alır önce elinden hem de hiç sebepsiz yere. Nedenini niçin ini soramazsın bile. Ona öyle inanmışsın, öyle güvenmişsin ki en küçük bir endişe bile duymazsın.
Hayatın şimdiye kadar senden aldıklarıyla yetineceğini sanıp artık benden alacağı bir şey kalmadı yakamı bıraktı dersin. Dolu dolu yaşamalıyım bu hırsız hayatı beni benden çalana kadar dersin ve şimdiye kadar hiç yaşamadığın sevgiyi, özlemi, hasreti yaşamaya başlarsın.
Bin bir mihnet ile kurduğun ve içinde yaşattığın sevginle hasretinle, özelminle mutlu olmaya çalışırsın.
Öyle beklenmedik bir anda; ya bir öğle üzeri ya da gece yarısı bakmışsın ki bu hırsız ve arsız hayat onları da çalıp gitmiş senden.
Hangisine yanarsın hangisine ağlarsın, yüreğin buz gibi olur, bedenin viraneye döner.
Bir yandan senden giden ve hiç geri gelmeyenler bir yandan hep beklen ipte gelmeyenler.
Çektiğin hasret ve içinde her geçen gün filizlenen sevgi ve özlem senide koparır bu hayattan. Kurulan bir binanın çökmesi gibi bir enkaz yığınına dönersin.
Vay!! be hayat benden alamadığın daha ne kaldı.
İşte ne varlığından vazgeçebildiğimiz, ne de yokluğuna katlanabildiğimiz hayat bu.
Hani diyoruz ya her şeye rağmen yaşamak güzel diye. Eğer hayat bir gün bizi de bizden çalana kadar o güzellikleri yaşayabiliyorsak ne ala. Çünkü hayat sana verdiği sözü de tutmayacaktır.
Unutma.
