Çok Şey İstemiş Olur Muyum?

Biz bayanların üzerimize  çok gelindiğini düşünüyorum. Hep dış baskıların mağduru oluyoruz. Sürekli başkaları bizleri yönlendiriyor. Ne yiyeceğinden, ne giyeceğinden, kimin yanında nasıl oturup, nasıl kalkacağından v.s her şeye karışıyorlar. Ve kadınsın ya rolün belli. Ne var sanki bu rolü biraz değiştirsek.

Mesela neden hep erkekler kadınları alıyor. Yani evlenme aşamasında; ‘seni alacağım, baban seni bana verir mi?’ gibi sözleri neden kadınlar erkeklere söyleyemiyor? Biz gitsek görücüye, biz istesek anneden oğlunu, kahveyi bize oğlan yapsa, kayın validenin karşısına geçip; ‘işim gücüm yerinde, içkim sigaramda yok, kahve alışkanlığı deseniz hiç yok, Allah’ın emri peygamberin (S.A.V)’in kavliyle oğlunuza talibim, oğlunuzu almaya geldim’  Sonra çocuk doğurma işini de erkekler üstlense, emzirse, altını değiştirse, bizde göbeğimizi kaşıyarak elimizde kumanda televizyon izlesek. Yerli yersiz erkeğimizi dövsek. Kadınız ya döveriz de severiz de…

Sonra yolda bir erkek beğensek ve dönüp ona: ‘piişt yavruuu hepsi senin mi? Yerim anam seni’ desek. Evde erkeğimiz beklerken, beğendiğimiz başka erkeklerle kırıştırsak ve kadın yaparsa elinin kiri olsa, erkek yaparsa da namus belası olsa. Aldattığımız kocaya babası nasihat verse: ‘aman oğlum suyuna git, o ne derse yap, hizmetini eksiksiz yap, saygıda kusur etme, bak şimdi gönül eğlendirdi ama tapusu sende bebelerinin hatırına yut’ dese. Ardından kadının babası damadına dönüp: ‘erkek olsaydın da sahip çıksaydın karına, gözü dışarılara kaymazdı, hem onun elinin kiri, bak bir boşarsa görürsün gününü bu devirde dul erkek olmak kolay mı, karının kıymetini bil, sus yut’ dese.

Erkekler de artık sokaklar da rahat yürüyemese. Her köşe başında illaki tenha da kıstırılsa. Ve gezmek istediğinde de hep yanına bayan arkadaşlarını almak zorunda kalsa. Geç vakit dolmuşta tek erkek kaldığında, korksa evine yakın bir yerde indiğinde kadının biri arkasından gelip tecavüz etse. Sonra kalkıp eve gittiğinde: ‘erkek değil misin kesin kırıtmışsındır, yapmışsındır bir şeyler ki saldırmış üzerine, Allah bilir ne yaptın da baştan çıkardın?’ dense.

Bir partiye gittiğimizde; sürekli diğer erkekleri süzsek, arada bir beğendiğimiz erkeklerin yanlarına gidip arkalarında ki çıkıntıları ellesek. Özellikle bize ters davrananları taciz etsek. Hatta bizi istemeyen erkekleri tehdit etsek: ‘benimsin uleyn, seni kimseye yar etmem, paşası gelse tanımam, doğrarım’ diye bir tarafımızı yırtsak. Bizimle yatmayan erkeğe dönüp: ‘bana namus ayakları çekme oğlum, Allah bilir kaç kadının koynuna girdin’ desek.

Evde,iş de, okul da her yer de erkekleri cinsel bir nesne olarak görsek ve onun dışında bir işe yaramadıklarını düşünsek. Sokağa çıkmış ERKEK HAKLARI diye bağıran erkekleri gördüğümüzde; ‘ ne gereksiz şeyler bunlar, erkek erkekliğini bilsin, kadın kadınlığını, gidin evinize kırın dizinizi oturun babanızın dizleri dibinde’ desek.

Her şeyde erkekleri hor görsek. Saçı da kısa aklı da kısa desek. Desek de desek. Çok şey istemiş olur muyum?