Ne tesadüf, Gerçek kadın hareketinin nefis bir romanını 7 mart sabahı bitirdim:
Ve aynı dakikalarda hemen bu yazıyı yazdım.
Nefis mi nefis, sürükleyici, bilgilendirici bir roman.
Yazarı; yakın dönemde Ankara'da tanıştığım Turgut Türksoy.
Kitabın adı; Dilruba,İmge yayını,Mayıs 2011.
Arka yazı; "Dilruba'nın hikayesi; evde kafesin,sokakta peçenin ardına hapsedilen Osmanlı kadınlarının şeriat yasalarına ve kökleşmiş geleneklere karşı başlattıkları mücadelenin tarihidir."
Kitap feminist hareketin Cumhuriyet öncesinde de İstanbul'da verdiği mücadeleyi de anlatmakta, Fatma Aliye'den Halide Edip Adıvar'a Sabiha Sertel'den Şair Nigar Hanım'a bir çok öncü kadının bu harekette önde olduğuna değinmektedir.
Kitabın ön kapağındaki tasarım harikadır.
Bir yanı geleneksel diğer yarısı çağdaş olan kadın figürü romanın temasına çok yakışmıştır.
Romanın son cümlesindeki "birlik ve mücadele" çağrısı da yüreklerde ve beyinlerde bir ışık çakmakta ve yol göstermektedir.
Yazarın uslubu açık, yalın ve oldukça dikkatlidir.
Bu 8 mart haftasında zevkli, güzel bir roman okumak isterseniz, alın okuyun bu yer yer gizemli,kadın mücadelesinin başlangıç günlerini tarihsel ve sosyal dinamikler içinde anlatan bu sürükleyici romanı.
Eline sağlık Turgut Türksoy..
Yazarın başka tarihsel dönem ve kişiliklerle ilgili romanları da var: Çerkes Ethem, Güneşin Çocukları gibi..
Tarihin karanlık ve gölgeli günlerine ışık saçan olayların yetiştirdiği kişilikleri roman kahramanları olarak yazmak da ilginç bir özellik olsa gerek.
En güzel ilginçlikleri de yazarlardan beklememiz boşuna değil demek ki..
Her yazar enterasandır.
Bu 8 mart emekçi kadınlar gününde genel söylemler yerine bir romanı paylaşmak bana daha uygun geldi.
Başta kadınlara, gençlere, insanlığa sevgiler..üretken günler..
