Nedir bu korku böyle yıllardır bitmedi gitti. Mağdurluğumuzla zalimlerden daha çok korkar durumdayız. NE HALT YERSEN YE ULEN diyemiyoruz ne Fransa’ya, ne ona buna şuna. Ölü toprağını atalım üstümüzden biraz cesur ve ilkeli olalım.
Bazı konular iskelet sistemimiz gibi olmalı, bir duruşumuz bir karizmamız olmalı. Fransız ve Alman siyasetinin ne mal olduğunu anlayamadınız mı hala ? Yumurta kapıya dayanınca çığlık çığlığa folluk arıyoruz. Bu bizim toplumsal karakteristik özelliğimizdir. Zamanında gerekli tedbirler almasını bilmiyoruz. Çok duygusalız ve bu duygusallık hatalar yaptırıyor bize. Dış politika duygusallıkla yönetilmez. Ülke liderleriyle kardeş, kanka olunmaz.
Dış politikada çok çelişkili durumlara düşüyoruz, bir söylediğimizle son söylediğimiz brbirini tutmuyor. Siyasetin ve devlet yönetmenin değişmez ilkeleri vardır. Değişmez ilkeler ile zamana göre değişebilir ilkeler birbirine çok karıştırılır oldu son zamanlarda. Farkındaysanız ermeni açılımı fiyasko oldu Azerileri gücendirdiğimizle kaldık. İtalya ve Yunanistan ile de aynı durumlar. Önce kanka oluyoruz sonra kanlı bıçaklı. İsrail ile olan gerginlik ile arap hayranlığını terazide tartarsak ortada pek kazanç elde ettiğimiz söylenemez. Bir şeyler yanlış gidiyor düşüncesindeyim. Seçimlerde oyların yarısını alan bir iktidar partisi yeni anayasa lafazanlığıyla 3 yıldır kafa ütülüyor. Gidişata bakarsak 2 yıl daha bu ninni sürecek gibi. Cumhurbaşkanının süresi dahi bizi dünyaya rezil etmeye yetiyor. AKP sorun çözmüyor sorun üretiyor sanki.
Küresel rüzgar AKP yelkenlisinin yelkenlerini 9 yıldır şişiriyor olduğundan AKP nin yaptığı çok önemli yanlışlar göz ardı yapılıyor. Bu küresel rüzgar hep olumlu eser mi bilemem ama 1980 yılından beri gördüğüm yaşadığım tecrübelerden öğrendim ki, kurban bayramı yaklaştıkça koçlara yapılan itinalı bakım ve iltifatlar hep artar. Koçlarda bayram sabahına ve kasabı ile bıçağını görünceye kadar o iltifatların sebebini anlayamazlar, anladıklarında ise üç ayağı bağlanmış tekbir sesleri son duydukları olur. Geçen gün Dışişleri bakanımız Ahmet Davutoğlu İsrail hakkında İSRAİLİ DİZ ÇÖKTÜRDÜK diye gazetelerde beyanat vermiş. Sayın Başbakanımız da 1 yıl önce Suriye devlet başkanına KARDEŞİM diyordu. Daha 2 yıl önce mayınlı arazileri İsrailli firmalara kiraya 49 yıllığına vermeyi düşünen yine bu hükümetti. AKP nin o kadar çok tutarsızlığı var ki hayret ediyorum. 2-3 yıl önce Kıbrıs konsunda Rauf Denktaş’a etmediğini bırakmayan da bu hükümetti. O zamnlar KIBRISI VERELİM GİTSİN modası hükümette hakimdi sonra ne oldu ? Denktaş haklı çıktı.
İlkesizlik siyasette de hukukta da paçalarımızdan akıyor. Kıbrıs Rum kesimi önümüzdeki 6 ay AB başkanı olacak. Asıl bundan sonra seyredin kuru sıkı salvo atışlarını. AB önünde üye olmak için ağlayan zırlayan salya sümük bir ülkenin siyasetçilerinin kuru sıkı atışlarından ne de korkarlar ya . AKP alternatifsiz olduğu zannedildikçe demokrasi kocaman bir yalan olarak önümüzde duracaktır. Liderlerin ve partilerin demokrasilerde hep alternatifi olduğu için o yönetime demokratik deniyor. Yoksa kıravatlı takım elbiseli krallara ihtiyacımız yoktur. Önümüzdeki yıllarda halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ve yine halk tarafından seçilmiş başbakan kavgalarını yaşamaya başladığımızda AKP nin kulakları çok çınlatılacak. Çünkü şimdi görebildiğim kadarıyla hiçbir AKP li bir gün muhalefete düşebileceklerinin hayalini bile kurmuyor. Ebedi bir AKP hükümeti hayali onları demokratik olmaktan alıkoyarken, yarın yaşayacakları pişmanlıkları da kendi elleriyle hazırlıyorlar. İlkeler baki, partiler ve liderler fanidir unutmayın.